Yıkılmış evlerin arasında yürüyordum bir kaç kişisin konuşmasından duyduğuma göre burada bir savaş çıkmıştı bu yıkılmış ve yanan evler ise o savaşın kalıntılarıydı
Yanmış tahtalar ile dolu yolda yürürken ayağımın altından küçük bir kırılma sesi geldi durup bastığım şeyin ne olduğuna baktığımda bir kolye olduğunu gördüm
Kolyenin demir bir Zinciri, tam ortada duran mavi yuvarlak bir taş vardı başta safir olduğunu düşündüm ama safir olmıycak kadar güzeldi , kolyeyi alıp doğrulduğumda bir anda bulunduğumuz alan değişti
Sinirle gözlerimi kapattım bu rüyaya girdiğimden beri yüzüncü kez oluyordu ve artık sinirim bozmaya başlamıştı zaten uykuya dalmadan önce ablam hakkında öğrendiğim şeyler yeterince sinir etmişti beni bide üstüne süreli ortam değişiyor beni saçma sapan bir yerlere götürüyordu
Gözlerimi açıp nereye geldiğime baktım bu sefer bir ormandaydım , bu ormanı az önce gittiğim kasabadan görmüştüm ama bu orman kasaba gibi savaşın yükünü taşımıyordu hatta sanki hiç savaş görmemiş gibiydi
Ama madem bu kadar yakına gidicektim neden kolyeye ihtiyaç duydum ki
Derin bir nefes alıp ormanların derinliklerine doğru ilerledim, burada ki huzur verici sessizlik tüm öfkemi alıp götürmüştü , yavaş adımlarla ilerlemeye devam ederken yakınlardan bir yerden bir konuşma sesi geldi
Kafamı sesin geldiği yere çevirdiğimde bir mağara olduğunu gördüm bir rüyada olduğum için her türlü oraya gitmek zorundaydım gitmezsem bile rüya beni bir şekilde oraya fırlatırdı
Küçük ve sessiz adımlar ile mağranın girişine kadar geldim kafamı içeride ki kişileri görebilicek şekilde uzatıp etrafa bakındım , saniyeler içinde gözüme iki kişi takıldı bunlardan biri Khione'ydi, üstünde uzun siyah renkte , kalın askıları ve arkasında bir pelerin olan altın işlemeli bir elbise vardı elinde mavi-beyaz bir kılıç tutuyor karşısında ki adama öfkeyle bakıyordu
Karşısında ki Adam ise sanki onu bir şeye ikna etmek istermiş gibiydi, adam kısa Siyah saçlara ve kirli sakallara sahipti etrafında yayılan aura onun ne kadar güçlü olduğunu temsil ediyordu
-"vazgeç şu inadından Khione"
Khione alay edercesine gülüp adama baktı
Khione-"Ne yani benden kaçmamımı istiyorsun tıpkı Olympus'ta çıkan savaşta tanrıların halkını terk edip Topraklarından kaçtığı gibi mi sen beni ne sanıyorsun Ares"
Ares mi? Hadi be bu adam savaş ve yıkımın tanrısımıydı şimdi hani şu Zeus'un oğlu olan
Ben bildiklerimi sorgularken Ares konuşmaya başladı
Ares-"Khione o Aptal kardeşin Zethes'in tek olmadığını biliyorsun yanında oda var kar ve kış Tanrıçası olsan bile ona karşı savaşamazsın , sana kaç demiyorum ama eğer halkını ve diyarının korumak istiyorsan buradan gitmek zorundasın"
Ares bir süre sustuktan sonra tekrar konuştu
Ares-"Khione....senin bir varisin bile yok eğer ölürsen dünyanın dengesinin nasıl bozulacağını düşünebiliyor musun ilk olarak Gaia kontrolden çıkar,Gaia'nın kontrolden çıkması demek doğanın yok olması demek, ayrıca kışın yok oluşu bir çok insanın ölümüne sebep olur, tahmin ettiğinden daha çok önemlisin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Kraliçesi ///Draco Malfoy İle Hayal Et
FanfictionBüyü dünyasında hüküm süren 4 imparatorluk Slytherin, Gryffindor , Huffelpuff ve Ravenclaw...ve bozulmaya başlayan düzen... Rowena Ravenclaw'ın kızı Eirlys için zaman kavramı diye bir şey yoktu 18 yaşına girdiği gece onun için zaman durmuştu o yaşla...