"Bırak." diye mırıldanırken bir anda yattığı yerden sıçradı aniden Luna. Burada geçirdiği birinci haftayı tamamlamanın verdiği ufak bir sevincin yanında her an bulunma kaygısı bir tarafını yiyip duruyordu istemeden de olsa.Yattığı yataktan kalkarak odanın içindeki banyoya yöneldi ve elini yüzünü yıkayarak kendisine gelmeye çalıştı.
Odadan çıkıp direkt olarak mutfak tazgahına ilerledi ve bir bardağa su doldurup tek nefeste içti.
Armin'in işe gittiğini bildiğinden dolayı biraz tuhaf hissediyordu. Her ne kadar buraya alışmış da olsa başkasının evinde, ev sahibi yokken kalmak biraz garipti.
Bardağı tezgaha bıraktığı sırada televizyonun önündeki beyaz sehpanın üstünde duran beyaz bir kutuyu fark etti. Ne olduğunu anlamak adına oraya baktığında kutunun üstüne yapıştırılmış yeşil kağıdı okudu.
"Güle güle kullan."
Luna inanamayarak kutuyu eline aldı ve kapağını açtı ki telefon kapalı değildi. Daha önce açılmış ve içeriği tamamen hazırlanmış bir telefondu. Rehbere girdiği zaman ise içinde sadece Armin ve Eren'in numarasının olduğunu görmüştü.
Eve geldiği zaman Armin'e teşekkür etmeyi bir kenara not etti ve hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra tekrar odasına çıkıp üstünü değiştirerek evden çıktı.
Burada kendisini tanıyan birinin çıkması ve ihbar edilmesi ihtimali Luna'yı biraz gerse bile bunu görmezden gelmeye çalışacaktı çünkü artık korkaklık etmek istemiyordu.
Tek isediği Armin'i zor bir duruma sokmadan bu işi çözüp oradan ayrılmaktı ve bunun için önceliklle bir işte çalışması gerekiyordu.
Sonunda birkaç akşam önce Sasha'nın bahsettiği restorant kafeye girdiği zaman etrafına bakındı. Bar tezgahının arkasında bardakları kurulayan Sasha'yı gördüğü zaman gülümseyerek el salladı ve ona doğru ilerlemeye başladı. "Hoş geldin!"
"Hoş buldum."
"Patron, yeni eleman adayı geldi!" Sasha arkasına dönmeden içeriye seslendiğinde söylediklerine geri karşılık bulamamıştı ama az sonra buraya geleceğini biliyordu. "Patronumzu biraz şeydir..."
"Nedir?"
"Şey işte, suratsız. Yani yanlış anlama öyle durursa, herkese öyle. Senlik bir şey değil."
"Ne o Sasha, yeni eleman adayımıza beni mi kötülüyordun?" Sasha duyduğu şey ile kendisini susturduğu zaman Luna sesin geldiği noktaya baktı. Kendisinden biraz daha uzun siyah saçlı ve kendisine nazaran mendebur olarak adlandırabileceği adama baktı.
"Merhaba, Luna değil mi?"
"Evet efendim."
"Levi Ackerman." adam elini uzattığı zaman genç kız da karşılık verdi. "Memnun oldum."
Levi'ın yöneltmesiyle boş olan masalardan birine oturdukları zaman Sasha ikisine de su getirdi ve oradan ayrılmadan önce gözleri ile Luna'ya gaz verdi. Çünkü kıza burayı söyleyen ve patronuna da Luna'dan bahseden kendisiydi. İşi onun almasını gerçekten çok istiyordu.
Luna çantasından çıkardığı özgeçmişini masaya bıraktı. Levi kağıdı eline alarak bir süre okudu.
"Luna Black," dediği zaman kız boğazını temizledi. "Açık olmak gerekirse iş senindir, bu formaliteye gerek yok, zaman içinde tanışacağız zaten."
Ayağa kalktı ve kıza elini uzattı. Luna da ayağa kalkıp büyük bir sevinçle elini sıkarken bir yandan da Levi'ın dediklerini dinliyordu. "Yarın başlayabilirsin, sana detayları mesaj olarak atarım."
"Teşekkür ederim, Bay Ackerman."
O gittikten sonra Sasha sanki bu anı bekliyormuşçasına koşarak Luna'nın yanına damladı. "AÇO KISA SÜRDÜ NEDEN?!"
"İŞİ ALDIM!"
"NE!"
Birbirlerine sarılıp dönerek zıplamaya başladıkları zaman Levi arka tezgahtan onları izleyemeye başlamıştı. Yanındaki sarışın kalıplı arkadaşı ise yanına gelip yavaşça kulağına eğildi.
"Umarım hata yapmamışsındır."
***
Luna elindeki bardakları kurulayıp yerlerine koyarken Sasha ona doğru yanaştı. "İlk iş günün nasıl gidiyor bakalım?"
"Yorucu," diye mırıldandı Luna ardından gülerek arkadaşına döndü. "Ama başarıyla tamamladığımı düşünüyorum."
"Mekanın ışıklarının bir kısmı söndüğü zaman Levi onlara döndü. "Çok bir şey kalmadı zaten, siz çıkın kızlar."
İkiside derin bir oh çekerek personel odasına girdiler ve üstlerindeki önlüklerden kurtuldular.
"İyi akşamlar!"
Levi onlara dönmeden başını salladığı sırada en yakın arkadaşı Erwin onun tam aksine kızlara dönüp kocaman bir gülümseme sunmuştu.
"Sonunda!" Sasha dışarı çıktıları anda özgür olmanın verdiği mutluluğu yaşıyordu. "Yarın görüşürüz."
"Görüşürüz hayatım!"
İkisi birbirlerine veda edip evlerine doğru yürümeye başladılar. Luna, çok geçmeden bahçe kapısından geçti ve ana kapının şifresini yazarak içeriye girdi.
"Ben geldim." içeriye girdiği zaman kısa koridordan geçti ve salona girdi.
Gördü şey çantasını yere düşürüp donakalmasına sebep olmuştu.
"Eren?"
Allah Allah bölüm mü gelmiş hiç bölüm atar mıydım ki ben
Salıncaktan düşüp sakatlanınca yattığım yerde bölüm yazdim😔😔😔😔😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʜᴀʀᴅ ᴛᴏ ʟᴏᴠᴇ ¨*:· ᴀʀᴍɪɴ ᴀʀʟᴇʀᴛ
Fanfiction⎋ "Merhaba ufaklık, buraya beyaz elbiseli bir abla geldi mi acaba?" Düğünden kaçan genç bir kız henüz tanışmadığı bir çocuğun yanında yaşamak zorunda kalır.