"the archer, taylor swift."
════ ⋆★⋆ ════
Adrien önünde bulunan fincanı dudaklarına götürdü ve çayın kendine özgü kokusunu içine çekti.
"Bahçede rastlanan kara büyünün izini sürmeye çalıştık, ancak bir yere varamadık."
Genç adam içecekten bir yudum aldı ve boğazını yakan acı tat nedeniyle kaşlarını çattı.
"Güvenlik görevlilerinin söylediğine göre ormana herkes girmiş olabilir. Çünkü alan herhangi biri tarafından gözetlenmiyor ve öğrencilerin erişimine açık."
Fincanı tabağa hafif bir şekilde bıraktı ve bakışlarını kol saatine çevirdi. Toplantı başladığından beri en az yarım saat geçmişti, ancak müdür geç kaldığı için konuya daha yeni giriş yapılmıştı. Böyle devam ederlerse akşam yapılan dersi kaçırmak zorunda kalacaktı-
"Adrien Agreste, bizi dinliyor musun?"
Kendi adını duymuş olmasına rağmen duruşunu bozmadı, önündeki çaydan çıkan dumanı izlemeye devam etti. "Evet," dedi her zamanki sakin ses tonuyla. "Sizi dinliyorum, ancak konuyu uzatmaya devam edersek dersime geç kalacağım."
Bu cümlesi masanın etrafındaki bazı hocaların mırıldanmasına sebep oldu. Muhtemelen sarışın gencin kendini beğenmiş bir velet olduğunu, ya da ailesinden görgü kuralları öğrenmediğini söylüyorlardı.
Adrien artık olası dedikoduların hepsini ezberlemişti.
Genç adam, köklü bir büyücü ailesinin soyundan geliyordu. Anne ve babası da bu okuldan mezun olmuş, ardından direkt kraliyet için çalışmaya başlamışlardı.
İki yıla yakın bir süredir disiplin kurulunun öğrenci başkanlığını yapan Adrien için laubalilik hayattaki en büyük günahlardan biriydi. Bu nedenle kendisi hakkında yapılan dedikodulara ya da kötü söylemlere karşılık verme gereği duymazdı.
Agreste ailesi, soğukkanlı bir disiplinin simgesiydi.
Adrien da onların katı kuralları ve öğretilerine sadık bir yaşam sürüyordu.
Masadaki herkesi izleyen ve yorum yapmadan çayını içmeye devam eden müdür, gri gözlerini kısarak gülümsedi. "Haklısın, bir öğrenciyi derslerinden alıkoymak kesinlikle bize yakışmayan bir hareket. Ancak birkaç dakikalığına bize odaklanmanı rica edeceğim."
"Dinliyorum efendim."
"Ormanda yapılan kara büyüden haberin var mı?"
Adrien duyduğu soru ile kafasını kaldırdı ve müdüre baktı. Kendisine çevrilen gri gözlerden bir duyguyu okumak mümkün değildi. Profesörün aklından ne geçiyordu? Neden böylesine önemli bir konuyu konuşmak için Adrien'ı çağırmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
should've prayed for me [adrienette]
Fanfiction"sen bir büyücü değilsin, marinette. sen bir günahkarsın." on beş yıl önce yaşanan savaşta büyücülerinin çoğunu kaybeden khevullian krallığı, yeteneği olan herkesi yetiştirmek için okullar açar. bu okullardan biri olan yoryn akademisi, yalnızca yüks...