Aniela Nowak...
"Sebastian." özlemle mırıldandım, ona doğru bir adım attığımda iki asker kolumdan tuttu.
"Sorgun bitmeden hiç bir yere gidemezsin." dediklerinde olduğum yere çakıldım.
Sebastian'ın bakışları bana değdiğinde ilk gözleri kısıldı bir an parlar gibi olduktan sonra kaşları çatıldı bana düşmanına bakar gibi öfkeyle baktı.
Yanımdan geçmek üzereyken bakışlarını önüne çevirip beni yok saydı.
Kalbim acıyla kasıldı.
"Aniela Nowak, sorguya." diyen askerle Sebastian arkasından son kez bakıp küçük sorgu odasına girdim.
İçeride benimle beraber bir kadın bir erkek asker vardı.
Kadın asker karşımda otururken, erkek asker ayaktaydı.
"Almanya'dan buraya neden geldin?" Diye sert bir biçimde konuşan erkek askerle yutkundum.
"Ben alıkoyuldum, zorla beni alıkoydular. Benim ülkem burası onlardan kaçıp buraya sığındım. Evime döndüm."
Oysa az önce evim olan adam öylece yanımdan çekip gitmişti.
Gözlerim doldu.
Kadın asker birkaç dosya kontrol etti, "Kaçırılan doktorlardan biri sensin demek." dediğinde kafamı salladım.
Kendi aralarında bir süre konuşmaya başladıklarında benim aklım Sebastian'daydı.
Bana olan öfke dolu bakışlarını unutamıyordum.
Ben düşüncelere dalmışken askerler bana dönüp konuştu, "Onlarla ilgili bir şey biliyor musun?" Hemen kafamı salladım.
"Nasıl bir yoldan buraya sızmaya planladıklarını öğrendim," çantamın gizli bölümünden kağıda çizili planı çıkarıp uzattım, "Bunu zar zor onlardan alıp kopyasını çizdim. Bu işinizi görür diye düşünüyorum."
Alıp incelediler. Kadın asker bana dönüp gülümsedi, kafasını salladı aynı şekilde gülümsedim.
Biten sorguyla rahat bir nefes verip dışarı çıktığımda bir curcuna karşıladı beni.
"Yardım edin! Oğlum ölüyor ne olur yardım edin!"
Bir adam kucağında oğluyla ordan oraya giderek bağırırken yanındaki kadın feryatlar içinde ağlıyordu.
Hemen yanlarına gittim, adamın kucağındaki en fazla altı yaşında olan çocuğu kenarda boş duran sedyeye yaptırmasını istedim.
"Neyi var?" diye sorduğumda adam cevap verdi göz yaşları eşliğinde "Astım hastası, evde ilacı bitmiş bir anda kalbini tutmaya nefes almamaya başladı." dediğinde yanıma gelen hemşireye döndüm, "Oksijen maskesi hazırlayın hemen." Hemşire beni onaylayıp oksijen maskesini ayarladığında ben çocuğa kalp masajı yapıyordum.
Bir süre sonra çocuğun kalp atışları normalle döndüğünde derin bir nefes verdim.
Oksijen maskesini düzeltip doğruldum.
Bana bakan ailesine döndüm, "Merak etmeyin iyi, bir kaç saatte kendine gelir." dediğimde kadın bana sarıldı teşekkür ederek.
Gülümseyip çıkan maskemi düzeltip ilerleyeceğim zaman adam beni durdurdu.
"Pardon, siz Artur Nowak'ın kızı mısınız?" dediğinde şaşırdım.
Babamı nereden biliyorlardı?
"Evet." dediğimde adam kısılan gözlerinden anladığım kadarıyla gülümsedi karısına dönüp, "Astsubay arkadaşım Artur var ya hani, onun kızı Aniela. Artur, çok bahseder sürekli fotoğraflarını gösterirdi."