8

428 34 2
                                    




-Ertesi gün-

Taehyung göğsünün üstünde hissettiği sıcak nefeslerle gözlerini aralayıp, kolları arasında uyuyan bedene baktı.

Jungkook başını Taehyung'un çıplak göğsüne yaslamış ve kollarını esmer olanın bedenine dolamış bir şekilde uyuyordu.

Yanağını Taehyung'un göğsüne yasladığı için dün geceden hâlâ şiş olan dudakları hafiften büzülmüştü.

Taehyung Jungkook'un çıplak sırtını okşayarak kolları arasında ki güzelliği izliyordu.

Taehyung, dün gece aşırıya kaçtıklarından dolayı dağılan siyah saçlarda, şişen dudaklarda, ve zevkten dolayı ağladığı için hafiften şişen gözlerde gezdiriyordu bakışlarını.

Güzeldi... Jeon Jungkook çok güzeldi ve esmer olan buna dayanamıyordu. İnsan olmamasına rağmen...

Hafiften başını eğerek mis gibi kokan saçlara dudaklarını bastırıp, Jungkook'un kollarını yavaşça tutup bedeninden ayırarak yatağı sarsmayacak şekilde ayağa kalktı.

Ardından da yerde gelişi güzel fırlatılmış kıyafetlerini alıp giyinerek önce odadan, sonra da evden çıkmıştı.

-1 saat sonra-

Jungkook yavaşça gözlerini aralayıp kısık bakışlarını tavanda gezdirdi.

Bir kaç saniye sonra kendine geldiğinde bakışlarını boş odada gezdirdi. Taehyung'u göremeyince gözlerini yumarak başını iki yana salladı ve bacakları arasında ki sızıyı yok saymaya çalışıp yattığı yerde doğruldu.

Gözlerini ovalayıp yerde olan kendisine ait kıyafetlere kısaca göz gezdirip, yataktan kalktı.

Sızlayan bacak arasıyla acıyla dişlerini sıkıp okkalı bir küfür savurdu.

Topallaya topallaya banyoya gidip suyu açıp ısınmasını beklemişti. O sırada da aynadan dağılan yüzüne bakıp yüzünü buruşturdu.

Hâlâ etrafa kısık gözlerle bakıyordu ve duş
aldıktan sonra bütün gün yatakta pinekleyeceğine emindi.

Kısaca bir duş aldıktan sonra beline havlu bağlayıp, elinde ki havluyla da saçlarını kuruluyordu.

Banyodan çıkıp odaya geri döndüğünde, gözlerini dağılan yatakta ve yerde ki kıyafetlerde gezdirdi.

İlk önce burayı toparlaması gerekiyordu...

Dolabından temiz çarşaflar alıp değiştirip, yerdeki kıyafetlerini de kirli sepetine atmıştı. Sonra da dolabından eşofman takımı seçip sızlayan yerlerine rağmen zar zor giyinmişti.

"Ah siktir be..."

İşini bitirip kendini yatağa attığında, acıyan canıyla küfürler ede ede üstünü örtmüştü. Bir süre sonra çalan telefonuyla beraber oflayarak telefonunu eline aldı.

Ekranda gördüğü "Yunki" yazısıyla derin bir nefes alarak aramayı kabul edip telefonu kulağına yasladı.

"Ne var sabahın köründe zır zır zır?"

Serial Killer | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin