Keskin Tanışma:
Kapıya sertçe vurma sesiyle gözlerimi açtım"Girin!"
Lunia:Prenses çok geç kaldınız Kral Walie çoktan toplantı odasına yola çıktı sizin atlı araba ile arkadan geleceğinizi söyledi
"Yeni uyandım üstümü giyinip geliyorum sen çekilebilirsin
Lunia:Tabiki prensesim lütfen kusura bakmayın fazla heyecanlandım
"Sorun değil fakat ben senin kadar heyacanlı değilim senin bu kadar hevesli olmanın nedeni nedir?"dedim üzerimi uykulu bir şekilde giyerken
Lunia:Prensesim sizi için mutlu oluyorum sonuçta bu sizin ilk toplantınız.
"Keşke bende senin kadar heyecanlı olabilsem"derin bir iç çektim yolum uzundu soğuk elbise tenime değdiği anda irkildim Lunia arkamdan korsemi sıkıca sıktı bir an nefes alamadım.Ardından en parlak taçlarımdan birini seçtim düşmemesi için saçlarımla kafama tutturdum.Artık hazırdım kapıya yöneldim Lunia'nın önünden geçerken hafifçe önümde eğildi kapıyı açıp hızlı adımlarla bahçeye yöneldim bir yandan'da düşmemek için eteklerimin uçlarını tutuyordum.Etraf hala karanlıktı fakat yakında güneş doğacaktı koridor çok soğukdu arkamdan 2 muhafızın bana eşlik ettiğini fark ettiğimde adımlarımı yavaşlattım derin bir nefes alıp sakince yoluma baktım tam köşeyi dönerken birden karşıma bir genç adam çıktı dengemi bir anlığına kaybettim fakat hemen kendimi toparladım ve gözlerimi devirerek genç adama baktım
Greas:"Sanada günaydın prenses"dedi ve önümde hafifçe eğilerek bana selam verdi kendimi bildim bileli insanların benim önümde eğilmesi çok hoşuma giderdi iktidarda güçlü tanınmak önmliyidi sonuçta.
Helia:"Kusura bakmayın prensim daha yeni uyandım dalgınlığıma geldi"dedim.Sözlerimde samimiyet olmadığını hemen anladı biricik kuzenim.
Greas:"Önemli değil prensesim fakat acele etsek iyi olur yolumuz uzun malum toplantıya geç kalmak istemezsiniz herhalde."
Greas koluna girmem için kolunu araladı bende nezaketen bu teklifi kabul ettim yüzüme soğuk bir ifade takınmıştım,Greas ve arkamızdaki 2 muhafız ile bahçeye doğru yol aldık.Greas sürekli benimle konuşmaya ağzımdan laf almaya çalışıyordu"Bu toplantıda neyin nesi hem biz varisler olarak neden katılmak zorundayız"gibi cümleler kuruyordu fakat ben sadece birşey bilmediğimi oraya gidince her şeyi öğreneceğimizi söyleyi onu geçiştirmiştim oda en sonunda pes edip konuşmayı sonlandırdı fakat ben bu sessizlikden hoşlanmadım,ortam inanılmaz gergindi ve ben tahta oturana ve bir imparator olana kadar herkesle aramı iyi tutmaya kararlıydım ve sonunda sesssizliği bozan kişi ben oldum
Helia:"Maris nasıl son gördüğümde pek iyi gözükmüyordu."
Greas konuyu nereye getireceğimi anlamış gibi hafif bir gülme sesi çıkardı dudaklarının kenarı kıvrıldı.Maris onun nişanlısıydı ve aralarının pek iyi olduğu söylenemezdi bende Marisi pek sevmezdim fakat bir önceki gün olan olaylardan sonra onu merak etmemek elde değildi.
Greas:"Son gördüğün halinden çok daha iyi diyebiliriz ama hala babası için üzülüyor,babasının bir katil tarafından vahşice katledilmiş olması göz önünde bulundurulursa bu hali gayet normal."
Helia:"Haklısın biraz daha ince düşünmeliyim fakat aklım hep o suikastcıda sonuçta babası önemli bir konumdaydı kurulun baş danışmanının böyle vahşice katledilmesi hepimizi etkiledi umarım katil en kısa sürede yakalanır."Maria ya pek üzüldüğüm söylenemezdi o şımarık kız eminim ki sadece ilgi toplamak için ağlama numarası yapabilecek tehlikeli bir kızdı.
Greas:"Bende bundan bahsediyorum işte toplantıdan dönünce onu ziyaret edicem sizde bana eşlik eder'misiniz prensesim?"
Helia:"Pek iyi bir kavalye olduğun söylenemez ama Maria için kabul ediyorum."Bu fırsatı kaçıramazdım Maria'nın odasına girip onun mektuplarını okumak kulağa cazip geliyordu.Greas mutlulukla zıpladı onun bu çocuk gii halleri beni oldum olası sinir etmişti bizler varisdik ağır ve dil başlı olmamız gerekirken onun bu kadar duygusal olması beni öfkelendiriyordu.
Ana kapıya yaklaştık ve 'Asıl Bahçe' olarak adlandırılan kusursuz bahçeye adımımızı attık önümüzde birer atlı araba duruyordu,merdivenlerden dikkatlive indim hava epey soğuk olduğu için hareketlerim kısıtlıydı bir muhafız arabanın kapısını yavaşça açtı,Greas elimden tutarak arabaya binmeme kolaylık sağladı ve hemen ardımdan oda arabaya bindi,oturur oturmaz araba hızla ilerlemeye başladı ortam gözle görünür şekilde gergindi küçük pencerenin altından günü doğuşunu izledim.Sessizlik istiyordum çünkü soracağı her sorudan korkuyordum adeta ve ağzımı açmamaya karar verdim fakat bu sefer sessizliği bozan Greas oldu .
Greas:"Bence bu ani toplantı Maria'nın babası Lord Hazrid'in ölümü ile igili kesinlikle Krallıklar arasındaki huzur bozulacak bunun komplo olduğunu düşünen tek kişi amcam değil kesinlikle bu hakaretin altında kalmaz."
İstemeye istemeye sohbete dahil oldum sonuçta Maria'nın babası Greas'nin de dediği gibi önemli bir mevkideydi.
Helia:"Olabilir,ama bizi çağırmaları bana kalırsa çok büyük bir onur siyasete dahil olmayı hep çok istediğimi biliyorsun buda bizi ciddiye aldıklarını gösteriyor öyle değil mi?"Cevabını bildiğim soruları sormayı oldum olası sevmem fakat bu sefer durum başkaydı Georage'in onayına iktiyacı vardı,ben ne kadar özgüvenli gözüksemde hep hata yapmakdan korkan biriydim.
Greas:"Haklı olabilirsin"dedi kısa ve öz bir şekilde sesi soğukdu anlaşılan söylediklerim onun pekde hoşuna gitmemişti bende üstelememeye karar verdim.Gözlerim istemsizce kapandı ve kendimi uykuya teslim ettim.
*Yaklaşık olarak 2 saat geçer
Greas:"Prensesim hadi uyanın varmak üzereyiz."diyerek beni uyandırdı üzerimde küçük bir battaniye vardı anlaşılan Greas'in kibar saatleriydi,aslında beraber büyüdüğümüz için içten içe ona karşı sevgi beslerdim bir kardeşim gibi ama bunu ona söylersem kesinlikle şımaracak ve beni egosunun altında ezecekdi.
Helia."Geldik mi?Ne kadar süredir uyuyorum?"Diye onu soru yağmuruna tuttum.Araba bir anda durdu anlaşılan gelmiştik bir muhafız kapıyı açtı ardından Greas indi ve benim elimi tutarak inmeme yardım etti.Güneş bir an gözümü aldı kirpiklerimi araladığımda kendimi kocaman bir sarayın önünde buldum burası Misselina Krallığının tam ortasında yer alan karargah olarak kullanılan bir saraydı.Georage kolunu açtı ve bende onun koluna girdim,hızlı adımlarla ve çokda geç kalmamayı umarak merdivenleri çıktık.Greas çok gergin görünüyordu benimde ondan aşşağı kalır yanım yokdu.Yukarı kata ulaştığımızda muhafızlardan biri kapıyı açtı ilk adımımızı attık ve artık karargah odasındaydım.Şamdanlar,perdeler,halı hepsine kırmızı tonlar hakimken sandalyeler ve masaya kahverengi eşlik ediyordu.Odada soğuk ve gergin bir hava vardı masanın başında babam ve Greas biricik amcası Kral Walie yine tüm ciddiyeti ve soğuk yüzüyle gergin bir şekilde bize bakıyordu onun yanında uzun masanın sağ tarafında Hükümdarlar sol tarafında ise varisler yerini almıştı anlaşılan biz geç kalmamışdık.
Masanın sol tarafında üç sandalye boşda duruyordu ben ve Greas o tarafa doğru yöneldik genç prens sandalyemi nezaket gereği çekdi bende başımla teşekkür ederek oturdum.Sağ tarafımda Greas otururken sol yanımdaki sandalye boşdu anlaşılan geç kalan tek varis biz değildik.Tam o sırada kapı hızlıca açıldı ve gölgelerin arasından siyah giyimli uzun boylu bir genç adam odaya adım attı."Lütfen beni affedin Krallarım Kraliçelerim yolda bir saldırıya uğradık geç kaldığım için özür dilerim."Dedi tok bir sesle ses bana çok tanıdık geldi tok ama şefkatli bir sesdi.Ardından bir adım daha attığında kim olduğunu anladım.Ağzım açık bir şekilde prense bakakaldım karşımda duran o olamazdı...
*Merhaba,umarım bölüm hoşunuza gitmiş içinizde bir merak duygusu uyandırmıştır.Bu benim ilk hikayem ve buda ilk bölümü amatör olabilir o yüzden ama ben eminim ki yorumlarda sizinle çok eğleneceğiz haftaya pazar yeni bölümümüz geliyor.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ TAÇ
FantasíaKrallar arasında oluşan büyük bir çatışma sonucu her Krallık gruplaşmaya ve Ülkelere cephe almaya karar verir tam bu savaşın ortasında kalan Misseline Krallığının varisi prenses Hileria ve Misseline'nin düşman Krallığı Zairena Krallığı varisi prens...