Bu bölüm fazla konuşma içerir
Şimdiden haber vereyim dedim iyi okumalar<3
3.Bölüm-En Üzgün Benim
"Ben insanlar beni anlasın istemiyorum sadece saygı duysun yeter"
***
"Ben bir latte alayım, sen ne istersin Lenora?" seçeneklere baktım ama pek sevdiğim bir şey yoktu" Bende aynısını alayım" dedim
"Tamamdır, siz masanıza geçin biz size haber veririz" başımı sallayıp bir masa bulmak için gözlerimi kafenin içinde gezdirdim ve iki kişilik denizi görebileceğimiz bir masaya geçtim özellikle burayı seçmiştim kafam dağılsın diye.
Akşamın karanlığında güneş batmış ay doğarken hava iyice soğumuştu ama yanıma ceket almayı unutmamıştım.
Oturduğum sandalyenin tam karşısına Lucas oturmuştu, gözlerimi denize çevirmiş izlerken Lucas söze başladı. "Bugünlerde biraz yorgun gibisin" başımı salladım "Buraya gelme amacın neydi ki senin? ben hiç bilmiyorum" dedi.
Gözlerimi lucasa çevirdiğimde "Aslında ülkeden kaçtım çünkü ailem beni yakalamış ve polisleri aramıştı ama, birkaç sebep daha var" merakla kaşlarını hafif çatmış bana bakıyordu.
"Nedir o birkaç şey? "
"Ben biraz görevlerden ayrılmayı istiyorum ve bu yüzden de ismimi değiştirdim hatta en kısa zamanda estetik yaptırmayı düşünüyorum, çünkü hayatta cidden gerideyim, almanyaya gitmeden önce bir hayatım vardı, bu eğitimleri alıyor olsamda ama almanyada görevler birikti ve onları yaparken zaman bulamadım, kendime vakit ayıramadım, mesela artık piyano çalamıyorum, unuttum ve kitap okumayalı 3 sene oluyor, partileri de çok severim ben aslında hatta bayılırım konserlere gitmeye, kim olursa olsun önemli değildi benim için sadece müzik sesi duymak bile rahatlatırdı içimi, sonra çarpışan arabalara binmek de zevkliydi ama şimdi mutsuz yorgun birisiyim, her akşam yatmadan önce düşünürdüm acaba ne zaman bırakırım diye, cevabını biliyorum artık, Türkiye'ye döndüm ve" derin bir nefes aldım bu lazımdı.
"bırakıyorum..."
***
-Önceden hayatım vardı, olmayan hayatımdan bahsediyorum. Aslında bende yeni öğrendim bazı şeyleri ve bu benim yıkılışım olacakken, dik duruşumdu-
"Nasıl ya bırakacak mısın cidden?" gözleri fal taşı gibi açılmış bana bakıyordu, olmasını istemiyordu, hiç kimse istemiyordu bırakmamı.
"Evet, ne duyduysan o bırakıyorum" gözlerimi kaçırdım çünkü bakışları pişman edercesineydi. "seni anlıyorum ama sözleşme ne olacak?" o sırada kahvelerimiz gelmişti galiba ismimizi duymayınca getirmişlerdi "Teşekkürler" dedi Lucas kahveleri getiren çalışana, gittiğinde hemen söze başladım o sırada Lucas kahvesinden bir yudum almıştı bile.
"Bu yüzden bırakıyorum zaten, sözleşme tarihi bir hafta sonra doluyor ama önüme ne zaman bırakıyorum desem bir engel çıkıyor mesela şimdi de Korel, onu bir haftaya yenemem belkide çok şey biliyor, adam ikizimle birlikte çalışıyor benim hakkımda neler biliyordur şimdi o adam." gözlerimi sıkıca kapadım ve derin bir iç çektim. Kendimi bu konuda yalnız hissediyorum çünkü beni bu konuda anlayacak kişi yok.
"Belkide bilmiyordur ikizin, o kadar kötü biri mi ki?" gözlerimi açtım ve gözlerim doğruca önümde masanın üstünde duran kahveme gitti, ellerimle sıkıca kavradım kahveyi.
"Evet, o kadar kötü biri" aslında bunu uzun süre düşünsem belkide kötü biri olmadığına karar verirdim ama söz konusu görevler olunca ve görevlerde o da olunca bana yaşattıkları cidden ağır şeyler olabiliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK
Novela Juvenil"Bir insan ne kadar kaçarsa kaçsın o şey onu her zaman bulur ve yine ve yine ve yine acıtır..."