again.final

1.1K 104 25
                                    

Harry köprüye geldiği andan itibaren vücudunda ki titremeyi durduramıyordu. Sürekli parmaklarıyla oynuyor saçlarını düzeltiyor ve olduğu yerde adımlar atıyordu. Köprüden geçen insanlar her ne kadar ona tuhaf tuhaf baksada onun düşündüğü tek şey Louis'e yapacağı konuşmaydı. Onu gerçekten etkilemeliydi çünkü mesajlarla bir yere varamayacağını anlamıştı. Onu bu kadar cesaretlendiren şey ise Louis'in ona dediği şeydi.


Bende seni eskisi gibi sevmeyi özledim.

Günlerce bunun üzerinde düşünmüş, bazı geceler uykusuz kalmış bazende çaresizliğine ağlamıştı. Düşündükçe, aklında daha da çıkmaz sokaklara giriyordu ve en sonunda düşünmeyi bırakıp sadece bir şeyler planlamaya koyuldu. Hiç bir olumsuzluğu düşünmeden planını yaptı ve şimdi oradaydı. Köprüde, sevdiği adamı bekliyordu. Köprüye oturarak bacaklarını aşağıya sallandırmaya başladı. Vücudu heyecandan kıs kıs kıvranırken aklında ki konuşmayı bir kez daha kendi kendine tekrarladı, yeni şeyler ekledi, bazı bölümleri sildi. Kendine söz vermişti eğer Louis geri dönerse başka hiç bir erkeğin hayatında yeri olmayacaktı. Sırf bu yüzden erkek çocuk bile istemiyordu. Hayatında ki tek önemli erkeğin Louis olmasını istiyordu. Onu kaybederek bir kez aptallık yapmıştı bir daha yapmamalıydı. Tanrı biliyordu, gitmesine izin verirken Louis'in onun için bu kadar önemli olduğunun farkında değildi.



''Selam''
 
Louis, Harry'nin yanına oturdu ve ayaklarını sallandırmak yerine bağdaş kurdu.



 ''Geldin'' dedi Harry


 ''Teşekkür ederim.''
 
Louis gülümsemekle yetindi. Bir süre sadece normal şeylerden konuştular. Louis kardeşlerinden,Harry ablasından bahsetti. Derslerden konuştular. Harry her ne kadar sabırsızlansada Louis korkuyordu. Harry'nin onu buraya sıkı bir konuşma yapacağı için çağırdığını tahmin edebiliyordu. Tek bilmediği şey onu affetmeye hazır olup olmadığıydı. Harry saatine baktığında bu saçma konuları konuşmak için çok fazla vakit kaybettiklerini farkettiğinde bir kaç kez öksürdü ve Tanrı'dan şans dileyerek bakışlarını Louis'e çevirdi.


 ''Sanırım artık esas konuşmayı yapmalıyım,ha ?''


 Louis bir şey demeden onaylarcasına kafasını sallamakla yetindi.


 ''Hiç gitmesine izin verdiğin için pişman olduğun bir şey var mı Louis ?''


Harry ağzından çıkan cümlenin çok yabancı olduğunu biliyordu. Çünkü aklında ki konuşma başlangıcı bu değildi.


 ''Oyuncak gemim için pişmanım. Onu denize bırakırken geri dönemeyeceğini ve pusulası olmadığı için kaybolacağını tahmin edememiştim. Onu pusulasız bırakmamalıydım.Şuan nerede hala merak ederim'' dedi ve ardından gülümseyerek kafasını salladı.


 Harry Louis'in kolunu tuttu ve parmaklarıyla dövmelerin üstünde gezindi. Pusula dövmesinin üstünde durdu.


 ''Demek pusula dövmeni o yüzden yaptırdın'' Kafasını kaldırıp ona bakan mavi gözlerle karşılaştığın da gözlerinin dolmaması için dua etti. Uzun zaman sonra onlara bu kadar yakından bakabilmişti.



 ''Bu pusula senin gemin içindi Harry.Ama sen pusulanı kaybettin.''


Harry'nin duydukları kalbinde ki acıyı biraz daha arttırsa da gözlerini bir kaç saniye kapatıp acıyı dindirmeye çalıştı.


 ''Pusulamı kaybetmek istemiyorum Louis. Bu isteyebileceğim en son şey bile değil.''



 Harry'nin sesi titrerken gözlerini pusula dövmesinden göle çevirdi ve dakikalarca gölü izledi. Louis hiç bir şey demiyordu sadece aklından Harry ileyken karşılaştığı durumlar geçiyordu.



 ''Yönünü kaybetmen benim suçum değildi. Artık hangi geminin pusulasını izleyeceğin de beni ilgilendirmez.''
 

Louis ayağa kalktığında içinde hiç bir rahatlama sezmemişti. Oysa bunu söyleyip her şeyi kesinlikle bitirdiklerinde içinin rahatlayacağından emindi. Harry ise şaşkınlıkla kalkan Louis'e bakıyordu. Böyle bir şeyi beklemiyordu. Louis'in bu kadar acımasız olabileceğini düşünmemişti. O da Louis gibi ayağa kalktıktan sonra çenesini sıvazladı ve gitmeden önce Louis'e müdahale etmesi gerektiğini bildiği için bir şeyler söylemeye karar verdi.


 ''Cidden,artık beni istemiyor musun Louis ?''


 ''Bilmiyorum Harry kafam o kadar karışık ki aynı anda hem nasıl seni sevdiğimi hemde bana nasıl yanlış geldiğini anlayamıyorum.''


 ''Beni bırakmanı istemiyorum..''

 
Harry konuşamayacağını anladığında sustu.Ağlamak istemiyordu. Louis ellerini tahtaya dayanamış gölü ve çevresini izliyordu. Harry ile ilk randevusu burada gerçekleşmişti. O gün ne kadar mutlu olduklarını hatırladığında acı bir şekilde gülümsedi.


 ''Bana bir şans daha ver Louis. Seni buna pişman etmem. Beni bırakmanı istemiyorum her şeyinle bana ait ol istiyorum hayatımda ki en önemli yere sahipsin ve bende senin hayatında ki en önemli yere sahip olmak istiyorum. Sırf değer verdiğim tek erkek olman için erkek çocuk bile istemiyorum Louis.''


 Harry Louis'in yanına bir kaç adım atarak yanına geldi. Louis ellerini koyduğu yerden çekerek bedenini Harry' çevirdi.


 ''Tekrar benim ol Louis,lütfen.''


 Louis Harry'nin yanağından düşen göz yaşını parmağıyla sildikten sonra yanağını okşadı ve bir zamanlar kapalı bir kutunun içine kilitlermişçesine kalbinin derinliklerine sakladığı duyguların tekrar canlanması için Harry'nin gözlerine baktı. Belki dakikalarca sürmüştü bu. En sonunda Harry'nin dudaklarına ufak bir öpücük kondurarak kollarının arasına girdi.    






*Eveeet ve Again final olur...  25 bölüm boyunca her zaman yanımda olan,oyları ve yorumlarıyla destekleyen herkese teşekkür ederim, umarım iyi bir final yazabilmiştirim asla yetersiz olmasını istemem. Hikayemi okuduğunuz ve güzel yorumlarınız için tekrar tekrar teşekkür ederim. Şimdi Malik Family//ziam hikayemle devam edeceğim ve onun finalini hazırladığım zaman Niall fanfiction yazmaya başlayacağım umarım desteğinizi onlarda da görürüm. Yorumlarınızla yaptığınız destekler beni mutlu ediyor.Hepinize kucak dolusu sevgiler xx.*

again//l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin