1- Kooks

74 3 2
                                    

Rafe Cameron aşkı tanımıyordu. O, her istediğini elde eden zengin ve şımarık bir çocuktu. Parası, gücü ve çekiciliğiyle herkesi etkileyebiliyordu. İstediği her kızı yatağına atabiliyordu. Ama onu hep arzuladığı bir kız vardı. Onun kalbini hoplatan ve nefesini kesen bir kız. Onun nefretini kazanan bir kız.

Onun adı Luna Maybank'ti ve o bir Pogue idi. Bir Pogue, adanın diğer tarafında yaşayan, hayatta kalmak için mücadele eden fakir bir çocuktu. Pogues ve Kooks doğuştan düşmanlardı, her zaman adalet ve özgürlük için savaşıyor ve direniyorlardı. Luna, Rafe'in en büyük düşmanı ve rakibi olan JJ Maybank'in kız kardeşiydi. O cesur, sadık ve cesurdu. Ateşli bir ruhu ve yumuşak bir kalbi vardı. Güzel bir kızdı, ama güzelliğini saklıyordu. Arkadaşlarına, ailesine ve hayallerine tutkundu.

Rafe, onu bir partide gördüğünden beri Luna'ya tutkundu. Onunla flört etmeye çalıştı, ama o onu alaycı bir sözle reddetti. Ona etkilemeye çalıştı, ama o onu küçümseyen bir bakışla görmezden geldi. Onu kışkırtmaya çalıştı, ama o ona sert bir tokatla karşılık verdi. Onu unutmaya çalıştı, ama onu aklından çıkaramadı.

Onu istiyordu. Ona ihtiyacı vardı. Onu elde etmeliydi.

Bu yüzden bir plan yaptı. Onu kendine bağlamak için bir plan. Yalan, oyun ve ihanet içeren bir plan. Hayatlarını sonsuza dek değiştirecek bir plan.

Başkası gibi davrandı. Sahte bir çevrimiçi profil oluşturdu ve onunla sohbet etmeye başladı. Farklı bir isim, farklı bir resim, farklı bir kişilik kullandı. Ona bir Pogue olduğunu, onun gibi olduğunu söyledi. Onu anladığını, onu sevdiğini, ona değer verdiğini söyledi. Ona duymak istediği her şeyi söyledi. Onu güldürdü, onu gülümsetti, onu hissettirdi. Ona aşık oldu.

Doğru anı bekledi. Onun kendisine yeterince güvendiği ve onunla yüz yüze buluşmaya razı olduğu an. Gerçek kimliğini ortaya çıkarıp onu kendine ait kılacağı an. Onun kalbini kırıp hayatını mahvedeceği an.

Ama bir şeyi hesaba katmadı. Ona da aşık olacağını hesaba katmadı.

Ona yalan söylediği için suçlu hissetmeyeceğini hesaba katmadı. Sahte benliğine kıskançlık duymayacağını hesaba katmadı. Onu kaybetmekten korkmayacağını hesaba katmadı. Ona zarar vermekten pişman olmayacağını hesaba katmadı. Bir yaz akşamı kapıyı araladığında zümrüt irislerindeki hazzı hissedemeyeceği, beyaz çarşaflar içinde tutku içinde eriyemeyeceklerini hesaba asla katmadı.

Hiçbir şey hissetmeyeceğini de hesaba katmadı.

Ama hissetti. Ve kendinden nefret etti.

Zayıf olduğu için kendinden nefret etti. Aptal olduğu için kendinden nefret etti. Aşık olduğu için kendinden nefret etti.

Rafe Cameron olduğu için kendinden nefret etti.Beyaz tenini yakan güneşin adı olamayacağı için kendinden nefret etti. Pembe dudaklarını kavuran yazda onun ellerini kavrayacak olmadığından nefret etti.

Lá luvet ┆Rafe Cameron (Turkce)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin