Gerçek aşk; Hyunlix

Hyunjin?!

                                                                             (Felix'in bakış açısı)

Sabah vaktinde başım çok ağrıyordu. Kahvaltımı yaptım ve ilacımı almak için mutfaktan koridora yürüdüm. Karşımda siyah maskeli bir adam vardı. Hiç uğraşmazdım, sakince kimsin diye soracakken üstüme atıldı ve yere kapandık. Zaten yoruldum hiç zorlamadım. Beni salondan bulduğu bir sandalyeye bağlanmayacağımı ve sessiz kalmayacağımı beni öldüreceğini söyledi. Ben de dinliyormuş gibi kullanılmış evet, tabii ki dedim geçtim. O sırada hırsızın arkadaşının salonunun açan kenarından baktı ve beni gördü. Bir saniye, o Hyunjin'di! Nereden tanıdığınızı diye sormayın, Hyunjin lisede benden değiştirildi. Hatta ne hoşlanması bana takıntılı bir çokakti Hyunjin. Yanıma gelirken hırsız aradaşına bağırmaya çağırmaya başladı. Sanırım onun adı Han'dı. Yanımda diz sonunda ortaya çıkan ve beni ayrılmaya başladı. Biraz canım yandı ama olsun. Sonra koltuğa uzandı ve;

-Evin güzelmiş minik güvercin :)

Evet, lisede lakabım güvercindi. Sadece tek bir şeyi anlamadım. Neden başına ''Minik'' eklemişti?

-Felix'in gitmesi gerekiyor-

-Ne gitmedin? Yeni geliyoruz. İstersen Han olabilir. Han! Hadi koçum git sen.

-Ama Hyunjin hani anlaşmayı bozmayacak!

-Han git benim canımı sıkma koçum hadi.

-Uff tamam hiç uğraşamam.

-Eee Felix sergili nasılsın? Baya iyisin herhalde?

-İyiyim ama gidersen daha da mutlu olacağım. Ben seni yolcu edeyim hadi gel.

Hyunjin dışarı çıkmanın ardından ilerlemeye başladı. Ben de geri giderken arkamda kapı olduğunu ve açılır kapanır çıkışın sunulmasını sağladım. Hemen arkasından kapıyı sertçe kapattım. 2-3 kez zile bastı ama cevap alamayınca gitti. Aradan 11 saat geçti, ben hazırlanıp işe gitmek üzere bahçede ki arabama yaklaştım. Kapısını açınca bir çığlık kopardım. Hyunjin bagajının camını kırmış ve içeri atlamış. üstüne sarhoştu. 

-Hyunjin oppa mı?

-Felix mi? Arabanın masraflarını ödesem bu gece benimle olur musun Felix??

-Saçmalama Hyunjin! Sarhoşsun diye bir şey demiyorum ama gönderiyorum biraz abartın sanki!?

-Ne abartmasın? Sanki sevgilin mi var?

-Evet var Hyunjin ve şimdi buradan gidiyorsun!

-Hayır mı?

-Ne demek ne? Sevgilim olamaz mı-

-ELBETTE OLAMAZ FELİX! SEN BENİMSİN, BENİM!

-Bak Hyunjin saçmalıyorsun.

-Yaa tabii ki de hep saçmalayan ben grubum.

-Gel Hyunjin seni bir ayıltalım da artık git.

-Benim evim sensin Felix...

-Sus Hyunjin, sus..

Hyunjin'i alıp zorla da olsa misafir falan olabilir diye yatak ve dolap yerleştirdim onları götürdüm ve yatağa yatırdım. Boğazında ki kolyeyi çıkardım ve baktım. Kolyenin boncuğuna ''F'' harfini kazımıştı. Kolyeyi uçları ki bölümler halindedir. O sırada kapı çalar. Gelen sevgilim Minho'ydu! Ne, düşüş ne hızlanma sırasında kapıyı kitlemek geldi. Hemen girişteki kitledim ve anahtar Minho'nun asla bulamayacağı bir yere akladım, halının markası!

Gidip düğmelerinin değiştirildiği ve Minho'nun bana 99 tane gül oluştuğu görüldü;

-Sevgilim mi? Sana tam tamına 99 tane gül aldım!

-100 değil 99 mu?

-Param ona yetti :).

-Olsun o da yeter.

-Eee?

-Ne yani?

-Bir film gecesi yapar mıyız?

-Olur!