Gecenin Sonu: Vegas

"Son Kez Gülen Yüzler"

Gece her sırrı örtermiydi?Yoksa sadece gizlermi?Ya da bütün günahlar gece mi işlenirdi?Gece insanı yanlız mı bırakırdı. Ya da yanlız olduğumuz için geceye suç atardık. Belki de ne yalnızlıktır ne de gecedir aradığımız suçlu...

Sıkıcı bir okul günü devam ediyordu. Hocanın ne dediği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Sözel dersler kadar sıkıcı dersler görmedim sanırım. Bu düşüncelerimden beni sıyıran zilin çalması oldu. Hemen hazırlanıp dışarı çıktık. Dışarı çıktığımızda Ata " Bana gelsenize. " dedi. Can da bunun üzerine " Yoksa bu iki kişilik bir teklif mi yakışıklım. " Ata ile birlikte Can 'ın dediği şeye güldük. Ata " Hayır Can üç kişilik gene boş şakalarına başladın. " Can omuz silkti. "Antremandan sonra gelirim. " dedim. Can da " O zaman ben de gelirim. " dedi.

Eve gittim ve antrenmana hazırlanıp çıktım. Arabadayken annem aradı " Alo annecim nasılsın? " dedim. " İyiyim kızım sen nasılsın? " "İtalya ' da havalar nasıl? " dedim ve bunu yaparken trafikte ambulansın arkasından giden adama ters bir bakış attım. Annem " Güzel. " dedi. " Tamamdır annecim seni çok seviyorum görüşürüz. " dedim. " Görüşürüz kızım. " annem babamın ani ölümünden sonra yeni yeni toparlaniyordu buradaki herşey babamı hatırlattığı için onu İtalya ' ya yollamıştım. Ve şimdi kesinlikle daha iyiydi. Ben düşüncelerime dalmışken çoktan antrenman yerine varmıştım.

Boks antrenmanımdan çıktıktan sonra arabayla Ata ' nın evine doğru gitmeye başladım. O sırada Can aradı. " Alo naber Can? " dedim. " İyi Gece çıkarken beni de alsana. " " Çok geç Ata ' nın evinin ordayım ayrıca artık arabanı kullanmayı deneyebilirsin diye düşünüyorum. " diyip yüzüne kapattım.

Ata ' nın evinin kapısına yaklaştım ve ziline bastım. Kapıya yaslandığım için bi anda Ata ' nın üstüne düştüm. Yüzümüz o kadar birbirine yakındı ki aramızda bir santim olduğundan bile şüpheliydim. Ama yakından Ataya bakmak 7. Dünya harikası görmek gibi birşeydi. Sonuçta çok yakışıklı bir erkekti. Kızlar etrafında dört dönüyordu ama o hiç birine yüz vermiyordu. Kesinlikle kızlar çok haklıydı. Kumral teni ve saçları harikaydı ve kahverengi gözleriyle bu uyumu devam ettiriyordu.
Ayrıca uzun boylu ve okulun en popüler basketbolcusuydu. Ona çok uzun süre baktığımı anlamış olucak ki "Çok hızlı bir giriş yaptın güzelim. " dedi. Tam cevap vericektim ki Ata ' nın telefonu çaldı. Üstünden kalktım ve telefonu açtı. "Efendim Can. " dedi. Biraz bekledikten sonra " Nası bulamadın oğlum her zaman geldiğin evin yolunu. " dediğinde kıkırdadım. " Konum atıyorum Can seni almaya falan gelemem abicim. " dedi. Telefonu kapattı ve Can 'a konum yolladı.

Akşam olmuş ve Can nihayet evin yolunu bulmuştu. Bizde mutfakta kendimize atıştırmalık bir şeyler hazırlıyoduk. Can 'a dönerek " Hala evin yolunu bulamadığına inanamıyorum Can biz gelirken demi hiç dikkat etmedin. " dedim ve kıkırdadım.
Can " Of yeter ya ama iyi ki bi evin yolunu bulamadık ben navigasyon cihazı değilim ki her yerin yolunu biliyim. Ayrıca ben kaybolmadım her şey Ata' nın suçu evi çok uzak. "
Ata " Can saçmalayıp durma da hadi içeri gelin salon da yiyelim. " dedi. Hepimiz içeri gittik. Ata ses olsun diye bir haber kanalı açmıştı. Bi anda ekrana kırmızı bülten bir haber çıktı. " Bakın. " dedim.

Spiker kadın " İstanbul Kapalı Cezaevin ' den 25 kişi kaçtı sayın seyirciler. " dedi. Şaşkınlıkla birbirimize baktık. Spiker kadın devam etti " Evet doğru duydunuz 25 kişi birden kaçtı ve kaçan kişilerin çoğu müebbet hapis cezası yemiş azıllı suçlular. " dedi. Ve spiker kadın devam etti. " Bu suçluların her biri birbirinden yetenekli seri katiller polisler her yerde onları arıyor ve hala nasıl kaçtıkları hakkında hiç kimsenin bir fikri yok. " dedi. Kadın sustuğunda sanki kanımın donduğunu hissettim.