" Aydınlığı Yutan Karanlık "

54 9 5
                                    

Belki de hepimiz bazen hayattan ders almayı bekleriz. Ders alalım ki bir daha o şeyi yapmayalım. Ama bazı insanlar da vardır ki bir şeyden yüz kere ders almasına rağmen hala o hatayı yapmaya devam eden. İşte bu insanları her zaman hayatta hor görülmüştür ama bilmiyorlardır ki o insanların her hatayı bile bile yaptıklarını...

Silahlardan çıkan mermiler azaldı ve sonra bitti. Ama sanki beynimde hala bir sürü mermi ateşleniyodu. Sınıftan çıt çıkmıyodu herkesin çok korktuğu kesindi. Ben dışında. Birilerinin bizi öldürmek için geldiği bariz belliydi burda böyle elim kolum bağlı ölümü bekleyemezdim. Bu yüzden kapının arkasına geçip gard aldım. En azından giren bir iki kişiyi bu şekilde etkisiz hale getirebilirdim. O sırada Ata " Gece napıyosun gel çabuk buraya. " dedi. Ona omuz silktim ve önüme döndüm.Bu sırada ayak sesleri artı ve bizim sınıfa doğru yaklaştı. Kapı açıldı ve ben iki çift ela gözün birini morartmak adına en büyük gücümle yumruk attım.

Hemen geri sendeledi ve adamları içeri daldı. Ben hiç bişey yapamadan silah doğrultular ve ellerimi bağladılar. Bi andan da yumruk attığım kişiye bakıyorlardı. Sarı saçlı bir kız ela gözlü çocuğun gözüne nerden bulduğunu bilmediğim bir merhem sürüyordu. Diğer siyah saçlı kızda ona " İyi misin? " diye sorup duruyordu. Bu sırada onların 2 adamı sınıftaki herkesin ellerini bağlamıştı. Ata ' ya baktığımda bana dehşet içinde bakıyordu. Ona anlayışlı bir bakış attım. Sonra ela gözlü çocuğun bana yaklaştığını gördüm yanıma geldi ve durdu. Eğildi "Hayatımda çok sayıda yumruk yedim ama bu gerçekten en fenalarından bir taneydi. Seni gören uslu bir kız zanneder ama hiç öyle değilmişsin anlaşılan. " dedi ve gülümseyerek devam etti " Bak seni bir defa uyarıyorum çünkü ikincisi tekrarlanmayacak! O küçük beynine sok. Sok ki bir daha bana yumruk atma cürretine girmeye kalkmasın. " diye kükredi.

" Nedenmiş bak gerçekten şuan çok korktum ayrıca en fazla öldürürsün olur biter uzatmana gerek yok. Bu arada adamlarına dua etmelisin çünkü onlar olmasaydı şuan o yakışıklı suratından kanlar boşalıyodu. "

" Öyle mi! Sen beni tanımıyo olabilirsin ama ben sana kendimi tanıtıyım. Ben senin gibi güzel naif kızlardan o kadar çok öldürdüm ki sayısını hatırlamıyorum. Tabi onlar senin gibi direnememişlerdi orası ayrı. Ama inanmalısın vaktimiz olsaydı sana o kadar güzel eziyetler yapardım ki seni öldürmem için bana yalvarırdın. Şimdi o lanet çeneni kes ve uslu dur yoksa vakit falan umurumda olmaz! "

Ben sessizliğimi koruyodum ki sarı saçlı kız yaklaştı ve bana sinsi bir bakış attı. Ela gözlü oğlana dönerek " Daha fazla küçük pürüzlerle uğraşmayalım zaten burdan çıktığımızda hepsi ölecek. " dediğinde daha fazla sinirlenmiştim. Sanki bunları derken küçüğün bilerek altını çizmişti. En son dayanamayıp
" Bana bak sen. " dedim. Kız şaşkınlıkla bana döndü ve ben de devam ettim
" Sakın bi daha beni küçümseyecek ifadeler kullanma çünkü elindeki silah olmasaydı çoktan onun gözüne yaptığımın on mislini senin o tatlış beyaz yüzüne yapmıştım. " dedim kız bana doğru yürümeye başladığında ela gözlü oğlan onu durdurdu " Boş ver değmez" dedi ve siyah saçlı kızın bir bilgisayar getirişini ve onu öğretmen masasına kuruşunu seyretti. O sırada adamlarına dönüp " Bunları burdan çıkarın bir yerde toplayın hepsini. " diyip siyah saçlı kızı izlemeye devam etti. Ata ' ya baktığımda hala üzerinde bir şaşkınlık vardı sanki neler olduğunu hala idrak edememişti. Ata ' ya bakınca Can ' ı hatırlamıştım sahi o ne yapmıştı. Umarım kendini koruyabilmiştir diye içimden geçirdim. Adamın bana yaklaştığını görünce kendimi kalkmak için hazırlamıştım ki ela gözlü çocuk " O kalsın gözümün önünde dursun. " dedi.

Ben Can ve Ata ' yı görme umuduyla kalkacaktım ki adamın zoruyla geri oturdum. Ve diğerlerini izlemeye başladım. Siyah gözlü bir kız sürekli bilgisayarla uğraşıyordu. Ela gözlü çocuk ve sarı saçlı kızda onu izliyorlardı. Sarı saçlı kız arada bana doğru kaçamak bakışlar atıp hala sinirli olduğunu ifade ediyordu. Ama benim aklımdan geçen ne yapıp edip burdan çıkmaktı. Sarı saçlı kıza doğru bakıp
" Pişt bi baksana. " dedim. Önceki dediğim gibi buna da şaşırmıştı. Ama ondan önce ela gözlü çocuk duymuş olucak ki " Kes sesini oraya gelirsem fena olur. " dedi. Kıkırdadım ve bunu yaptığım için hepsi birlikte dönüp bana baktılar .
" Yoksa gülmekte mi yasak? Ayrıca benim tuvalete gitmem gerek anlarsınız ya hani insanların genelde oluyo. Buna da şaşırırsınız diye söylüyorum her dediğime şaşırdığınız için. " ela gözlü çocuk tam ağzını açıcaktı ki sarı saçlı kız " Gel bakalım ben seni götürürüm." dedi.

Kafa salladım ve benim ellerimi tutarak yürümeye başladı. Tuvaletin yerini söyledim ve ben önde o arkada yürümeye başladık. Tuvalete geldiğimizde beni itti duvara tosladım ama bir şeyim yoktu. Sarı saçlı kız " Bak kızım benim ayağıma dolanıp durma yoksa o güzel yüzüne yazık olur anladın mı ayrıca Vegas ' ın yanında sakın bi daha benimle öyle konuşma tamam
mı? " dedi ela gözlü çocuğun adının Vegas olduğunu öğrendim çok acayip büyük ihtimalle takma ad ama olsun gene de güzelmiş ben beğendim diye aklımdan geçirdim. " Vegas mı ilk defa böyle bi ad duyuyorum ilginçmiş. Neyse ne gerçi beni ilgilendirmez. Ama bende seni uyarıyorum sakın bir daha benimle tek kalma gafletine düşme çünkü bir defa daha düşersen bu seferki gibi af etmem. " dedim tuvalete yöneldiğimde beni arkamdan çekiştirip kapıya yöneltti " Noluyo tuvalete giricem unuttunmu buraya o yüzden geldik. " dedim. " Kes be ben sanki senin ne için buraya geldiğini bilmiyorum düş önüme yoksa çok fena olur anladın mı? " diye bağırdı. Ona küçümseyici bir bakış atıp kapıya doğru yürüdüm.

Tuvaletten geldiğimizden beri ne kadar vakit geçmişti bilmiyordum çünkü biraz kestirmiştim. Vegas ve diğer arkadaşları da hala bilgisayardan bir şeyler yapıyorlardı. Çok sıkılmıştım hava da kararmıştı hem ayrıca Ata ve Can ' ı da çok merak ediyordum. Vegas ' a baktığımda bana ne anlama geldiğini bilmediğim bir bakış attı. Gıcık şey işte keşke sadece gözüne yumruk atmakla yetinmeseydim. Bu arada televizyonda bahsi geçen seri katiller sanırım hemen yanımdalar. Niye bu kadar çok korktuğumu yeni anladım çünkü başıma gelecekleri biliyordum. Ben bunları düşünürken onların adamlarından biri yanıma yaklaştı elindeki yemeği uzattı ve " Al şunu ye. " dedi. "İstemez. " dedim. Elini bana uzatmış şekilde bekliyordu ben de dayanamayıp " Anlamadın heralde istemiyorum diyorum zaten sende biraz akıl olsa elimin bağlı olduğunu gördüğün halde onu bana vermek için elini havada tutup durmazsın. Hayır anlamadım ki bu zekayla nasıl hapishaneden kaçtın. " adam dediklerimi geç idrak etmiş olacak ki yüzüme bön bön baktı ve sonra önüne dönüp gitti.
Bu sırada Vegas konuşmaya başladı
" Sen hep böyle boş ve çok mu konuşursun? " dedi. Bende ona yanıt olarak " Yok canım ben genelde az ve öz konuşurum bunu idrak etmeyi sana bırakıyorum. Ayrıca adamının tam bir mankafa olduğunu söylemeden edemeyicem. " dedim. Sarı saçlı kızla siyah saçlı kız bana ufak bir bakış attıktan sonra işlerine döndüler. Vegas ' ta " Biliyomusun senin gibi güzel bir kızın öleceğine çok üzülüyorum gerçekten ama işte ne yaparsın hayat bu hepimizin sonu ölüm değil mi? " dedi. Onu kâle bile almadım çünkü ne olursa olsun burdan kaçıcaktım. Cevap vermeyeceğimi anlayınca oda kızların yanına döndü.

Ne kadar saat geçtiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu Vegas ile konuşmam dan sonra biraz daha kestirmiştim. Sonra onları izlemeye koyulmuştum. Onları izlerken bi anda bir sessizlik oldu. Dışarıdan polis sirenlerinin sesi gelmeye başladı. Polis seslerini bastıran şey Vegas ' ın " Hassiktir. " demesi oldu. Ben ise bir yandan kurtulacağımı değilde sanki her şey daha kötü olacakmış gibi hissediyordum.

Gecenin Sonu: VegasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin