"Lia, belki bu dünyada seni seven hiç kimse yoktur. İnan umrumda değil. Seni seven bir kişi varsa o da benim, bundan şüphen olmasın."
Demişti Minho kızcağıza, Kız şaşkınlık içerisinde ona aşkını dillendiren erkeğe bakakalmıştı. 'Buda neyin nesi? Yok...
Lia yine uyanmış okula gitmek için hazırlanıyordu. Nedense okula gitmekten tereddüt ediyordi, çünki Minho ile karşılaşmaktan çekiniyordu.
Ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyordu. Duygu kasırgası içinde sıkışıp kalmıştı.
Bu derin rahatsızlığı 6. sesine devretti ve elinde anahtarıyla kapıya yürümeye başladı.
Kapıyı açıp çıktı. Evden erken çıkmıştı. Sallana sallana gitmek istiyordu okula. Hatta yolunu bile uzattı sırf Minho ile karşılaşmamak için.
Ama kendini kandırmaktan başka bir şey yapmıyordu.
Yaklaşık on beş dakika sonra okuluna vardı. Dersin başlaması için beş dakika vardı.
Sessizce yerine geçti. Herkes yılbaşı hakkında konuşuyor. Baloney mükemmel olduğuna iddia ediyorlardı. Tabii Lia içinde berbat sayılmazdı değil mi?
Kız kablolu kulaklığını çıkarıp kulağına taktı ve telefonundan en sevdiği şarkılardan biri olan Seventeen ' ROCK WITH YOU ' şarkısını açtı.
Hehe benimde en sevdiğim şarkılardan birisi🫣
Şarkının tam ortasındayken omzuna bir el dokununca irkilmişti. O elin sahibini tahmin edebiliyordu.
"Günaydın Lia" dedi omzuna dokunan kişi.
Kız zorla gülümsedi ve " Sanada." diyebildi.
O kişi fazla vaktinin olmadığını biliyordu bu yüzden kızın masasına bir not bıraktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu arada bunu ben yazdım hehe😉
Kız, tuttuğu kağıda şaşkınlık içerisinde baktı. Kafasını yana çevirdi ve on bakan Minho ile göz göze geldi. Oğlan kızın ona baktığını fark edice göz kırptı.
Kızcağız bunu üzerine yanaklarında bir sıcaklık hissetti. İşaret parmağıyla hızlıca yanağını kontrol etti.
Ağlamıyorum tamam tamam ama daha beteri; Lanet olsun! Neden kızarıyorsun Lia?
Lia, içinden dersin geçmemesi için ne kadarda dua ettiyse ders bir çırpıda geçip gitti ve birinci teneffüs zili çaldı. Kız etrafına bakındı. Minho yoktu. Evet anlaşılan gitmesi gerekiyordu.
Çekingen adımlarla piano odasına doğru ilerliyordu. Kapını tam önünde durunca eli kalbine gitti. Kalbi deli gibi atıyordu Lia'nın.
Ah..neden bu kadar heyecanlıyım?
Derin bir nefes alıp odaya girdi. Hiç kimse yoktu. O hariç...
Minho arkasına dönük bir şekilde pianonun tam karşısında oturuyordu.
Kızın sağ eli kapıya gitti ve kapıyı arkasından kapattı. Minho'ya doğru ilerledi ve elini oğlanın omzuna koydu.
"Beni neden çağırmıştı-" Diyecekken sözü pianonun sesiyle kesildi.
Bir şarkı çalıyordu, o şarkının sözleri Lia'nın kulağına doldu.
"Don't go tonight, Stay here one more time, Hemind me what it's like, And let's fall in love one more time, I need your now by my side, It tears me up when you turn me down, I'm begging please, just stick around, I'm sorry,don't leave me, I want you here, I know that you love is gone, I'm so weak, I can't breathe, I know this isn't easy..."
Diye devam ediyordu.
Lia'nın gözleri istemsizce doldu. Minho onu zayıf bölgesinden yakalamıştı çünki bu şarkıya karşı zaafı vardı. Lia bu şarkının kendisi olduğunu hissediyordu hep.
Üzgün, kırgın ve en önemlisi yanlız... Şarkı bitince Minho arkasına dönüp Lia'nın ağladığını görünce yerinden telaşla fırlayıp kızın yanına gitti hemen.
"Lia, iyi misin?"
"İyiyim, iyiyim ama bu şarkıya karşı zaafım var." Dedi göz yaşlarını elinin tersiyle sildi.
Minho Lia'ya destek olarak sandelyeye oturttu.
"Neden çağîrmıştın beni?"
"Senden hoşlanıyorum." Diyiverdi birden Minho. Buda Lia'nın afallamasına sebep oldu.
"Anlamadım?"
"Senden hoşlanıyorum Lia. Beynimden çıkmaz oldun. Seni düşünmediğim bir dakika bulamıyorum."
Kız ne cevap vereceğine şaşırdı bu yüzden susmayı tecih etti.
Söz gümüş ise, sükut altındır. Değil mi?
"Benden hoşlanıyor musun?"
"Bilmiyorum."
Minho'nun neşeli yüzü anında düştü.
"Tamamo zaman sana biraz daha süre tanıyacağım." Dedi Minho. Çabuk kabullenmesi Lia'yı şaşırtsada sessiz kalmayı tercih etti.
Minho odadan ayrılmak için kapıya yönelmiştiki Lia ona seslenince durup arkasına baktı.
"Minho,mm sanırım... şey... benimde sana karşı çözemediğim bir ton duygu var. Ama bana şanss verirsen yardımınla çözceğime eminim." Dedi yüzü kızararak. Bu adeta bir itiraftı(!)
Minho'nun yüzünde bir gülümseme oluştu.
Ardından kıza doğru hızlıca ilerleyip síkıca sarıldı.
"İstediĝin kadar zamanın var papatyam." Demiş Lia'nın yanağına bir öpücük kondurup piano odasından ayrılmıştı.