8'

320 43 39
                                    

Taehyung'un ebeveynlerinin Daegu'ya gitmesinin üstünden altı günün geçmesinin ardından okul ve başına bela ettiği Eunha ile uğraşmak zorunda kalan Taehyung, kalan küçük zamanlarının arasında Jungkook'a evden aldığı kasetleri bırakmaya devam etmişti. Jungkook ise normalden daha fazla darlıyordu arkadaşını. Gizemli aşığını bulmasını istiyordu artık.

Taehyung'la birlikte oturduğu ve sırtını yasladığı yatağında ikisi de telefonlarıyla uğraşırken birbirleriyle arada konuşuyorlardı. Yatağın yanındaki komidinin üzerindeki iki kasedeki cips kırıntıları odanın kokusunu değiştirirken, ellerindeki iPhone'lar ile zaman öldürüyorlardı.

"Annen aradı mı hiç?" diyerek ortamdaki sessizliği birkaç dakika aradan sonra bozan Jungkook, tüm dikkatini telefonundan çekerek yanındaki arkadaşına baktı. Taehyung telefonundan gözlerini ayırmayarak onu yanıtladı. "Hayır ya, aramasını bekliyorum. Ararsam da kızıyor biliyorsun."

Jungkook dişleri görünecek şekilde güldüğünde telefonunun ekranını açarak saate baktı. "Bilmez miyim? Arama artık diye kızıyor." Jungkook'un güldüğünü duyan Taehyung kısa süreliğine de olsa gülüşünü izlemek için telefonundan başını kaldırmış, Jungkook'un ona bakmamasının fırsatıyla hülyalı moduna bürünmüştü. Jungkook telefonundaki bakışlarını çekmeden yatağına sırt üstü yaslandığında "Canım sıkıldı." diye mırıldandı.

Taehyung aşık bakışlarını arkadaşından çekerek normal bakmaya kendini zorladığında "Ne yapalım?" diye karşılık verdi. Saat geç vakte gelmişti, yapacakları şeyler kısıtlıydı. Kardeşleri uyumuştu, Jungkook'un abisi dışarıdaydı ve ailesi de uyuyordu. İki haylaz ise her zamanki gibi bozuk uyku düzenleriyle gece bir şeyler yapabilmenin derdindeydi.

Jungkook dudaklarını büzerek bilmediğini belli eden işaretler verdiğinde Taehyung da dudaklarını büzen arkadaşına katılmış ve gözlerini kısmıştı. "Sadece oyun oynayabiliriz, bu saatte başka ne yapabiliriz ki?"

Jungkook düşünmeye devam ederken aklına gelen fikirle duraksadı ve işaret parmağını kaldırarak "Markete gidelim, hem dışarıda gezmiş oluruz." dedi.

Taehyung'a bu fikir mantıklı geldi, Jungkook'un parlak fikriyle, sessizce odadan çıkmaya karar verdiler. Ancak evden çıkarken dikkatli olmaları gerekiyordu, çünkü aileleri ve Taehyung'un kardeşleri uyuyordu. Taehyung fısıldayarak, "Dikkatli olup sessizce çıkalım." diye uyarıda bulundu. Jungkook onu heyecanla onaylarken merdivenlerden inmeye devam etti. Taehyung ise arkasında onu takip ediyordu.

Kapıyı dikkatlice açıp dışarı adım attıklarında, hafif bir rüzgarın esintisiyle karşılandılar. Sokak lambalarının loş ışığı altında, sessiz adımlarla ilerlerken heyecanla gülümsediler. Jungkook'un market fikriyle, gizemli bir maceraya doğru yola çıkmışlardı.

Taehyung arada sırada telefonuna bakıyor belki annesi arar diye umutla bekliyordu fakat Jungkook'un heyecanını bozmamak için ona çaktırmamaya özen gösteriyordu. Yine de Jungkook, sürekli gözü telefonundaki bildirim panelinde olan arkadaşının umutlu bir haber alma beklentisi içerisinde olduğunu anlayabiliyordu.

7/24 açık olan marketlere geldiklerinde Jungkook kapıyı ittirerek içeri girdi. Taehyung da peşinden ilerliyordu. Ramenlerin olduğu alana doğru girdiklerinde Jungkook acılı ramenlerden bir tane aldı büyük elinin arasına. Taehyung ise acılı yerse ağzının feci yanacağı gerçeğini bildiği ve acılı bir şeyler yemeyi sevse de midesinin o kadar da sevmediği gerçeğini göz önünde bulundurarak normal bir ramen aldı. Acısı yok denecek kadar azdı bu yüzden yemesi kolay olacaktı.

Taehyung'un seçim yapmasını bekleyen Jungkook, yaslandığı raftan çekilerek "Birkaç şeker alalım bir de gazoz alırız tam olur bunun üstüne. Ne dersin?" dedi. Taehyung ise "Olur." diyerek yanıtladı.

tapes for jkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin