-2-

4 1 0
                                    

Odanın kapısı tıklandığında kafamı kaldırdım.Mehmet gelmişti.Kahvelerden birini önüme koydu diğerini eline aldı ve oturdu. Anlatmamı beklediğini hissettiğimde  anlatmaya başladım. "Mehmet  şimdi bu adam aslen Beyza'nın üvey annesinin oğluymuş.Beyza hayattayken iyi anlaşamazlarmış, nefret ederlermiş birbirlerinden.Ayrıca üvey olmasıda bu dosyadaki şüphesini artırıyor. Adam çok mutlu görünüyordu."
Mehmet duvara bakarak dalmıştı. Bir şeyler düşündüğü kesindi." Eda Müdürüm peki bu adamın çalıştığı yeri biliyor muyuz?"

"Evet biliyoruz. Murat Lojistik firmasında çalışıyor daha önce bir suç kaydı var mıymış falan bi baktıralım da ne olur ne olmaz" Mehmet kahvesinden bir yudum aldı."Ben bu lojistiğin adını daha önce duydum eminim ama nasıl bir mevzuda duydum orasını bilmiyorum. Neysr ben biraz düşüneyim bide şu lojistiğin geçmişine baktırayım. İyi çalışmalar müdürüm." saol anlamında başımı salladım. Mehmet gittikten hemen sonra dosyanın sorgu lıstesınden sorgu dosyalarını çıkarttım. Babasının sorgusu gözümden kaçmıştı. Onu okumaya karar verdım. Babası olağandışı şeyler söylememişti genelini biliyordum zaten.

Mesaim bitmişti. Odamın kapısını kitledim. Karakoldan çıktım. Bu cinayet benim aklımı karıştırmıştı. Kim yapmıltı acaba.Arabaya bindim ve eve doğru yol aldım. Eve vaedığımda saat 21.30 du çokta grç değildi aslında. Babam mutfakta yoktu. Ust kata çıktım buradada sea soluk yoktu. "Baba evde misin" uzun koridorun sonunda babamın odası vardı.Yavaş yavaş babamın odasına yürüyordum.Babamın  odasını kapısını açtım kimseler yoktu.

Belki duştadır diye düşündüm.Banyoya giderken bacaklarımın titrediğini hissedebiliyordum. Beynim adeta uyuşuyordu nerdeydi babam?Banyodada yoktu  babam. Nerdeydi bu adam? Off içimde bir çakal geziyordu. Vesveselerin sesinden kendi sesimi duyamıyordum. Babamın odasına tekrar gittim. Masasının üstünde bir not vardı. Aldım o notu. Okumaya başladım.

"Canım kızım,şuan muhtemelen benim nerde olduğumu merak ediyorsun.Ben kendime yeni bir sayfa açmaya karar verdim.Sana bu hayatımda çok mutluymuşum gibi geliyor olabilir ama mutlu değildim ben. Bu yüzden gidiyorum bu evden. Kendime yeni eşimle yeni bir hayat kuruyorum. Kendine iyi bak.Ben seni her zaman sevmeye devam edeceğim"bu not gerçek olmazdı.Babam beni niye bıraksındı ki. Yok ya şaka falandı bu. Aklıma dolaba bakmak geldı. Dolabı açtım. Dolapta hiç bir sey yoktu. Derin bir nefes aldım ve dolan gözlerimden göz yaşlarının akmasına izin verdim.
Bir süre orada öylece dikilmişim. Odama yürümeye başladım.Odama vardığımda kendimi yatağa attım. Hiç bir şey düşünmek istemiyordum.Ama düşünüyordum.Mektubu açtım bir daha okudum."Her zaman sevecekmiş  beni ufak atta civcivler yesin Fatih efendi." mırıldanıyordum. Uyumuşum.Alarm kurmayıda unutmuştum.Kalktığımda saat 6 idi. Bünyem alıştığı için her sabah alarm kursamda kurmasamda 6 da kalkıyordum.

Odamın kapısını açtığımda dün sabah geldi aklıma.Banyoya doğtu gittim. Aynada dünden daha beter bi hal vardı. Ağlamaktan gözlerim kan çanağına dönmüştü. Umursamadım. Yüzümü yıkayınca akan rimelin birazı gitmişti yüzümden. Aynaya baktım. Boş bakıyodum aynaya, aynayı geç hayata boş bakıyodum şuan. Aşağı indim. Bir bardak su içip yukarı çıktım. Dün karakolda yediğim sandwiç ile duruyordum ayakta. Üstümü giyindim. Arabaya bindim. Karakola geldım. Bunlar normaldi günlük rutinimdi benim ben o kadar kötü bir durumdaydım ki aklımdan tek bir düşünce bile geçmiyordu. Donmuştum.İçeri girdiğimde herkesin bana baktığını fark ettim. Doğruca önüme bakıyordum. Ama aynı zamanda meraklı bakışlar altında eziliyordum.

Odama girdim. Koltuğa kendimi attım.Kapımın tıklatıldığını duydum. "Gel" gelen tabii ki de Mehmetti benim halimi görünce yanıma geldi.
"Eda iyi misin ne bu halin ne oldu sana bir günde" yüzüne çevirdim kırmızı gözlerimi."Bir şey yok" diyebildim sadece."Neyse dosyayı getiriyimde onunla ilgili konuşalım seninle." ayağa kalktığım gibi kendimi yerde buldum. Ordan sonrasını hatırlamıyorum. Uyandığımda hastanedeydim. Başımda Mehmet duruyordu. Bir dakika ağlıyomuydu o.
Gözlerim netleşince gördüm ki ağlıyordu. Damarımda soğukluk hissettim. Kafamı yukarı kaldırdığımda sarı serumu gördüm.Benim uyandığımı görümce Mehmet ayaklandı."Çok şükür uyandın Eda hiç uyanmayacağını düşünüp  korkmaya başlamıştım" Mehmet beni çok severdi bende onu çok severdim. Saf bir sevgiydi bu, dostça. "Korkma ben ölmedim." Mehmet bana sert bi bakış attı. "Eda seni bu kadar üzen neyse hemen şimdi anlatıyorsun bi çözümünü buluyoruz." Mehmet çok iyi bir arkadaştı ama bu derdime deva olmazdı, gücü o kadarına yetmezdi. Benimde gücüm yetmemişti sonuçta. "Babam, babam gitti Mehmet beni bıraktı ve gitti." Mehmet'in kanı çekilmişti. "Eda senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu. Ne diyorsun sen. Baban niye gitsin bi anda." gözlerimi onun kahverengi gözlerine diktim. "Evlenmiş." Mehmetin yüzü artık bembeyazdı. Bir süre o şekilde bakıştım. Olanlara inanmadığı her halinden belliydi. "Eda emin misin"
"Evet Mehmet eminim" pantolonumun cebinden notu çıkardım uzattım. Notu aldı ve okumaya başladı. Yüzü o kadar beyazlamıştı ki bi an öldüğünü düşünmekten alamadım kendini.

Notu elime geri verdiğinde bana sinirli olduğu her halinden belliydi. "Doktorlar tansiyonunun çok düşük olduğunu söyledi. Serumun bitince taburcu ediceklermiş seni" yüzümü kaldırıp sarı seruma yeniden baktım. Sanırsam yarıyı geçmişti serum. Mehmet bi anda kalktı yerinden. "Sen şimdi biraz daha uyu 1 hafta izin aldım ben sana  eve gideceksin burdan sonra" tamam demeye kalmadan çıktı odadan. Mehmet bana neden bu kadar iyi davranıyordu. Mehmeti iyi tanırdım. Herkese karşı alev püskürtürdü.Bana gelince süt dökmüş kediydi adeta. Kafamı yastıpa iyice gömdüm. Gözlerimi kapattım ve kendimi boşluğa bıraktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin