00

191 36 23
                                    

Sunghoon

Heeseung, keyifliydi. Karşıma geçmiş ve birkaç dakika önce ölmüş olan bedenin ölmeden hemen önce içtiği son şarabı, sanki dünyanın en pahalı ve en kaliteli şarabıymış gibi içiyordu. Fakat bunun sırası değildi.

Son 5 dakikadır yüzüncü kez sorduğum soruyu tekrar sordum, "Ne yapacağız?"

Kadehini sakince masaya bırakıp, yaslandığı duvardan ayrıldı. Yerdeki bedene ilerleyip, ayağıyla hafifçe cansız bedeni dürttü. Bu hareketine göz devirip, "Yaşamıyor, yarım saat önce öldü." Dalga geçer gibi kurduğum cümleyle bana döndü. Bu sefer bana doğru yaklaşıp tam önümde durdu. Fakat koltukta oturduğum için yüzüne bakmak için kafamı kaldırmak zorunda kaldım.

Kafasını eğmiş ve ciddiyetle bana bakıyordu. Elini çeneme uzatıp, çenemi okşamaya başladı. Kafasını da yana doğru yatırıp, bana doğru eğildi. Onun bu garip tavırlarından korkup geri çekilmeye çalıştım fakat çenemi tutan eli, çenemi sıkıp geri çekilmemi engelledi.

"Ah, acıdı..."

Umursamadan biraz daha bana doğru eğildi, "Hadi kalk sevgilim, salonumuzu kirleten bu bedeni gömelim." Son cümlesini söyleyip, dudağıma bir buse kondurdu. Beni bu hâlde bırakıp, tekrardan cansız bedene ilerledi ve böylelikle ikimiz içinde bir yol çizmiş oldu.

Heeseung & Sunghoon

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Heeseung & Sunghoon

Diabolical Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin