3. Bölüm Güven

13 2 0
                                    

Güvenmek nedir? Sahi güvenmek nedir? Karşıdaki kişinin onurunu kırmamak gibir güven. Onun size her koşulda veya sizin ona her koşulda inanmamız, yargılamamanızdır güven. Haksız olsa bile haklıymış gibidir içinizde bir yerlerde. Sizde güvenin,ama herkese değil, tanıdığınız insanlara güvenin. Benim Defne'ye olan güvenim gibi güvenin,Defne'nin bana güvendiği gibi güvenin. Ama dediğim gibi herkese güvenmeyin. İçinizde bir yerlerde de yargılayıcı tarafınız olsun,iki elinizle de tutunun onlara. Güvendiğiniz kişinin elini bırpakmayın,ben ve Defne gibi. Kendinize de güvenin,her zaman güvenin. Her zaman güvenin, kendinize güvenin...

Polisin yüzünde kızgın bir ifade vardı. Ne olduğunu anlamamış bir edayla ayağa kalktım.

-Emniyeti bu şekilde meşgul etmeye utanmıyor musunuz?

-Neyden bahsediyorsunuz polis bey. Söylediklerinizden hiçbir şey anlamıyorum,dedi Defne.

-Terbiyesizler,utanmazlar

-Bir dakika polis bey, diyerek yanlarına gittim."Siz çok iyi bakmamış olabilir misiniz?"

-Biz gayet iyi baktık,her yere hemde.Ama ceset yoktu, hiçbir şey yoktu.

-Nasıl olmaz, oradaydı.Kokusunu bile alabiliyordum, nasıl olur bu.

-Ah, gerçekten mi? Gidelim arkadaşlar, bunların kafaları güzel galiba.

-Ama polis bey bir saniy-

-Yeter! Alkollüsünüz siz belli.
Sertçe bağırarak arabalarına binip gittiklerinde Defne'ye baktım. O da bana  baktı. Gözleri ile apartmanı gösterdi ve başımı sallayarak apartmana koştum. Yine aynı şey olmuştu,ceset yok koku yok. Hiçbir şey yoktu.

-Aysu, bugün bana gel.

-Gelmeliyim,burada kalamam.

-Kalamazsın zaten. Sabah zaten okulun yok,dedektif kılığına gireriz çözeriz bu olayı.

-Şu olayı hiç garipsemiyorsun ya, şaşırıyorum. Katil sen misin acaba?

-Ahaha,katilim ben,diyerek boğazından bir hırıltı çıkardı.

-Senin katil olmadığını biliyorum,sana güvenim sonsuz.Her koşulda sana güveniyorum.

-Bende sana,elini tuttum ya bırakmam ömrüm boyunca.
Dudaklarımın kenarı kırıldı ve ayağa kalktım.

-Ben çantama bir kaç parça kıyafet koyayım sonra gidelim,olur mu?

-Tamamdır,seni burada bekliyor olacağım,diyerek telefonunu eline aldı.

Odama geçtiğimde kapüşonlu bir bluz, eşofman ve gecelik aldım. Üzerimi değiştirdim çünkü çok terlemiştim, hızlıca Defne'nin olduğu odaya geçerken yerde tekrar o cesedi gördüm. Gözlerimin önüne geldi ve bir anda kayboldu. Tüylerim diken diken olmuştu,Defne o halimi görmüş olacaktı ki bir hışımla yanıma geldi ve kendinden destek almam için koluma girdi.

-Aysu,sen iyi değilsin. Bana gittiğimizde bu konuyu asla konuşmayacağız tamam mı?!

-Pekâla.

Apartmandan çıktığımızda Defne çantamı alıp kendi omzuna takmıştı. Hava soğuktu ve benim üzerimdekiler bu mevsim için uygun değildi, üşüyordum. Eve gidene kadar tir tir titredim, geldiğimizde neyse ki evi sıcaktı. İçimden büyük bir oh çektiğimde kolumda Defne'nin yumuşacık elini hissettim.

-Ah benim parlak zekâlı arkadaşım,donduğunu neden söylemedin bana.

-Bilmem, söylemek istemedim. Ben sanırım yanmak istemiyorum,ben tir tir titremek istiyorum.Ben karların içine gömülmek istiyorum,ben soğuktan burnum kızarsın ayaklarım üşüsün istiyorum.

Defne bana gözleri boşluğa başarmışçasına bakarken gözlerimi ondan kaçırdım. Beni oturma odasına sürükleyip koltuğa oturttuğunda çantamı uzattı.

-Geceliklerini giy.
Başımı salladığımda odadan çıktı ve ben yine sessizliğe mahkûm kaldım. Aslında sessizlikte bir gürültüydü hemde normal gürültüden bile fazlaydı. Sessizlik kulaklarımızı patlatacak kadar gürültülüydü.

Üzerimi değiştirdiğimde Defne odaya büyük bir battaniye ve yastıklar ile geldi.

-Sen koltuğu yatak pozisyonuna getir, yastıkları koy battaniyeyi koltuğa koy ve beni bekle.

-Tamam, dediğimde kapıyı kapatıp çıktı. Söylediklerini yaptım, işim bittiğinde Defne kapıyı elinde tabaklarla birlikte dirseğiyle açmaya çalışıyordu. Kapıyı açtığımda mis gibi cips, mısır kokusu geliyordu. Bunun anlamını biliyordum,pijama partisi yapacaktık.Kafamı dağıtmam için yapmam gereken buydu,ne zaman birimizin canı sıkılsa pijama partisi yapar bu durumdan kurtulmaya çalışırdık.

-Yavaş ol Defne, dökeceksin!

-Ayy,ne yapayım ya?İki elim var,on tane şey taşımaya çalışırsam böyle olur,diyerek kendine kızdı. Yiyecekleri masaya koyduğunda mutfağa gitti;

-Defne daha ne getireceksin,ne kaldı başka? Diyerek yanına gittim, gözlerimi ve ağzımı kocaman açtım.Defne eliyle ağzımı kapattı

-Kapat kız ağzını,sinek kaçacak.

-D-defne b-bune,nerden buldun sen bunu. Bu mevsimde karpuz mu olur?

-Ne olmuş ya, buldum ya sen ona bak.

Kocaman karpuzu bu kış mevsiminde nereden buldu diye düşünürken elime karpuz dolu tabağı tutuşturdu;

-Sen götür bunu bende cipsleri getireyim.

-Biraz abartmadın mı?

-Hayır, abartmadım. Hadi hadi götür karpuzun suyu bitecek.

Gülerek oturma odasına geçtiğimde tabağı masaya koydum ve koltuğa oturup battaniyeyi kendime çektim. Defne'de geldiğinde yanıma oturdu;

-Ne tür izleyeyim, diyerek kumandayı eline aldı.

-Bilmiyorum.

-Buldum,komedi izleyelim. Gülelim,rahatlayalım biraz ne dersin?

- Olur.

-"Aile Arasında" adında bir film varmış, çok komikmiş. Onu izleyelim mi?

-Tamam aç hadi.
Kumandanın tuşlarına hızlı bir şekilde tıklayıp açtığında gözlerimi televizyona diktim.Saatler geçti, gülmekten karnıma ağrılar girmişti. Masadaki her şeyi silip süpürmüştük. İyileşmeye başlıyorum gibi hissetmiştim. Defne'ye olan güvenim gittikçe artıyordu.Defne'yi seviyorum,onu annemden babamdan bile çok seviyorum. Beni terk etmedi,beni terk etmedi...

DOLAPTAKİ CESETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin