Takemichi Hanagaki yaş 17 boy 1.65
.
.
.Yağmurlu geceleri severdim. Yağmursuz geceler beni boğardı. Gökyüzü tüm acısını ağlayarak boşalttırdı yağmurla bana göre
Yağmur damlaları siyah saçlarımın alnıma yapmışmasını sağlıyordu. Büyük ihtimalle hasta olacaktım.
Üstümde siyah bol bir tişört altımda ise gri bir eşofman vardı. Ellerim cebimde yürürken eşofmanın bol ve ıslak kısımları sallanıyordu
Yürümeye devam ederken biraz ilerimden gelen konuşma sesleriyle durdum
"Evet, ambulans buraya gelecek. Emma-chan sakin ol lütfen"
Eski kız arkadaşım Hinata Tachibana, tanımadığım bir kız ve yerde sırtını sarışın kıza dayamış kan içinde ayı kadar bir herif bir metre önümde duruyorlardı
Zaten ambulansın çağırıldığını ve buraya geleceğini duyduğum için arkamı dönüp gidecekken dahada ileriden gelen seslerle durdum
"Baksanıza, henüz ölmemiş bu piç" tanıdık sesle durdum. Bu ortamda böyle durmak ne kadar mantıklıysa artık
"Hina-chan, Emma-chan.." adam biraz öksürdü ve konuşmasına devam etti
"Kaçın, gidin burdan.. Onların istedikleri benim..." Bu herif amma taşaklıymış. Adam ölümün kıyısında hala kızları korumaya çalışıyo"Sen ne diye sırık gibi dikiliyosun orda velet"
Hinata ve sarışın kız bana döndü. Onlara değilde karşımdaki yıllar önceki zorbalarıma bakmam biraz kötü olabilirdi çünkü elinde bıçak olan herif bi adım öne yaklaştı
"Uza lan burdan şişlemeyelim senide" dedi ve iğrenç sesleriyle gülmeye başladılar
"Tanıyamadın galiba" diyerek yürüdüm ve kızların önüne geçtim. Arkadan Hinata'nın endişeli ve şaşkın sesi geldi
"Takemichi.." eski sevgilisini görmek beklediği son şeylerden biriydi sanırımBi süre düşündü ve konuştu "Takemichi? Takemichi.. lan sen iki yıl önce Masataka'nın ölmesine sebep olan piçin arkadaşı Takemichi Hanagaki değilmisin?!" Sinirle bana bı adım daha yaklaştı
Arkamdakilerin endişeli gözlerini üzerimde hissediyordum, sonuçta 1.65 boyunda sıska bir çocuk ayı gibi on tane gerizekalıya ne yapabilirdi ki?
Gözlerimi ayıların üstünde gezdirdim "Sizde Akkun'un hapse girip orada intihar etmesine sebep olan zorbalarsınız" yüzüme iğrenir gibi bir ifade takındım "İki yıl sonra bile devam ediyosanız artık"
"Bana bak velet! Yerini bil-" diyecekken bıçağı bana doğru doğrulttuğu anda tekmeyle bıçağı yandaki evlerden birinin bahçesine uçurdum
Adını hatırlamaya bile zahmet etmediğim adam bana doğru yaklaştı ve yumruğunu havaya kaldırdı "Seni küçük-" yüzüme gelmek üzere olan yumruğu havada tuttum. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı, gülümsedim "Noldu? Şaşırdınmı?" Dedim ve bir balerin edasıyla bacağımı aniden kaldırıp çenesinin altından ona bir tekme geçirdim
Geriye doğru düşüp bayılırken arkasındakiler bana şaşkınca bakıyordu
Gülümsemem genişledi ve ayağımı önümdeki herifin cinsel organına sertçe bastırdım
"Sıradaki?"
Önlerde duran siyah saçından sadece bir tutamını sarıya boyamış biri bağırarak bana doğru koştu
Attığı yumruktan yana geçerek kaçtım ve arkasına gidip tam kafasının arkasına bir tekme attım
Oda yere yapışırken yere gözü açık gitmiş iki bedene baktım ve ufak bir kahkaha attım
"Gerçekten, bunu özlemişim" o sırada Gözlerime bakan hinatanın gözlerimde gördüğü tek şeyin zevk olduğuna yemin edebilirim
Bıçaklanan herife daha dikkatli bakınca fark ettim, yenilmez Mikey'in sağ kolu Draken değilmi lan bu!
"Lan sen Draken'sin!"
Öksürüklerinin arasında fısıltı gibi konuştu "Tanıştığıma memnun oldum.. Hanagaki" birşey demek için ağzımı açıcağım sırada kafamı yana eğdim ve gelen yumruktan kaçtım
Yeterince korkutucu olduğunu düşündüğüm bir bakışla bana yumruk atmaya çalışan herife baktım
"Henüz lafımı bitirmedim" dedim ve hava asılı kalan yumruğunu ve omzunu tutarak dirseğini havaya kaldırdığım dizimde sopa kırar gibi kırdım
Kolu kırılan zavallı adamın acı çığlıkları tüm sokakta duyulurken onuda yere doğru ittim. Arkadan ambulans sesi gelirken diğerleride kaçışmaya başladı
"Kaçın oğlum canavar lan bu çocuk!"
Kıkırdadım ve ilk önce yanımda yerde uzanan acı çığlıklar eşiğinde kolu kırılmış adama, sonra baygın heriflere en son olarak Draken ve Hinata'ya baktı
Ambulans sokağın başında görülürken onlara yaklaştım ve Hinata'yı çekilmesi için omzundan hafifçe ittim. Yere eğilip Draken'in koluna girdim
"Neden.. yardım ediyorsun.." fısıltı gibi çıkan sesiyle sorduğu soruya gülümsedim, acı bir gülümsemeydi bu
"Herkesin kendince nedenleri vardır Draken-kun"
Onu ambulansa doğru taşırken tekran konuştu "Garipsin.. Hanagaki"
Ağzımdan 'hmh' diye bir ses çıktı "Asıl garip olan senin gardını düşürmüş olman bence" ambulans görevlileri ellerinde sedyeyle birlikte buraya doğru koşarak geldi ve Draken-kun'u sedyeye yatırdık
"Hanagaki, rica etsem benimle gelirmisin?" Sorusuna şaşırırken konuştum "Neden ben?"
Bi bana bi arkamdaki kızlara baktı
"Kızların daha fazla beni böyle görmesini istemiyorum"
Onu daha fazla zorlamak istemedim ve omuz silktim. Sonrasında ambulansa bindik ona oksijen maskesi falan takıldı
Ambulansla yolda giderken elini bana uzattı. Destek amaçlı elini tutarken konuşmaya başladı
"Ansızın gelip.. arkadan saldırdılar, ondan sonra bıçaklandım"
Kafasındaki yaranında böyle olduğunu anlatması bence sohbet amaçlıydı. Kafamı sallamakla yetindim. Bence daha fazla konuşup kendini zorlamaması gerekiyodu "Takemichi, böyle seslenebilirim değilmi?" Olumlu anlamda kafamı salladım "Evet"
"Teşekkür ederim Takemichi.. hem beni, hem kızları koruduğun için..."
Ve bu ambulansta söylediği son cümlesi oldu. Ardından ise bilinci kapandı
.
.
.Okuduğunuz için teşekkür ederim şuan sadece birinci sezondaki karakterler olucak ve bunlar ortaokullu değil liseli
Oy ve yorum yaparsanız sevinirim🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴡʜᴏ ɪ̇s ᴛʜɪs ᴋɪᴅ?
FanfictionTakemichi Hanagaki en iyi arkadaşı Akkun'un, Masataka Kiyomizu'dan dayak yerken onu bıçaklayıp hapse girip yaşadıklarına dayanamayıp intihar etmesinin üzerinden 2 yıl geçmişti ve eski Takemichi'yi 2 yıl geride bırakmıştı. Bir gün şans eseri bir kav...