Günün tüm yorgunluğunu öğle arasına sıkıştırmaya calışan telaşlı, öfkeli ve bir okadar da kendine güvenen yakışıklı bir adam..
Müşterisi boncuk istiyordu. Torbaları, paketleri eline aldı birlikte ara sokaklardan caddeye çıkmaya çalışıyorlardı. Metro durağına yaklaşmışlardı, gülerek yol ayrımına geldiler. Adam kulağına gelen topuk seslerini dinleyerek başını o yöne çevirdi. Müşterisinin yanında olduğunu unutarak kalabalığın arasından kendine doğru gelen siyah saçlı, hafif dolgun hatlarıyla o an kendine birkez daha baktırmayı becerebilen bir kadın göründü.
Bakakalmıştı ki... orada kolundan çekiştiren bir kadın sesi duydu. "Hadi "dedi. Ne oldu birdenbire anlamadı adam ...
İçinden bir ses yankılanıyordu. Kendinden habersiz salına salına giden, kafasını bir an olsun yerden kaldırmayan ve kendisini hiç farketmeyen o kadına sesleniyordu. "SEN BENİM OLMALISIN"Kadın duymadığı gibi kendini de hiç farketmedi. Bir kalp burukluğu ile oradan ayrıldı. Müşterisini metro durağına bırakıp tekrar iş yerinin yolunu tuttu adam.
Tuhaf olmuştu.
Kendini caddenin arasında kalabalığa katıp, o gözlerinin karasına hayran kaldığı kadını arıyordu gözleri. Belki birdaha hiç karşılaşmayacaktı. Dükkanın kapısından içeri girdi. Aklında bin bir hayal resmen dans ediyordu. Bedeni orada ruhu başka yerdeydi. Radyoda bir şarkı eskilerden, inceden içini titretti. Patron girdi o ara kapıdan yeni gidecek kolilerin siparişini eline tutuşturdu. Yine saracaktı, yine bağlayacaktı ipleri. Bir kendini bu hayata bağlayacak bir aşk bulamamıştı. Paketleri "O" sarardı da kendini kim saracaktı öylece sıkı sıkı.
"Halil abi bir çay ver "dedi. Yine boğazları acıyordu kesik kesik öksürerek işe koyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
45 Numara
ChickLitHiçbir şey tesadüf değilse, bu yaşananlar neyin nesiydi? ■♤♡♧♢♧♤♢■ Aşk'a açılan bu kartlar da ne yazıyordu? Kadın durup adamın sözlerini dinleyecekmiydi, Yoksa gidecekmiydi? Adamın kadını götürdüğü ilk yerde unutulmayan gizem neydi? Bunca zaman...