Bu kitaptaki bütün karakter, olaylar ve bulgular hayal ürünüdür.
ÖNEMLİ: Lütfen karakter ve olay örgüsünü başka kitaplar ile ilişkilendirmeyelim. Bu kitaba ve şahsıma birer hakaret ve saygısızlıktır.
Keyifli okumalar!
.
Görev muhteşem devam ediyordu.
Eve dönmelerine çok az kalmıştı. Kumru, Şinasi ve Yahya küçük bir görüntülü görüşmeye sonunda vakit bulabilmişlerdi. Kumru'yu ortalarına alacak bir şekilde kayaya yaslandılar. Kayanın sivri olmasının bir önemi yoktu. Vatanının ister taşı olsun, ister toprağı. Ne olursa olsun her bir karışı onlara kuş tüyünden yataktı. Zaten, sonsuza dek bu yatakta uyuyabilmek için asker olmamışlar mıydı?
Yahya telefonundan eşinin adını tuşladı. Telefon neredeyse anında açıldı. Ayla, yine ve yine telefonun başında bekliyordu. Ekranda bakımlı yüzü belirirken, bununla birlikte titrek sesi duyuldu.
"Y-yahya..."
Çok özlemişti kocasını. Birlikte yılları devirmiş olsalar dahi, her göreve gittiğinde ağzı yüreğine geliyordu.
Ancak bu sondu.
"Ömrüm..." Ömrü... Ölmek için yaşadığı bu dünyada geçirdiği tüm güzel anların sahibi... O da özlemişti.
Ayla gözyaşlarını tutamıyordu. Ancak dudakları, büyük bir çelişkiyle yukarıya çekilmişti. Ağlıyordu ama gülüyordu. Savaşsın, ama geri dönsün istiyordu. elbet bir gün ölecekti, biliyordu. Ancak o ölecekse de ölmesin, şehit olsun istiyordu. Dul değil, şehit eşi olmak istiyordu. Ama onsuz da yapamazdı, nefes alamazdı, biliyordu. Ama istiyordu. Öyleydi işte...
Kumru Yahya'nın elinden telefonu çekti.
"Ben ortadayım oğlum, ben tutacağım."
"Kızım versene ya, benim değil mi?" Demesiyle kafasına bir şaplak yedi.
"Lan beynini sevdiğim, telefon bende durursa üçümüz de görebiliriz." Sırf telefonu tutmak için ortaya oturmuştu.
"Kalk o zaman ben geçeceğim ortaya." İnat etmişti, telefon onda duracaktı. Şinasi araya girmese, akşama kadar uzardı bu mevzu.
"Ben de oyumu karımdan yana kullanıyorum. İkiye teksin kardeşim, alalım biz onu." derken sırıtıyordu. Eğilip karısının yanağına sertçe öptü.
"Hadi lan oradan, benim de karım var, o da bana oy veriyor. Değil mi ömrüm?" Bunları söyleyen Yahya, kaş göz yaparak anlaşan hanımlardan habersiz, yüksekten yüksekten uçuyordu.
"Kocam... Ase haklı ama. Bir takım sayısal hesaplamalar felan..." gözyaşlarını yok sayıyorlardı. Doğrusu Ayla öyle düşünüyordu.
Her bir yaşında Yahya'nın ömründen gideni nereden bilebilirdi ki?
"Ayıp oluyor ama he..." Alınmış gibi gözlerini kıstı ve telefonu Kumru'ya uzattı. Herkes gülüyordu. İçinde oldukları durumu normalleştirmişlerdi artık.
"E hani bizim mozverler?" Şinasi kızını çok özlemişti. Yeşil yeşil gözlerini belerterek ona yağlanmasını, omuzlarını kırıta kırıta nazlanmasını, o antreman yaparken omuzlarında zıplayışını...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKURAYI BÜYÜTMEK
Teen FictionAynı yoldaki tanıdık iki yabancı. Gençliğinin ortalarında iki yetişkin. Küçük bir sakuranın altında büyümeyi bekleyen iki çocuk. Asena Kılıç, dış görünüşü ile zayıf görünen ancak aslında çok güçlü fiziki ve ruhi özelliklere sahip bir kadınıdır. Dışa...