Tek bir yüreği vardı ve içerisinde bir ömür aşkı saklamayı düşüyordu her gününde. Bu güne kadar hep aşkın hüsranını yaşamış, yüreğini hep hor kullanmıştı. Bazen ölmek istemiş bazen de yaşamaya direnmeye karar vermişti. Ta ki o güne kadar. Hayattan bıkmış, usanmış, hiç bir beklentisi olmadan öylece ilerlerken karşısına çıkan bir kızın hayatını değiştireceğini bilemezdi. Kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçerken tam yolun ortasında bir kızın aniden düşüp bayıldığını gördü ve yanına koştu. Hemen yardım etmek isterken bir anda kızı kendisine doğru çevirdi be o an sanki kalbi o güne kadar hep onu bekliyordu, huysuz bir çocuk gibi oradan oraya koşuyordu. Bir an dondu kaldı. Çevredeki telaşlı vatandaşların sesiyle bir an irkildi ve kızı kucakladığı gibi bir taksiye binerek hastanenin yolunu tuttu. Hemen müdahale edildi ve acil servise alındı. Aradan bir kaç saat geçmişti ve halen bir haber yoktu. Yoğun bakım ünitesinin kapısında bekliyordu. Sonunda doktor o odanın kapısından çıkmıştı. Hemen doktorun yanına gitti ve kızın durumunun nasıl olduğunu sordu. Doktor kızın durumunun kötü olduğunu ve kanser hastası olduğunu söyledi ve duydukları karşısında bir an afalladı. O kızı hiç tanımıyordu fakat sanki o güne kadar hep onu beklemişti. Doktora kurtulma ihtimalinin olup olmadığını sordu. Doktor yanlız bir mucize olursa kurtulabileceğini söyledi. Kız yavaş yavaş kendisine gelmeye başladı. Onu hastaneye getiren kişiyi merak ettiğini ve tanışmak istediğini hemşireye söylemiş hemşire de kapıdaki gence bunları iletti. Kapı yavaş yavaş açıldı ve o an gözler birbirine deydi ve aslında büyük bir mucizenin başlangıcıdır. Gözleri birbirine dediği anda ikisi de birbirinin kalbini hissetti ve o kalpler bir olmak için yıllarca çabalamıştı. Genç kızın yanına gelir ve kendisini tanıtır. Olayların nasıl gerçekleştiğini anlatır. Kızın kimi kimsesi yoktur ve yanlız başına yaşadığını anlatır. Genç artık yanlız olmadığını söyler fakat kız şaşırır. Daha kim olduğunu nasıl bir insan olduğunu bile bilmediği birine nasıl güvenebilirdi. Fakat kalbi o güveni çoktan kazanmıştı bile. Genç de zengin bir ailenin terbiyeli ve akıllı tek oğluydu. Kıza bir isteğinin olup olmadığını sordu. Tam bu sırada telefonu çalar ve arayan annesidir. Telefonla konuşmak için dışarıya çıkar olanları anlatır ve gece eve gidemeyeceğini söyler. Telefon konuşmasından sonra odaya geri döner. Tam bu sırada doktor genci dışarıya çağırır ve hastaneye kaydının yapılmasını rica eder. Genç hemen odadan kızın kimliğini alıp kaydı yaptırır. Fakat kızın hiçbir sağlık güvencesi çıkmaz ve genç onun yinede bütün masraflarını karşılar fakat kıza bundan hiç bahsetmez çünkü o bu konuyu yanlış anlayabilirdi. Tekrar kızın yanına gelir. Kıza hastalığını zaten biliyordu ve ona sırf bu yüzden yardım ettiğini zannediyordu. Fakat çocuk o kızı ilk gördü andan itibaren ona bütün yüreği ile aşık olmuştu. Kız yardımı için teşekkür etti. Genç rica edip odada bulunan eski, tek kişilik koltuğa oturdu ve kıza bakmaya başladı. Kız neden öyle baktığını sordu. Genç daha önce hiç böyle güzel birini görmediğini ve ona her baktığında sanki huzur bulduğunu söyledi. Kız yorgun olduğunu ve uymak istediğini söyledi. Genç te bunu anlayış ile karşılayarak odadan çıktı. Kız çoktan yataklı bir uykuya dalmıştı bile. Genç bu kıza sırılsıklam sıkılam aşık olmuştu artık. Aslında kız da genç adama birşeyler hissediyor fakat içerisinde bulunduğu durum buna izin vermiyordu. Aslında sebebi belliydi. Zaten ölecekti ve arkasında yok olmaya mahkum bir kalp bırakmak istemiyordu. Sebebi zaten onun da kalbi bu güne kadar bir çok acı çekmiş ve her defasında binlerce parçaya bölünmüştü. Artık kalan ömründe mutlu olmak istiyor, hayatın keyfini çıkarmayı hedefliyordu. Kız hayaller içerisinde uyurken geç elinde çiçekler ilk odada kızın uyuduğundan emin oldu ve odayı çiçeklerle donattı. Oda o kadar güzel olmuştu ki sanki bir yaylada bulunan binbir renk çiçekli bir oba gibiydi. Aslında aşkın kokusu silmiştim artık odanın her bir metre karesine. Kız çiçeklerin kokusuna uyandı ve bir an çok şaşırdı. Uykuyla bakan gözlerine ansızın bir mutluluk konu verdi ve o güzel yüzüne ufak bir buse. Neler olduğunu anlamadan öylece etrafına bakyçıuprdu. Odada kimse yoktu. Bir anda kapı açıldı ve genç elinde kırmızı gül demesiyle odaya girdi. Kız anlamıştı zaten. Gülleri verirken lı sözler kalbinden dökülür verdi.
" aslında bir güle gül verilmez fakat ben bu gülleri sana vererek güzelliğini sana kanıtlamak istedim. "
Kız duydukları karşısında çok şaşırdı. Me diyeceğini bilemedi. Dudaklarından bir kelime dökülmüyordu sanki orada zincirlenmişti. Kalbi bir an da bu zinciri kırarak ona yaptıkları için çok teşekkür etti ve gencin boynuna atladı. Çok mutluydu. Hayatı boyunca ilk defa kendisini bu kadar özel hissetmemişti. Çok mutluydu ve adeta gözlerinin içi gülüyordu. Aslında bu fikri gerçekleştirmek baya bi zaman almıştı. Genç adamın içerisinde bir korku vardı fakat kalbi üstün gelmişti ve bu kızı bu kadar mutlu etmeyi başarmıştı. Kız birden bire çocuğun boynuna sarıldı ve kalbinin yıllarca o genci beklediğini anladı. Aslında genç de yaşadığı anın bitmemesini istiyordu. O günden sonra iki gencin de kalpleri birleşmiş ve artık iki farkı bedende tek bir kalp taşıyorlardı. Genç artık her gün hastaneye geliyor ve kalbini yanlız bırakıyordu. Aslında bu durum kızın iyileşmesi açısından ve değerleri yükseltiyordu. Kız iyileşmeye başlamıştı. Her geçen gün onun için bir destan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kabri
SonstigesBir kalp acaba kaç defa aşık okur? Bir aşkın acısı ne zaman geçer? Yeni bir aşk nasıl doğar? İnsan oğlu hep bu soruları düşünmüştür. Kalbe ufacık bir aşk tohumu düştüğü vakit onun iki şansı vardır, birincisi ve en önemlisi hayata tutunmak ikincisi...