0.3

86 28 5
                                    

"Tamayo Hanım, benim İnosuke Hashibira!"

Kapı hemen açıldı. Tamayo, İnosuke'ye bakarak onu içeri buyur etti. İnosuke içeri girer girmez çantasını alarak ona sarıldı.

"Hoş geldin İnosuke. Uzun zamandır uğramıyordun iyi ki geldin!" İnosuke de Tamayo'ya sarılarak "hoş buldum" dedi.

Tamayo, İnosuke'ye içeri geçmesini söyleyerek mutfağa geçti.

İnosuke Tamayo'nun evini çok seviyordu. Oturma odasında -ki evin bütün odaları böyleydi- derin bir nostalji havası vardı. Evin her yerinde Tamayo'nun ölen kocası ve çocuklarına ait resimler asılı, kurutulmuş bitki ve hamur işi  kokulu, radyosu her zaman açık olanz kahverengi temasında, bir kedili küçük ancak tek başına yaşayan bir kadın için yeterli büyüklükte bir evdi burası.

İnosuke koltuklardan birine oturarak Tamayo'yu beklemeye başladı. Tamayo, elinde bir tabak kurabiye ve iki fincan çay bulunan bir tepsi ile odaya girince İnosuke duruşunu düzelterek Tamayo'ya baktı.

"Teşekkür ederim." Diyerek fincanlardan birini eline aldı. Tamayo da arkasına yaslanarak konuşmaya başladı.

"Anlat bakalım içindekileri, dinleyeyim." İnosuke bir yudum alarak konuşmaya başladı.

"Okulda, hoşladığım bir kız var..." İnosuke utana sıkıla bunu söyleyince Tamayo hafifçe gülümsemişti. "Ona duygularımdan bahsettim ancak bana 'istediğim tarzda bir teklif edince seninle çıkacağım' dedi. Bir süredir bunu düşünüyorum..." İnosuke bir süre olan olayları anlatmıştı. Ablası ve Koyuki ile konuşmasını ve yemek yapma planını da Tamayo'ya söylemişti. Tamayo onu anlayışla karşılamıştı.

"Anladığım kadarı ile bu kızın para ile pek bir işi yok, onu pahalı hediyeler ile kandıramazsın." İnosuke hemen kendini savunmaya geçti. "Onu kandırmak istemiyorum zaten!-" Tamayo kendini tutamayıp hafifçe kıkırdadı. "Anladım İnosuke kendini savunmana gerek yok."

Derin bir nefes alarak çayından bir yudum aldı.

"Kocam ve çocuklarım öldükten sonra onlardan geriye sadece biriktirdiğimiz anılarımız kaldı. Biriktirdiğimiz para, aldığımız ev ve araba... anılar dışında hiçbiri şu anda elimde yok İnosuke."

İnosuke pür dikkat Tamayo'nun dediklerine odaklanmaya başlamıştı.

"Hafta sonları çocuklarıma erkenden kalkar en sevdikleri kurabiyeden yapardım. Doktor olduğumdan bazı günler yapamasam bile eve varır varmaz dinlenmeden onlara sevdikleri kurabiyeden yapıyordum, şu anda senin yediğin kurabiyeler." İnosuke, ısırdığı kurabiye boğazına kaçınca hafif öksürerek çayı ile boğazını yumuşattı.

"Başarılı bir doktordum. Nereden bilebilirdim ki en büyük yararım hastalıklarla savaşmakken, en değerlilerimi düşmanıma kaptıracağımı. Hiçbir şey yapamadım. Kocam da çocuklarım da kollarımda hastalıktan son nefeslerini verdiler."

Tamayo İnosuke'nin arkasındaki resmi göstererek konuşmaya devam etti. "Ailemi kaybetmeden önceki çekindiğimiz tek resim bu. Hep beraber pikniğe gitmiş, o gün bir güzel eğlenmiştik."

Tamayo kendini toparlayarak konuyu asıl amacına getirdi. "Uzun lafın kısası İnosuke, anılar pahalı hediye veya paradan daha değerlidir. Ona unutmayacağı bir anı hediye edebilirsin. Asla unutmayacağı bir yerde çıkma teklifi edebilirsin ona. Güzel manzaralı bir sahil kenarı olabilir ya da bir orman, tamamen sana kalmış. Ancak kelimelerini doğru seç ki bu onun için hatırlanmaya değer bir anı olsun."

Konuşma bittikten sonra İnosuke gitmek için ayağa kalktı. Tamayo onu uğurlarken son anda aklına gelmiş gibi onu durdurdu. Beklemesini söyleyerek içeri gitti. Ardından elinde bir kağıtla geri döndü.

"Bu o kurabiyelerin tarifi. Eğer yapmaya çalışırsan mutlu olurum, yapmazsan da aklında bir fikir olarak bulunsun."

İnosuke her şey için teşekkür ederek oradan ayrıldı.

Malzemeleri almak için bir markete uğradı.

"Hatırlanmaya değecek bir anı..."

Düşünceler içinde alışverişine devam etti.

𝘪 𝘸𝘢𝘯𝘯𝘢 𝘣𝘦 𝘺𝘰𝘶𝘳 𝘣𝘰𝘺𝘧𝘳𝘪𝘦𝘯𝘥, 𝐢𝐧𝐨𝐚𝐨𝐢 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin