Jungkook, sokağın başında sevgilisi Taehyungu bekliyordu. Üzerine giymiş olduğu dar pantolon ve beyaz gömlek ince, hava da akşam saati serin olduğundan dolayı biraz üşümüştü. Ellerini birbirine sürtüp ısınmaya çalışıyordu.Taehyung koşa koşa geleceğini, beş dakikaya yanında olacağını söylemişti ama beş dakikayı geçeli çok olmuştu ve Jungkook epey meraklanmaya hatta endişelenmeye başlamıştı.
Ama merak etmesine ve endişe etmesini gerek kalmamıştı. Çünkü başını, kendisine seslenen ve koşa koşa yanına gelmekte olan sevgilisine çevirmişti.
"Jungkook"
Jungkook, Taehyungu gördüğünde gülümsedi. Koşarak gelen sevgilisi kendisine yaklaştığında kollarını iki yana açtı. Taehyung, nefes nefese kalışını umursamadan son adımlarıyla vardı güzelinin yanına, kendisine sarılmak için olan kolların arasına girdi. Doladı kollarını güzeli'nin ince beline.
Nefes nefese kalan Taehyung, nefeslendi Jungkook'ta. Üşüyen Jungkook, ısınıverdi Taehyung'da.
Jungkook, başını Taehyung'un omzuna koyduğunda Taehyung derin bir nefes aldı, içine çekti kolları arasında duran bedenin mis kokusunu. Jungkook, boynunda hissettiği sıcaklıkla daha da sokuldu sevgilisine.
"Taehyung... Geç kalıcaz" dedi Jungkook, her ne kadar ayrılmak istemese de sevgilisinden... Abisinin mezuniyetine geç kalmak istemiyordu.
Taehyung, duyduğu haklı cümle karşısında yavaşça ayrıldı güzelinden."Haklısın. Hadi gidelim" dedi Taehyung ve elini uzattı.Jungkook, kendisine uzatılan eli sıkıca tuttu. Ellerini birbirine kenetlerken gülümsediler, okula doğru yola koyuldular.
Şimdi el ele okula doğru gidiyor, bir yandan da konuşuyorlardı.
"Taehyung. Sen gerçekten kulaklığını mı unuttun evde?" Diye sordu Jungkook, Taehyung'un evde kulaklığını unutmadığını biliyordu çünkü Taehyung kulaklık takmazdı.
Taehyung, Jungkook'un bu sorusuna gerilmişti. Kulaklık falan yoktu yalandı, mecburen yalan söylemişti. Çünkü Jungkook için bir hediye almıştı onu unutmuştu evde ama sürpriz yapacaktı ve şuan da bunu söyleyemezdi.
"Evet güzelim kulaklığımı unuttum" dedi Taehyung gergince. Jungkook kaşını çattı, biliyordu yalan olduğunu ama üstelemek istemedi daha sonra soracaktı bu yalanın hesabını o yüzden de çattığı kaşlarını gevşetti.
Jungkook "Anladım aşkım" dediğinde, Taehyung rahat bir nefes vermişti.Jungkook, gelmiş oldukları caddeyi gördüğünde kıkırdadı. Taehyung bu tatlı kıkırtılara anlam veremezken Jungkook konuştu.
"Seni bu caddede kurtarmıştım aşkım. Hatırlıyor musun?" Dedi Jungkook, hâlâ kıkırdamaya devam ediyordu. "Hatırlıyorum..."Taehyung'un aklına o gün geldiğinde üzüldü. O gün ölmek istemişti, Jungkooka kendisini kurtardığı için hakaretler etmiş, lanetler okumuştu. Bunu Jungkooka tabiki söylememişti, eğer söylerse biliyordu ki üzülecekti. Zaten yeterince üzmüştü onu... Birde o gün kendisini kurtarmasına rağmen onca ettiği lafları söyleyip canını sıkamazdı.
İç çekti Taehyung, Jungkooku biraz daha yanaştırdı kendine saçlarından öptü sonra güzelinin. Bu ani öpüşü Jungkook'un hoşuna gitmişti ama şaşırmıştı da. " Bu ne içindi sevgilim?" Dedi Jungkook, Taehyung gülümseyerek yanıtladı. " İçimden geldi güzelim" dedi.
"Hoşuma gitti... Hep içinden gelsin aşkım olur mu~" dedi Jungkook sevimli bir şekilde, bu sefer kıkırdayan Taehyungtu, güzelinin tatlı halleri çok hoşuna gidiyordu. " Olur güzelim" dedi Taehyung ve bir kez daha öptü güzelini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Rabbit | Taekook ✨
Fanfiction11B Taehyung: Öğle arasında, kantinde bana arkadan dayayan o yavşak sen misin? SemeTae - UkeKook