Keşke olsaydı dediğim, kendi içimde olduğunu farzettiğim kısa, tatlı ve eğlenceli bir hikaye...
Harry durduğu yerde sabırsızlıkla bir nefes verdi. Büyük Salon'a doğru gelen öğrenciler neden Harry Potter'ın kapının önünde dolandığını merak ediyorlardı ama yüzündeki sınırlı ifadeden dolayı soramıyorlardı.
Harry karşıdan gelen baştan ayağa pembe giyinmiş tıknaz, tombul cadıyı görünce gülümsedi. Beklediği kişi buradaydı işte. Hemen onun yanına koştu. Umbridge önünde dikilen çocuğa dik dik baktı. "Ne istiyorsun Potter?"
"Sadece yürürken sizinle biraz konuşmak istiyorum," dedi Harry, eli ile devam etmesini işaret ederek. Umbridge ile beraber Büyük Salona doğru yürürlerken konuşmaya devam etti. "Aslına bakarsanız Profesör size bir özür borçluyum."
Umbridge'in kaşları havalandı. "Öyle mi?" Harry mahcup görünerek başımı aşağı yukarı salladı. "Evet. Bu yılın başında ilgi çekmek için Kim-Olduğinu-Bilirsin-Sen'in geri döndüğü gibi bazı yalanlar söylediğimi kabul ediyorum. Sizinle konuştuktan sonra bunu herkese açıklayacağım zaten."
Umbridge'in yüzünde hem şaşırmış hem de Noel erken gelmiş gibi bir ifade vardı. Harry devam etti. "Size çok haksızlık ettim. Ettik. Günlerdir arkadaşlarımla bunu konuşup suçluluk duyuyoruz." Tam kapının önüne geldiklerinde Harry durdu. "Umarım bizi affedersiniz, efendim."
Umbridge kıkırdamamak ya da olduğu yerde zıplamamak için zor duruyor gibiydi. "Yani Potter... Hem senin hem de arkadaşlarının günlerdir yaptıkları çok kötü şeylerdi. Ama bakanlık her zaman affedicidir. Cornelius sonunda doğru yolu bulduğuna çok memnun olacak."
Harry ona ışıldayarak gülümsedi. "Çok teşekkür ederim Profesör." Büyük Salonun kapılarını iterek açtı. Onların içeri girdiğini gören Gryffindor masası aniden ayağa kalktı. Masada sadece Gryffindorlar değil Hufflepuff ve Ravenclawlar da vardı. "Umarım arkadaşlarımın özrünü de kabul edersiniz."
Herkes ayakta durmuş mahcup ve gülümseyen bir ifade ile Umbridge'i izliyordu. Harry onu masanın başına yönlendirdi. Tüm öğrenciler sanki anlaşmış gibi aynı anda balkabaği suyu dolu olan kadehlerini aldılar. Harry kendisi de bir kadeh aldı ve birini de Umridge'e verdi.
"Kadehlerimizi Hogwarts'ın gördüğü en iyi Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörüne kaldırıyoruz." Harry yüksek sesle konuştu. Zafer sarhoşu Umridge de kocaman gülümseyerek kendi kadehini kaldırmıştı. "Remus Lupin'e."
Masadan onlarca Remus Lupin'e sesi çıktı. Herkes kadehinde bir yudum alırken Harry yerine oturdu ve herkes yerine oturdu. Sanki hiçbir şey olmamış gibi sohbet etmeye, gülüşmeye başladılar.
Elinde, kurtadam karşıtı yasa çıkarıp hayatını alt üst ettiği Remus Lupin'e kaldırmış bir kadehle kalakalam Umbridge ağzından tükürükler saçarak bağırdı. "Bunu ödeyeceksin Potter! Hepiniz ödeyeceksiniz! Cezalısınız!"
"Aslına bakarsan Dolores, bunu yapamazsın." Halinden pek bir hoşnut görünen McGonagall yanında durdu. "Hepimiz şahidiz ki hiçbir öğrenci herhangi bir kuralı bozmadı. Hogwarts'ın eski bir Profesörüne kadeh kaldırmak ne zamandan beri suç olmuş?"
Umbridge ona yiyecekmiş gibi baktı. Bir hışımla Büyük Salon'dan çıktı gitti.
Büyük Salonu McGonagall'ınki de dahil bir sürü kahkaha doldurdu.
Eee ne düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter Trash
FanfictionSon derece özgün Harry Potter trashları bulunur. Aynılarını başka herhangi bir yerde bulamazsınız. Trashları anlayabilmek için sadece filmleri izlemeniz yetmez. Kitapları da okumalısınız... Kapak için @Lareina413'e çok teşekürler