Bu, Felix'in sesine çok benziyordu...
Hemen kapıyı açtım. Düşündüğüm gibi Felix'ti.
Bana bile bakmadan kapıya doğru ilerledi.
(Bu sefer ismini belirten harfler kullanmicam)
"Niye aglıyordun?"
"Ağlamıyordum"
"Hayır, ağlıyordun"
"Ağlamıyordum!"
Sinirle ayağını yere vurdu ve kaşını çattı. Çok tatlıydııı!
"Ağlamıyor muydun?"
"Evet!"
"Hayır"
"Evet!"
"Hayır"
"Evet!"
"Evet"
"Hayır!"
"Yani ağlıyordun?"
"Ya Hyunjin"
Arkamı dönüp merdivenlere doğru koştum. Arkamdan o da koşuyordu.
Ne kadar yaklaştığına bakmak için arkamı döndüm.
Dönmez olaydım...
Arkamı dönünce daha da yavaşladım. O da fırsattan yararlandı ve üzerime atladı.
Sırt üstü yere düşmüştüm. O ise üzerimdeydi. Minik elleri kafa hizamda, yanlarımdaydı.
Yanakları al al olmaya başladı.
"Üzerimden kalkmayı düşünüyir musun?"
Zaten yeterince kızarmış olan yanakları, sanki mümkünmüşcesine daha da kızardı. Ses seda gelmeyince hafif doğrulup yanağından öptüm.
"B-ben... Ben ö-özür dilerim"
Deyip hızla üzerimden kalktı.
Kalkmasaydı keşke, keşke biraz daha böyle kalsaydık.
Bende kalkmaya çalıştım ama kalkamadım. Belimin üstüne çok kötü bir şekilde düşmüştüm.
"Ahh... Belim..."
"Yardım ediyim mi?"
E bi zahmet.
Elimi tutup beni kaldırdı, koluma girdi. Revire doğru yavaş adımlarla yürüdük.Jisung'dan:
Jeongin ile şakalaşırken gözüm Minho'ya kaydı. Jeongin'e sanki öldürecekmiş gibi bakıyordu. Umursamamayı seçtim. Zil çalasıya şakalaşmaya devam ettik.
(Zil çaliyor ninininininininiiiiiiiii)
J: Ben kantine gidiyom sincabım!
Diye bağırmıştı. Tamam anlamında kafamı salladım. Jeongin'in arkasından Minho da gidiyordu.
Kötü birşey olacakmış gibi hissediyordum.
Umarım, yanılırım..._____________________
Yazmaya usendim
_________
Oy siniri5 oy
________5 oy gelmezse devamini yazmicam.
Bu arada devami yeni bolumle birlikte yapisik ikiz gibi gelcek.
Hadi bakem(olmazsa olmaz kalbim)
<3
💗
____________