7

67 7 2
                                    

story

ten sıkıntıdan patlamak üzereydi. patronu sonunda şirkete gelmiş ve onun yüzüne doğru düzgün bakmadan masasına geçmişti ve önüne birkaç dosya bırakıp işine dönmüştü. ten dosyaları düzenlemeye devam ederken uzunca esnedi. johnny bununla beraber kafasını kaldırıp karşısındaki masada oturan adama baktı.

"yorulmuş gibiyiz?"

hafiften gülerek konuştu. ten ona baktığında önündeki dosyada birkaç sayfa çevirirken gördü. yorulsak ne olacak ne diye umurundaymış gibi soruyor ki diye içinden geçirdi bir an. iç çekip ayağa kalktı ve johnny'nin masasının önüne geldi. öksürerek dikkatini çekti patronunun.

"bu az önce düzenlediğim dosya değil mi? karıştırmayın lütfen." dedi elini uzatırken. johnny buna karşılık onu bileğinden tuttu, bunu sert bir şekilde yapmamıştı tabii.

"boşver şimdi bu dosyayı. zaten dokunmadım bile." dedi gözlerini tekrar dosyaya indirip. ten kaşlarını çatarak elini çekti ve kollarını önünde bağladı.

"geçen anlaşma yaptığımız şirketle küçük bir sorunumuz var, sanırım birkaç madde yenilememiz gerekecek bu da sana kalıyor."

"hallederim."

ten hızla dosyayı aldı ve yerine geçti. bu tavrıyla johnny gözlerini kısarak onu inceledi. sırtını sandalyeye yaslayarak kollarını önünde bağladı ten pür dikkat dosyalara bakarken.

"garipsin, biliyorsun değil mi?"

duyduğu şeyle duraksayan ten, üst üste koyduğu dosyaları tutarken patronuna baktı devamını bekleyerek.

"bir vurdumduymazken bir ciddisin. ayak uyduramıyorum."

"bir buçuk saattir sessiz sedasız iş yapıyoruz ve sıkılmaya başladım ondandır. ayrıca ikimiz de birbirimizden haz etmiyoruz değil mi? size miyavlayacak halim yok herhalde."

son cümlesiyle johnny kaşlarını çattı. ten bunu görüp kafasını ne var dercesine salladı ve ayağa kalkıp dosyaları kucağına aldı. hemen sağdaki rafa dizmek için biraz parmak ucunda kalktı. hepsini dikkatle yerine yerleştirirken johnny ayağa kalktı. elleri cebinde ona yaklaşırken ten bunun farkında değildi kendi kendine mırıldanırken arkadan yaklaşan eli gördüğünde kaşları çatıldı. johnny, genç adamın koymaya çalıştığı dosyayı eliyle rahatça ittirirken güldü.

"sevdiğin insanlara miyavlıyor musun? ilginç."

"bu sizi ilgilendirmez. zaten lafın gelişi dedim."

"yorgunluktan gerilmişsin iyice ama bence bir buçuk saat birine bu kadar ağır gelmemeli."

"size gelmez bay suh. tek yaptığınız rahat sandalyenizde oturmak çünkü."

arkasını dönmeden bir alt rafa dizmeye başladı dosyaları hızla. johnny'nin gitmesini bekliyordu ama gitmiyordu, resmen boynunda onun nefesini hissediyordu ama bozuntuya vermemeye çalıştı.

"gerçekten tüm gün yayılıp yattığımı falan mı düşünüyorsun?"

ten cevap vermedi bir süre. sakinliğini bozmamaya çalışarak ona döndüğünde johnny biraz geri çekildi. ten donuk gözlerle ona bakarken omuzlarını silkti.

paint me naked | johntenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin