Uzun sarı ve kıvırcık saçlarını şekillendirmeye çalışan Alesta yine okula geç kaldığının farkındaydı. Uzun süredir her gün aynı sahneyi yaşayıp her defasında " Bu akşam daha erken yatacağım." Diye kendine söz veriyordu. Hızlıca saçlarını iki yandan örüp üniformasını giyip koşarak evden çıktı. Annesi ve babası ondan önce kalkıp işe gittiği için her sabah yalnız uyanıyordu. Bu bir yana sevindirici bir yandan üzücü bir olaydı. Neyse ki evden koşarak çıkışını görmüyorlardı. Okula vardığında öğretmenler çoktan derse girmişti. Sakin olmaya çalışarak nefesini düzeltmeye başladı. Sınıfın kapısını tıklayıp içeri girdiğinde matematik öğretmeni Bay Jonny yine mi? Bakışını atarak yerine oturmasını bekledi. Dersi bölmemek adına bir şey demeyip dersi anlatmaya devam etti. Teneffüs zili çaldığında direkt Alesta'nın yanına gelip " Böyle devam edersen derslerin ne kadar iyi olursa olsun sınıfta kalacaksın Alesta. Yok yazılmaların arttıkça kendini kötü duruma düşünüyorsun."
Alesta üzgünce başını eğdi. " Sadece ve sadece bu günlük seni affediyorum. Arkadaşların bugün doğum günün olduğunu söyledi ama bir daha benim dersime geç kalırsan seni direkt müdürün yanına göndereceğim."
Sevinçle sanki çığlık atarcasına "Teşekkür ederim Bay Jonny. Söz veriyorum bu sondu."
Klasik geçen okul gününden sonra arkadaşları ile kutlama yapmak için her zaman gittikleri kafeye giden Alesta bugün bir tuhaflık hissediyordu. Evden çıktığından beri sanki biri onu izliyor gibiydi.Ailesine geç kalmayacağına dair söz vermişti. Her zaman anne ve babası ile kutluyordu doğum gününü ne kimseyi çağırabiliyor ne de bir yere gidebiliyordu. Ailesinin özellikle doğum gününde neden bu kadar katı kuralı olduğunu hiçbir zaman anlayamadı. Bu sefer arkadaşlarının ısrarı üzerine izin vermişlerdi ve özellikle çok dikkatli olması gerektiği konusunda uyarılmıştı. Saat akşam 7 de evde olması gerekiyordu. Son 1 saati kalmıştı ama çok eğleniyordu. Bir ara bir kaç masa ötede oturan bir adam dikkatini çekti. Adam gülümseyerek onları izliyordu. Artık kalkma vakti geldiğinde üzülse de 2 ev ötede oturan en yakın arkadaşı Luna ile eve doğru yürümeye başladı. Onların peşinden o adamda kafeden çıkmıştı. Hafif esen rüzgar altında 18 yaşına girmenin hayatında nasıl değişiklikler getireceğini düşünüyordu. Luna başka bir sokağa sapınca peşinden seslendi.
" Evimiz o tarafta değil nereye gidiyorsun?" Luna muzip bir şekilde gülümsedi.
" Sana bir sürprizim var hadi gel bir şey olmaz."
Alesta kol saatine baktı ve saatin 6.45 olduğunu gördü.
" 15 dakika içinde evde olmazsam neler olacağını biliyorsun değil mi ?" Hava kararmaya başlamıştı.
Luna oflayarak " Bu kadar korkak olma, yakın zaten yetişirsin." Diyerek kolundan çekiştirmeye başladı. Alesta' nın içinde tuhaf bir his oluştu. Sokağın ilerisinde bir duvarın önünde durdular. Duvarda büyük bir örtü vardı. Alesta bu ne dercesine bakıyorken Luna örtüyü indirdi. Alesta duvardaki resme aşık olmuştu. Arkası dönük bir kız vardı ve etrafında ona doğru diz çökmüş yaratıklar vardı. Kızın saçlarından alevler çıkıyordu. Resmin sağ alt köşesinde " Alesta'ya " yazıyordu. Alesta sevinçten ellerini ağzına götürerek resmi uzunca izledi. Kendinden geçmiş bir vaziyetteydi. O an başlayan yağmur onu kendine getirdi. Heryer kararmıştı. Saatine baktı ve " Lanet olsun Luna! Niye uyarmadın beni saat 8.30 olmuş. Of ya!" Koşar adımlarla yürümeye başladı. Arkasında Luna " Tamam kızma bende fark etmedim. Bir şey olmaz ben konuşurum ailenle. Ama nasıl olmuş? " Alesta dolmuş gözleri ile öfkeyle ona baktı ve yürümeye devam etti. Eve vardığında babası öfkeyle açtı kapıyı.
" Neredesin sen ? Ne söz verdin bize Alesta?" Annesi yanında aynı öfke ile bakıyordu.
Luna peşinden yetişti ve " Özür dilerim. Benim yüzümden geç kaldı ona hediyemi gösteriyordum."
Babası kızgınlıkla " Sen odana gidiyorsun." Luna' ya dönerek " Sende evine küçük hanım. " Diyerek hızlıca kapıyı kapattı.Alesta hızlıca odasına çıktı ve üzerini değiştirmeye başladı. Annesi odaya geldiğinde azar işiteceğini düşünüyordu. Annesi " Seni rahatsız eden, dikkatini çeken bir şey oldu mu ? " Alesta kaslarını çakarak bakıyordu. " Herhangi bir şey işte Alesta?"
Alesta bir an düşündü. O dikkatini çeken adamı söylemeli mi diye düşündü ama bu öfke ile basının derde gireceğini düşünerek başını "Hayır." Anlamında salladı.Annesi rahatlamış bir şekilde nefes aldı ve hazırlanıp aşağı inmesini söyledi. Alesta söyleneni yaptı ve onun için hazırlanmış sofraya indi. Harika yemekler hazırlanmıştı ve masanın sonunda büyük bir kutu vardı. Ailecek yemeklerini yediler ama ailesindeki tedirginliği hissedebiliyordu. Bir ara masada yanan mumlar dikkatini çekmişti. Mumun küçük titreşen alevini izlerken içinde bir kıvılcım hissetti. Kapının çalması ile yerinden zıpladı. Annesi ve babası şaşkınlıkla birbirine bakıyordu. Kapının 2. Kez çalması ile " Ben bakayım mı ?" Diye teklif edince babası hemen ayağa fırladı. " Hayır. " Diyerek kapıya gitti. Kapı açıldığında Alesta korku ile bakıyordu. Kafede onu izleyen adam karşısında duruyordu. Alesta' ya göz kırptı ve rüzgar gibi bir hızla eve girdi.
" Merhaba kardeşim. Uzun zaman oldu." Diyerek Alesta'nın annesi Ella'ya sarıldı. Hepsi şok içinde birbirine bakıyordu. "Sana içeri girebileceğini söylemedik!"
Dustin Alesta' ya bakarak " Ben senin dayınım ufaklık ismim Dustin." Gülümsedi ve elini Alesta'ya doğru uzattı ve alnına dokundu.
Çoktan kapıyı kapatıp içeri giren Drake hızlıca hamle yaparak Dustin'in elini çekerek bağırmaya başladı. " Ne yaptığını sanıyorsun sen? Çık git bu evden!"
Dustin gülerek korkma " Doğum günü hediyesini verdim. Göreceği rüyası ona her şeyi anlatacak. Sizin korkunuz onu nasıl etkileyecek bakalım." Diyerek yemek masasından bir kaç parça yiyeceği ağzına doldurdu. Ella'nın gözleri dolmuş olanları izliyordu. " Defol git!" Drake' in sesinden Alesta'da korkmuştu. Dustin iki elini havaya kaldırarak " Ben barış için buradayım. Artık vakit geldi. 18. Yaşına giriyor siz karar vermezseniz sizin adınıza karar verecekler. Neyse ben kaçtım." Diyerek kapıya yöneldi ama bir anda arkasına döndü hepsine gülümseyerek ellerini şıklattı ve yok oldu.Alesta " Ne oluyor o kimdi ?" Sorunca bir süre yanıt alamadı. Ella ona yaklaşarak " Anlatacağız." Dedi. Drake " Hayır, hayır bu mümkün olamaz nasıl buldu bizi?" Diye söylenirken Alesta kısık ve titrek bir sesle "Başım... Başım dönüyor..." Diyerek olduğu yere düştü. Etrafında olanların farkında ama kımıldayamıyordu. Sonrasında kendinden geçti ve tüm hayatını etkileyecek olan o rüyayı görmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alesta, Ateşin Prensesi
Fantasyyaşayacaklarindan habersiz 18. yas gününe hazırlanan Alesta'nın doğum gününde alacağı bir haber sonrası hayatı tamamen değişir.