"Hoş geldin Siri, gel şöyle James'in yanına." Dedim Sirius'a.
"Ne oluyor lan? James niye bağlı? ÇATALAĞIMI MI KAÇIRDINIZ?"
"Seni de kaçırdık."
"Niye?"
"Çünkü burayı siz temizleyeceksiniz."
"Hayır!"
"Dağıtırken iyiydi ama Sirius."
"Evet."
"Toplamazsanız, müdür odasınadaki örümcekleri kimin koyduğunu öğrenir."
"Of!" Dedi Sirius, James'i çözdü ve beraber salonu toparlamaya başladılar.
Ben demiştim toplatırım diye.
"Siriuscuğum, bak şu raf çok tozlu orayıda silsene." Dedim rafı işaret ederek. Herkes güldü.
Sanki biri eksikti burada?
Peter?
"Peter nerede?" Dedim telaşla.
"Hasta gibiydi, gelmek istemedi." Dedi Lily.
"Ben sana onu getir demiştim Sirius!"
"Gelmese ne olacak sanki? Çocuk hasta yatıyor."
"Kesin yatıyordur."
"Ne yapabilir Jenny? Sen, Regulus, Remus, Severus topluca kafayı mı yediniz?" Dedi James.
"Evet, yedik." Dedi Severus. "Ama hâlâ o aptal fareden daha zekiyiz." Sonrasında kimse konuşmadı.
"Burayı neden biz düzenliyoruz, çok sıkıldım ben!" Dedi Sirius.
Sanki biz dedik dağıtta git diye.
Geri zekalı.
"Dağıtmasaydın." Dedi Lily.
"SEN DE Mİ LİLY?"
"Ben de Sirius." Dedi Lily gülerek.
"Bana acımıyorsan James'e acı."
"Alt tarafı temizlik yapıyorsunuz geri zekalılar. Ve o kadar salaksınız ki büyü yapmayı akıl edemiyorsunuz." Dedim dalga geçerek.
"Sikeyim ya, neden bunu düşünemedik?" Dedi James. Hızlıca bir büyü yaptılar ve her yer temizlendi.
Konuşmaya başladık, sohbet her konuya geliyordu mutlaka. Ama Regulus'ta bir şeyler vardı. Biraz tuhaf bakıyordu ve konuşmuyordu.
"Reggie?" Dedim. Duymadı.
"Regulus?" Dedi Sirius, biraz yüksek sesle.
"Efendim?" Dedi dalgınca.
"Neyin var?" Dedim.
"Yok, yok bir şey."
"Hadi hadi yeme bizi, gördük." Dedi James imayla.
"Ne, neyi gördünüz?" Dedi Regulus, yanakları mı kızarmıştı onun?
"Aşık mı oldun Reggie?"
"Abi!"
"Sorduk ya, ne kızıyorsun?" Dedi Sirius gülerken.
"Benim niye haberim yok Regulus? Kime aşıksın söyle çabuk." Dedim aceleyle.
"Tahmin et?" Dalga geçme sırası Regulus'a gelmişti anlaşılan.
