Sabah kalktım yanımda Lee yatıyordu onu kaldırmalı mıyım hayır onu rahatsız etmiycem yataktan kalktım ve hemen üzerimi giyinip Mark'ın söylediği adrese doğru yola çıktım yarım saat sonra gelmiştim ama kimse yoktu
Ayrıca burası bir depoydu telefonumu aldım ve konuma tekrar baktım ama konum burayı değil başka yeri gösteriyordu ben yanlış yere gelmiştim tam gideceğim sırada bir kaç silahlı adam geldi Kahretsin!!!! Silahımı almayı unutmuştum ne yapıcam şimdi derken bir kaç adam üzerime doğru yürümeye başladı ve onlar yürürken bir anda biri kafama vurdu sonrası karanlık
•LEE CHANG JOON'DAN•
Sabah kalktım ve Teahyun'un odasına gittim ama Teahyun yoktu aşağıda mı? Diye bakmaya gittim orada da yoktu mutfağa gittim ama yine yoktu merak ettim ve Teahyun'u aradım ama açmadı tekrar aradım yine yok en az 100 defa aradım ama açan olmadı ve Minho'nun yanına gittim Minho Teahyun'un her şeyini biliyordu hemen koşarak yanına gittim ve;
BEN: Minho!!!
MİNHO: Ne oldu
BEN: Teahyun nerde biliyor musun?
MİNHO: İşi vardı o yüzden saat sabah 9:00 da gitti
BEN: Eee neden hala gelmedi? Saat 2:30 olmuş
MİNHO: Bilmiyorum istersen Mark'a bir soralım
BEN: Tamam ara
~MİNHO VE MARK'IN KONUŞMASI~
MİNHO: Alo Mark
MARK: Bende tam seni arayacaktım Teahyun nerde gelmedi daha?
MİNHO: Bende Teahyun yanında mı? Diyecektim
MARK: Hayır daha gelmedi evde değil mi?
MİNHO: Hayır evde değil
MARK: Telefonlarımıda açmıyor
MİNHO: Acaba bir şey mi oldu?
MARK: Silahı evde mi?
MİNHO: Bilmiyorum Lee benim için Teahyun'un dolabına bakar mısın?
Tamam dedim ve baktım buradaydı;
BEN: Dolabında duruyor
MİNHO: Tamam dolabında duruyormuş
MARK: O zaman kesin başına bir şey geldi
MİNHO: Aynen ben onu bulmaya çalışıcam hadi bay
MARK: Bay bay
Ben endişelenmeye başladım Minho çalışma odasına girdi ve Teahyun'u bulmaya çalıştı bende telefonumu aldım Teahyun geri aramış mı diye ama aramıştı onu çok merak ediyorum umarım ona bir şey olmaz dedim ve Minho bana seslendi;
MİNHO: LEE!!!
BEN: Ne oldu!!?
MİNHO: Onu buldum Teahyun'u buldum
BEN: Gerçekten mi?
MİNHO: Evet ama kötü bir haberim var
BEN: Neymiş o kötü haber?
MİNHO: Teahyun kaçırılmış
BEN: Nee!!!
MİNHO: Lee sakin ol ona bir şey olmayacak
BEN: (ağlayarak) Gerçekten mi?
MİNHO: Gerçekten sen evde durucaksın biz Teahyun'u alıp gelicen tamam mı?
BEN: (ağlayarak) Tamam
Dedim ve Minho çıktı ben salona geçip ağlamaya devam ettim ona bir şey olmasını istemiyorum buna inanması Zor ama ben Teahyun'a aşık olmuştum ama şuan sadece ağlıyordum ağlayarak Minho'yu beklemeye başladım
~MİNHO'DAN~
Lee ağlıyordu onu sakinleştirdim ve silahımı alıp Teahyun'u bulmaya gittim Mark'ı da yanıma aldım ve bir sürü koruma aldım bazıları Lee için evdeydi adamları aldık ve yola çıktık yarım saat sonra Teahyun'un olduğu yere geldik ama burası bir depoydu ne işi vardı burada?
Mark ve ben bir bağırma sesi duyduk ve sanırım bu Teahyun'un sesiydi silahlarımızı belimizden çıkardık ve o yöne doğru yürümeye başladık yavaş bir şekilde gidiyorduk sonunda geldik ve gözlerimize inanamadık Teahyun'u kaçıran kişi..........
•BİR SONRAKİ BÖLÜM•
![](https://img.wattpad.com/cover/364199676-288-k394576.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|LOVE AT FİRST SİGHT|
Krótkie Opowiadaniaünlü bir basketbol şampiyonu olan Lee chang joon'un maçı vardır.park Teahyun'un kardeşi Lara maça gitmek istemektedir.abisi kıyamayıp maça götürür. İlk başta sıkılan Teahyun birden Lee chang joon'u görüp ona aşık olur.Lara'nın abisi bir mafyadır.Ada...