fall

699 35 78
                                    

(,,,)

(,,,)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(...)

Tanrısal bakış açısı!¿
.
.
.
Tarih:22/03/2024

Koltukta oturmuş kısık sesle televizyon izliyordu, canı sıkılan çocuk. Morali de bozuktu bir yandan da. Apartmanında ki insanlar ona nedensizce kötü davranıyordu. Bazen kapısına gelmiş ve sırf televizyonun sesi biraz fazla açık olduğu için ona kötü laflar söyleyenler bile vardı.

Onlara karşı gelemiyordu da. Bütün yaptıklarına boyun eğiyordu, istemeyerek. Bir tek böyle zamanlarda onun moralini biraz olsa da düzelten bir tane arkadaşı vardı.

Sıkça onu ziyarete gelir ve anlattığı şeylere karşı sinirlendirdi. Ama o da çok bir şey yapmıyordu. Her zaman ona engel oluyordu Arda. Hem onun hem de başka kimsenin zarar görmesini istemiyordu. Hem arkadaşı biraz belalı bir tipti. Muhtemelen kendisinden daha çok karşı taraf zarar görecekti.

Bu da karşı tarafın kendisini apartmandan atmasına bir kanıt olacaktı. Zaten bu yeri zar zor bulabilmişti. Çalıştığı iş çok maaş vermiyordu. Maaşının yettiği en ucuz yer burasıydı. En azından kafasını kapatan bir çatı altında yaşıyordu.

İzlediği televizyondan dikkatini çekmesinin nedeni kapısının çalınmasıydı. Kimin geldiğini biliyordu. Arkadaşı gelmişti yine. Jude Bellingham. Başka kim olacaktı ki. Zaten çok arkadaş canlısı değildi.

Ayağa kalktı ve kapıya ilerledi. Kapıyı açtığında karşısında ondan daha uzun olan arkadaşına baktı. Hafifçe gülümsedi ve önünden çıktı, içeri girmesi için. O da içeri girdi ve ezbere bildiği evde koltuğa doğru ilerledi.

Arda, kapıyı kapattı ve şuanlık sohbet etmedikleri arkadaşının peşinden gitti. Garipti. İçeriye girerken hiçbir şey dememişti. Hatta yüzü bile normaldi. Genellikle yüzü biraz olsa bile gülerdi. Eve girerken nasıl olduğunu sorardı.

Çok üstünde durmadan o da koltuğa oturdu. Arkadaşı televizyona dönük bedenini kendinden daha cılız, kısa ve küçük bedene döndürdü. Ardından konuşmaya başladı:

"Anlat, Arda. Bugün ne yaptılar sana?" dedi, bir tane yumruğunu sıkarak. O bile artık bu olanlara dayanamıyordu. O nasıl dayanıyordu ki?

"Ben kendime yemek yaparken kapım çaldı. Bi' sıra senin geldiğini düşündüm. Kapı deliğine bakmadan açtım kapıyı. Ama kapımdaki sen değil apartmanda ki birisiydi. Elinde çöp kutusu vardı. İçi doluydu ağzına kadar. Sonra bir şey demeden bütün çöpü üstüme döktü."

Bu dediklerini duyduğunda Bellingham, iliklerine kadar sinirle doldu. Bu sefer iki elini de yumruk yaptı ve sıka bildiği kadar sıktı. Yüzü kızardı sinirden. Dişlerini gıcırdattı.

Arda suratına bakamadı arkadaşının, sinirlendiğini biliyordu. İçinde tekrarladı birçok kez. Umudu arkadaşının bir şey yapmamasıydı. Ama Bellingham'ın aurası böyle söylemiyordu. Bu aura Arda'yı bile korkuttu. O da Bellingham'ın tam tersi iliklerine kadar titredi korkudan.

mürai, arda!judeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin