2011 YILINDAN
ŞUBAT AYI
Artık 14 yaşındaydım. Büyümüştüm. Fiziken. Ben dogdugumdan itibaren hayata 1-0 yenik başlamıştım. Bu insanı zorluklara katlanılması gerektigi anlamına gelirdi böylece insan küçük yaştada olsa büyürdü. Bana da böyle olmuştu ya.
14 yaşında olmama ragmen annemin takıntıları yüzünden istemesemde 8 e gitmem gerekirken sınıf atlayarak 10. Sınıfa geçmiştim. Dışardan bakınca herkes ne yaşadıgımı bilmeden. Bizi örnek aile ilan etmişti. Beni tanımayanlar kıskanır olmuştu. Halbuki bi bilseler neler yaşadıgımı. Hallerine şükür ederler. Önyargı bu olsa gerek.Herkesten ayrı özel dersler alıp evde bütün günümü o dersten o derse geçerek harcamak daha aldıgım yabancı dil derslerini işin içine katmıyorum. Hep annemin işleriydi bunlar. 5 yaşında zeka testine girmiştim. Yüksek bi sonuç alıncada 9 yılımı hep zamanım dolu dolu geçirmek zorunda kalmıştım. Çünkü anneme göre ben annemin kızıydım. Babamdan bişey almamıştım. Babam engel olmak istesede annemin baskılarına yenik düşüyordu. Keşke test sırasında hiçbişey bilmeden yapsaydım. İlgi odağı olmadan.
İşte böyle keşkelerimde vardı benim. Ama ben Topraga böyle bişey yapmıyacaktım. Kendi seçimlerimle yönlendirmeyecektim. Kendi karar alıcaktı. Almıştıda şimdiden benim gibi oda bi dost bulmuştu kendine ne kadar küçük olsada keman merakı sarmıştı onuda.
Toprak demişken oda benim gibiydi. Oda kusursuz doğmamıştı. Şuan 6 yaşındaydı. Ama konuşamıyordu. Kendimi bırakıp tamamen ona yönelmiştim aslında. Bu konuda psikologlara danışmıştım. Yani annem aracılıgıyla. Önümüzdeki sene 1 e başlıyacaktı. Onu evde özel derslerle kapalı bişekilde bırakmıyacaktım. Onun gibi olan çocukların arasında egitimini sürdürecekti.
HAZİRAN AYIEvet bugün büyük gündü. Artık kusursuz olucaktım. Ne kadar izi durucak olsada.
Öyle degilmidir zaten. Düştügünde yaralanırsın o yara zamanla geçer ama izi kalır ya işte. Benimde öyle olacaktı. 14 yılımı duymadan geçirmiş olsamda. Bugünden sonra duyacaktım.
Evet annem doktor arkadaşlarına danışarak yurt dışında bi doktor bulmuştu. Benim duymamu saglıyacak doktoru. Ameliyat sırasında annemde ameliyathanede olucaktı. Oda bi doktordu hatta başhekim. Babamda doktordu. Ama o benim ameliyatımda yer almıyacaktı beni öyle görmek istemiyordu. Bu zamana kadar herkesi ameliyat etmişti. O masadan kendi hastaları geçmişti. Ama biricik kızını orada görmekten korkuyordu, üzülüyordu. Hani herkes en çok annesini sever ya ben en çok babamı seviyordum işte. Her zaman benim seçimlerimle hareket etmemi sağlamaya çalışırdı çünki.
16 AĞUSTOS 2011
Annem ve babam konferans için şehir dışına çıkmışlardı. Artık duyuyordum 14 yıllık istegim yerine gelmişti. Ama Topragın sesini duymak en büyük hayalim haline gelmişti. Onca ses duymuştum Topragın sesini duymak onca sese bedeldi. Ama konuşmuyordu işte.İlk duydugum ses pianomdu. Bilmeden çaldıgım ama hissettigim o notaları şimdi bilerek duyarak ve her noktama kadar hissederek çalmak işte bu muhteşemdi. Paha biçilmez. İliklerime kadar işleyen o notalar...
Bugün annem ve babam geliyordu. Hatta gelmeleri gerekti şimdiye. Konuşalı 4 saat olmuştu. Antalya o kadarda uzak degildi İzmire 2 saatlik bir yerdi sonuçta. Aklımdaki kötü düşünceleri atmak istesemde atamıyordum işte.
Odamda oturmuş annemin gitmeden önceki talimatlarını yerine getiriyordum. 3. Sınıfa hazırlık. Aslında bugün dogum günümdü. Babamlarla kutlamak istemiştim. Sadece ailecek.
Ders çalışırken aşagıdan bi gürültü sesi geldi. Toprak!..
Aşagı indigimde yerdw kırılmış çerçeve ve Topragı bir elinde telefon diger eli kan içinde yerde görmeyi hayal etmemiştim. Yüzünü bana döndügünde agladıgını fark ettim. Bu beni öldürmekten beter etmişti onun bir göz yaşı benim bedenime saplanan keskin bir bıçak gibiydi. Beni görünce telefonu bana dogru uzattı. Telefonu geri itip diger eline yöneldigimde elimi itmiş ve telefonu uzatmıştı.
Telefonu elime aldım.- Alo
- Yagmur hanım, ...................
İşte bu sözler beni bitirmişti. Onca şeye ragmen bu bir iki kelime beni öldürmüştü içten içe. O an ilk defa duymamayı diledim. O an benim dogum degil ölüm tarihimdi işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK AŞK
Roman pour AdolescentsBirbirlerine zıt 2 hayat. Bu hayatı yaşayan 2 farklı insan. Birbirlerine zıt 2 aile ortamı. Birbirlerine zıt 2 arkadaş ortamı. 2 farklı azim. 2 farklı davranış. Aynı amaç. Ve bunların birleşimini imrenerek izleyen onlarca insan.