ziyan yok

6 0 0
                                    

Tender is the touch
of someone that you love too much

Çok kıymetli sevgili, sana adadım tüm satırlarımı. Hiç bir kurala dikkat etmedim içimden geldiğince yazdım de ve ki nasıl yazılır umursamadım sadece yazdım.


31 Ekim

Ölümüme tam bin yüz seksen sekiz gün vardı.
O zamanlardan çok daha önce, aklımın pek çalışmadığı ve çalkantılı dönemlerimde bile vardı ölümümün netliği.

Geri sayım tuşu çoktan basılmıştı benim için ama -garip olan tarafıda bu- bir türlü kestiremiyordum kaç kuruşum kalmış cebimde.

Tam o gün -bin yüz seksen sekiz gün kalmışken ki bin yüz seksen sekiz günümden haberim bile yoktu, hoşlanmam zaten hesap işlerinden-
pek sık uğramadığım bir barda masamdakilerden müsade isteyip tuvalete gitmiştim.

Klozetin üzerinde çırılçıplak oturuyordum.Beynimi kurcalayan bir şeyler vardı, belkide az önce söylediğim yalanların vicdanıydı beni vuran.
Çok değil yaklaşık on beş dakika önce yarısı gitmiş kafamla yalandan dertlerimi anlatmıştım, karşıma çıkan ilk ayyaşa. Şimdi kalkıp yanına gittiğimi düşlüyorum.Yalanlarımı itiraf etsem yüzümde yumruğunu hisseder miydim?

"Biliyor musun aslında yaşamımdan pek memnun değilim, hepimizin ayak bastığı bu dünya benim ayaklarımı yakıyor ve bana hiçbir haz vermiyor; belkide ilgimi çekmiyor.Sana anlattığım kadar yük yok üzerimde sadece söylediğim onca yalandan sonra yüzünde oluşan ifadeyi merak etmiştim, göz yaşlarının yüzünde bıraktığı izi takip etmek istemiştim. Eminim sen de farkettin sadece ben konuşuyorum iki kişilik sohbetimizde, hayır tabii ki sen de bir şeyler söylüyorsun ama madem karşına geçmişim ve bir şeyleri itiraf etmenin zamanı gelmiş, seni hiç dinlemedim, tek bir kelimeni bile aklıma kazımadım. Bencil biriyim belkide bundan kaynaklıdır söylediklerini akılda tutmaya değer bulmamam. Baksana ismini bile hatrırlamıyorum."

Bunların hepsini tek bir solukta söyleyemek mümkün müdür? Hiç takılmadan, bir kelimede bile takılmadan.Yapabilir miydim ya da içimdeki bu bencil ruha bir son verebilir miydim? Uyursam geçer mi?

Ölsem gider mi?

Daha fazla oyalanmak istemedim içimdeki bu tek taraflı sohbete bir son verip oturdugum yerden kalktım. Bir acelem yoktu aslında, bir koşturmaca içinde değildim, bir işe sahip değildim ya da evimde bekleyen bir ailem yoktu sadece oyalanmaktan bile sıkılmıştım, yürümek, koşmak, sarhoş olmak, çiçek sulamak belkide nefes almak ya da bir mezera çicek bırakmak... Hiç istek yoktu içimde yaşama dair.

İçerden gelen hangi dilde olduğunu algılayamadığım şarkıyı bile  mırıldanamıyordum. En kolay şey değil midir bilmediğin bir şarkıya eşlik etme çabası?

Bedenimi sallaya sallaya kıyafetleri geçirdim üstüme.

"Kıyafetlerimi" bile demek gelmiyordu içimden, bana ait hiçbir şey kalsın istemiyordum bu dünyada. Elbiselerim, evim, kalemim, ayakkabılarım, çayım BENİM ÇAYIM bana ait olan içine bir dilim limon kestğim çayım. Artık hiçbir şeye ihtiyacım yoktu. İçtiğim iki birayı ödedim çıkmadan incelerinden iki tane sigara çıkardım birini kulak arkama yerleştirdim, ikincisini evsizin birine verdim.

Eylemlerimi dile getirirken bile yaptım demek istemiyorum YAPTI. Kim yaptı? Birisi yapmış işte. O birisinin ben olduğu gerçeği kafamı karıştırıyordu.

Yürüdüm sıklıkla geçtiğim yollardan
'işlerimi halleder sonra yanına gelirim' dediğim eski bir tanıdığımla buluşmak için sözleşmiştik. Bu ülkeye geldiğim zamanlarda bana yardımcı olmuştu, buralara epeyce hakim olmamı sağlamıştı ve ucuz olan öğretmişti bana.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin