0.7

432 52 25
                                        


siz:
sen benimle dalga mı geçiyorsun

sesine soktuğum:

pardon?


siz
hiç enayi ayağına yatma

sesine soktuğum:

anlamıyorum gerçekten


siz:

ya sen ne diye benim tavanıma vurup duruyorsun 

gecenin ortasında


sesine soktuğum:

bilmem farkında mısınız ama

sizin tavanınız aynı zamanda benim evimin tabanı


siz:

he 

o zaman tamamdır 😊👍.


sesine soktuğum:

yanlış anlaşılmayı düzeltiysen ne ala


siz:

MANYAK MISIN BE ADAM

SENİN EVİNİN TABANI DIYE 

GECENIN BİR YARISI ZIPLAMAYA MI KARAR VERDİN


sesine soktuğum:

pardon?


siz:

sadece bir kereliğine olsun erkek arkadaşımı 

bende kalmaya davet ettim

ve sen bunu mahvettin 

teşekkürler.


sesine soktuğum:

erkek arkadaşın mı var/...

erkek arka/...


...


Jungkook iki avucunun arasında duran telefonu oturduğu koltuğun yan tarafına fırlatırken sinirinin bu kadar normal bir şeye bozulmasına kendisi bile anlam veremedi. Neden böyle davrandığını bile anlamıyordu.

Lisa'yı annesinin apartmanına ilk taşındığı gün görmüştü. Sabahın köründe nakliyat kamyonlarının sesi Jungkook'un güzellik uykusunu yarıda bölmüştü evet ama Jungkook'un buna dair hayıflanmaları Lisa'yı görene kadardı.

Evinin binanın dış kısmına bakan camından aşağıya gözlerini diktiği an yukarıdan topladığı koyu renk saçları giydiği kocaman siyah sweatshirt ve mahçup gülümsemesiyle anında ilgisini çekmişti Jungkook'un, Lisa.

Ve Jungkook o andan itibaren önüne gelen her fırsatta Lisa'yla tanışmaya çalışmış veya bir iletişime girmeye uğraşmıştı. Ancak tüm bu uğraşı hiçbir sonuç vermemişti. Çünkü Lisa neredeyse gece yarılarına kadar eve gelmeyen, geldiği zaman apartmandaki hiçbir komşusuna rahatsızlık vermemek için ruh gibi dolaşan bir komşuydu.

Lisa'nın kimseyi rahatsız etmeme felsefisi apartmanda sadece bir kişiye batıyordu. O da Jungkook'un ta kendisiydi. Lisa'yla kurmak istediği iletişimin binde birini bile kuramayınca kendi senaryosunu yazmaya karar verip yıllar önce alıp asla kullanmadığı kum torbasını kendi yatak odasına yerleştirmişti.

Her gece Lisa'nın evine adımladığı saatlerde atmaya basladığı yumruklar gece yarılarına kadar sürüyordu. Zamanla uyuşan kaslarının yarattığı ağrı istemsiz iniltileri dudaklarından dökerken aldırış etmeden bünyesinde toplanan siniri kum torbasından atıyordu. 

İşte aynen böyle bir gece de Lisa yazmıştı Jungkook'a. Ve o an JUngkook uzun zaman sonra kalbinin atışının göğsünden çıkmak üzereymişçesine oluşuna tanık oldu. Ve kendi kendine tekrar bu kadar canlı hissedebilmek için bu oyunu devam ettirmeye karar verdi.

Ancak Lisa'nın bir sevgiilisi oluğunu öğrenmesi işleri biraz bozmuştu. Hem nerden çıkmıştı ki bu eleman? Niye ortalıklarda görünmüyordu? 

Jungkook, eğer Lisa benim sevgilim olsa aksine onun gibi bir güzellikle görünmek için asla yanımdan ayırmam diye düşündü. Sonra içini daha da irite edici bir his kapladı.

O lavuk Lisa'yı hak etmiyor.






your sound , liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin