bolca yorum alayım lütfen
-
"GÜNAYDIN!" büyük bir gürültü ile aeri'nin omzuna kolunu atarak onu boğmaya çalıştı jisung. aeri bir yandan dirseğiyle çocuğun karnına vuruyor bir yandan bağırıyordu onu bırakması için. jisung sonunda kollarını kızın boynundan çekip nefes almasına izin verdiğinde dayak yiyeceğini bildiğinden hızla sınıfa doğru koştu.ikilinin koridordaki yüksek sesli çığlıkları yüzünden herkes onları izliyordu. hyunjin, jeongine kısa bir bakış atıp hafifçe gülümsedi. "seni gebertirim!" diyerek sipher aldı jeongin. "hyunjin sakın yapma!"
karina arkadaşlarının yersiz enerjisine anlam veremiyordu, saat sabahın dokuzuydu ve okuldalardı. bu şartlara rağmen fazla mutlulardı ona göre. bir eliyle hyunjinin diğer eliyle jeonginin sırtına vurdu sertçe. "kulağımı sikmeyin siz de gebertirim sizi"
derse 5 dakika kala sınıfa doluştu hepsi. ningning ve karina sınıfa girer girmez kafalarını sıralarına gömüp uyumuşlardı. tabii karina'nın pek uyuduğu söylenemezdi. başını yan bir şekilde yatırmıştı sıraya, gözleri sınıfın içinde dolanıp duruyordu.
ön çaprazında oturan kızda takılı kaldı bakışları, bu sıra pek bir ilgiliydi ona karşı. ders boyu dudaklarını yalayıp duran kızsa ona hiç yardımcı olmuyordu.
ilk iki dersi dinlemeden, yalnızca uyuklayarak geçirdi. ikinci dersin bitiminde gülümseyerek kalktı sırasından. yemek saatiydi çünkü, günün en sevdiği saati.
"koş oğlum koş yer kapıcaksın sen" diyerek jisung'u en önden yolladılar. jisung'un peşinden onlarda hızlı adımlarla yürüyordu yemekhaneye doğru. "ayy bugün ne tatlısı var acaba" dedi ningning.
hyunjin aklından bütün tatlıları geçiriyordu "tatlı tatlıdır kızım. ayırt etmesene"
sonunda sıraya ulaştıklarında önlerinde yaklaşık on kişi falan vardı, geç kalmışlardı bugün.
jeongin sıranın en başına baktı önce sonra yanda duran yemeklere "hızlıydık yine ya, istediklerimizden alabiliriz."
hepsi yemeklerini alıp jisung'un oturduğu masaya geçti
"tatlı ballı bisküviymiş, aman ne güzel"
"tatlı tatlıdır diyodun hani! bu ne ya!"
"bisküvi tatlı değil"
"sus, salak"
jeongin yemekten önce bisküvileri yiyordu büyük bir zevkle "ben çok seviyorum"
hyunjin, kendi tabağında ki 3 tane ballı bisküviyi jeongin'in tabağına koydu. bu hareketi yüzünden herkesin odağı olmuştu. "ne oldu? niy eöyle bakıyorsunuz?"
karina gözlerini kısarak baktı "sen tatlıyı babandan bile çok seviyorsun. hayırdır?"
"abartmayın be, bisküviyi o kadar sevmiyorum, jeongin de seviyor diye verdim işte."
hyunjin'in son derece şüpheli olan davranışını sorgulama zamanıydı "kanka sen en az sevdiğini bile çok seviyorsun sallama yani."
"saçmalıyorsunuz" gergin bir şekilde güldü "bisküvi verdim alt tarafı amk."
"bana aşık mısın hyunjin doğru söyle." dedi jeongin dalgaya alarak.
"yakalandık ya tüh" diye karşılık verdi.
masada ciddi bir olay dönerken karina yine kopmuştu ordan. tam karşısındaki masaya oturan winter girdi kadrajına. kitledi bakışlarını kıza, kız gülerek arkadaşlarıyla yemek yiyordu, saçları kısa olduğundan toplayamıyordu o nedenle önüne düşüp duran saçlarını sol eliyle sürekli arkaya itiyordu.
winter sonunda üstünde ki bakışları fark ettiğinde karinayla göz göze geldi ve ona hafifçe gülümseyerek el salladı. karina her zamanki gibi panikleyip başka yere çevirdi bakışlarını. karina'nın sürekli panikleyip saçma hareketler yapması tatlı geliyordu winter'a, yüzündeki gülümseme büyümüştü.
aeri, karina'nın boşluğu seyrettiğini fark etti ve elini kızın önünde salladı dikkatini çekmek için. "sana ne oldu? kıpkırmızı olmuşsun."
"olmadı bir şey." diyerek geçiştirdi onları "ben bir lavaboya gidip geleceğim."
karina ayağa kalkıp giderken göz ucuyla winterların olduğu masaya baktı. aeri bunu fark etmişti ve kızın nereye baktığını anlamak için arkasını döndü. kafasında pek bir şey canlandıramasa da eninde sonunda ne olduğunu öğreneceğini biliyordu.
lavaboya gider gitmez avcuna doldurduğu suyla yüzünü yıkadı. yüzünü kurulayabileceği bir peçete olmadığından gözlerini yumdu bir süre, gözüne su kaçmasını istemiyordu.
"selam"
tanıdık gelen sesle birlikte hızla arkasını döndü, yüzünden akan su damlacıkları çenesinden boynuna doğru uzanıyordu.
winter, paketinden çıkardığı peçeteyle birlikte kızın yanına yaklaştı. peçeteyi bir kere açarak kızın yüzüne değdirdi ve yüzünde ki fazla suyu aldı. ardından boynuna yöneldi ve oraya da bir kaç kes dokundurdu. yüzünü tahriş etmemesi için değdiriyordu yalnızca.
tabii bu sıra da karina nefesini tutarak kızın ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. gözlerini kırpıştı bir kaç kez. "iyi misin?" diye sordu winter yarım gülümsemesi ile.
konuşma yetisini kaybettiğinden basit bir mırıltıyla onayladı onu "hmmhmm"
winter elindeki peçeteyi çöpe atarak kendi ellerini yıkamak için suyu açtı. "sen kaçıyor musun benden yoksa bana mı öyle geliyor?"
saf kızımız gözlerini kocaman açıp "ne- ne alaka?" diye sordu panikle. fazla paniklediği için rezil ediyordu kendini her seferinde, içinde bunun savaşını veriyordu bir yandan.
"bana öyle gelmiş o zaman." diyerek suyu kapattı winter. kendisi için de bir peçete çıkarttı, kızın gözlerinin içine bakarak kuruladı ellerini ve ardından çöpe attı peçeteyi.
gülümseyerek "sınıfta görüşürüz." dedi ve elini omzuna koydu kızın. sonrasında çıktı tuvaletten. karina, o gider gitmez ağzını açarak ellerini ağzına kapattı ve ordan oraya volta atıp durdu.
derin nefes alarak musluğun başına tekrar geldi, kendine gelmesi için yüzünü tekrar yıkaması gerekiyordu. bu sefer az öncekinin aksine 4-5 kere su çarpmıştı yüzüne.
yüzünden yine su damlaları akarken saçlarını at kuyruğu yapıp topladı ve burnunu çekti. "saçmalama karina." dedi aynaya bakarak. yüzüne en güzel gülümsemesini takınıp yemekhaneye indi tekrar.
açıkçası bu fice devam edip etmeme konusunda biraz kararsızdım çünkü karina'nın şu an bir ilişkisi var ve hala nefret almaya devam ediyor özellikle "sözde hayranları" tarafından. bunun bir kurgu olduğunu, gerçek olmadığını, onların çok yakın arkadaşlar olduğunu kimsenin unutmasını istemiyorum.lütfen bunu yalnızca bir "kurgu" olarak okuyun ve kimseye nefret duymayın.
sizi seviyorum, umarım keyifli bir şekilde okuyorsunuzdur <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abs | Winrina
Fanfictiongizli gay karina ve karın kasları olan winter hikayesi winrina / hyunin