|1|

12 0 0
                                    

"güzel gelinim"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"güzel gelinim"

Duyduğum fısıltılar kulaklarımda yankılanırken,belimde sarılmış bir kolla kapana kısılmış hissediyorum.

Belimdeki kol ile arkamda duran bedene daha çok çekildiğimde kalbim normal hızının daha üstünde atmaya başlamıştı.

Rüya mı gerçek mi olduğunu anlayamıyordum ama arkamdaki bedenden aldığım koku bu zamana kadar kokladığım en güzel şey olarak kalacaktı.

Fısıltılar yerini sessizliğe bıraktığında bedenimi oynattıkça arkamdaki bedene daha çok çekiliyordum.Birden bire gözlerim ağır ağır kapanmaya başlarken en son parmaklarıma takılan yüzükle gözlerim tamamen kapanmıştı.

Nefes nefese uyandığımda bakışlarım direk olarak parmağıma çevirmiştim hala orda yüzük takılı olduğunu hissediyor olmak yutkunmama yol açtığında kalbimdeki değişik hissi görmezden gelmeye çalıştım.

Yatakta oturur pozisyona geçtiğimde yan tarafımda patileri havada uyuyan yeontanla gülümseyip bir süre onu izledim.Değişik yatma stilleri vardır ve bu beni her gün şaşırtıyordu.

Birkaç esnemeden sonra zorla da olsa kendimi yataktan kaldırıp odamın kapısını açıp yeontanı kaldırdım.

Oldukça geç uyandığımdan oda benim gibi uykucu olmaya başlamıştı.
Onu uyandırıp önden mutfağa yollamıştım zaten o kısa bacaklarıyla merdiveni anca çıkıyordu.

Kıyafetlerimi değiştirmeden bende odadan çıkıp hemen mutfağa girdim.
Her zamanki büyükannem babam ve babamın karısı -evet ismi ile seslenmek zor geliyordu- kahvaltı ederken bende hemen çubuklarımı alıp büyükannemin yanına oturdum önümdeki ramenimi yemeğe başlamadan önce bir yeontanı kontrol edip hemen yemeğebaşladım.

Sessizlik içinde ramen yerken koşarak mutfağa dalan soobinle elimdeki çubuklarımı bıraktım.Tek ben değil herkes bırakmış dikkatini soobine vermişti.

Kimsenin konuşmasına fırsat vermeyip bağırarak konuşurken bir yandan da elimdeki zarfı sallıyordu.

"Kim Krallığından mektup geldi"
Zarfı sallamaya devam ederken babamın,ayağa kalkıp zarfı eline alıp yırtarak açması bir olmuştu.

Herkes heyecanla zarfı okumasını beklerken, ne yazıldığını az buçuk anlamıştım. Başka bir şey yüzünden buraya zarf gelmezdi, hele ki krallıktan asla.

Babamın heyecanı gözle görülür şekilde artarken titreyen elleriyle okumaya başladı.

"Kim Krallığından jeon jungkook'a

Kim Krallığında çalışmaya başlamaya başlayan onuncu kişi olma şerefini kutlar,yarın sabah at arabasi ile krallığa getirileceksiniz.
Kim Krallığı"

Bu Kim Krallığının her yıl yaptığı bir şeydi.

Krallık ne kadar genişlerse krallıkta çalışmaya çağrılan kişiler artıyordu.

Bizim kasabayı her yıl görmezden gelseler de bu yıl seçilen olmak tuhaf bir şekilde mutlu hissettirmişti, belki de evden ayrılmanın sevinci vardı içimde.

Etrafı sessizlik kaplarken ilk tepki her zamanki babamdan gelmişti.

"Olmaz jungkook'un gitmesine izin vermiyorum."

Biraz önce heyecanlı olan o değilmiş gibi sert bir ifadeye bürünmüş,o heyecanla kalktığı yere geri oturmuştu.

"Doğru. Soobin dururken bunu mu gönderice-" diye konuşmaya başlayan babamın karısıyla, büyükannemin masaya vurması bir olmuştu.

"Soobini isteseler onu çağırılardı lafınızı bilin ona göre davranın konuşmak sizin haddinize değil"diyerek ayağa kalktığında önünde eğilmemek için zor tutmuştum kendimi.

Bende onunla birlikte ayağı kalktığımda beraber bahçeye çıkıp tahta sandalyeye oturduğumuzda başımı kucağına koyup gözlerimi kapattım.

Elleri saçlarımda gezinirken aklım tamamen farklı bir yerdeydi. Aklıma annemin gelmesiyle gözlerim dolmuştu.

"Dayanamıyorum büyükanne.. Onlara dayanamıyorum, annemi umursamamasına, yeni aile kurup burada yaşamasına dayanamıyorum.." Kısık sesle söylediğim şeyler aslında yıllardır içimi yakıyordu. Dayanma gücümü yitirmiştim, savunmam yok olmuştu.

Saçlarımı okşayan eller duraksadığında büyükannem kafamı kaldırmış, sıkıca bana sarılmıştı.işte o zaman dolan gözlerimi tutamayıp akmalarına izin vermiştim.

Belki de yılların birikmişini daha yeni dışarı ağlayarak atıyordum.Annem öldükten sonra güçlü durmak istemiştim ama babamın çat kapı ailesini buraya getirip yaşamaya başlamalarını beni deriden sarsmıştı.

"Babanı bu eve kabul etmem bir hataydı, ama annenden sonra destek olur sanmıştım. İki tane yük ile geleceğini bilsem buraya adımlarını atmalarına izin vermezdim oğlum affet beni." Pişmanlıkla söylediği sözlere gülümsedim. Onun hatası olduğunu asla düşünmemiştim.Benim her iyiliğimi istediğini elbette biliyordum.

Derin nefes alıp, "Senin hatan değildi büyükanne, asla böyle düşünmedim, hem yarın krallığa gidiyorum onlardan ayrılmak bana iyi gelecek eminim ki."dedim.

Esen rüzgarla ayağa kalkıp büyükannemi de kaldıracağım sırada elime bırakılan şeyle duraksayıp büyükanneme baktım.

Dolmuş gözleri ile bana bakıp, "Bu annenindi.. Onu ne zaman özlersen bu kolyeye sarılmanı ve yanında olduğunu hissetmeni isterdi" dedi.Elimdeki kolyeyi sıkı bir şekilde tutup sevinçle kafamı salladım.Yanımda annemden bir parça taşımak artık beni tamamen daha iyi hissettirecekti.

Büyükannemle içeriye girip hemen odama inmiş kıyafetlerimi değiştirmiştim.Annemin kolyesini de takıp hemen yeontanı da alıp evden çıkmıştım.

Jimin ve yoongi ile her zamanki yerimizde buluşucaktık.Bu haberi onlara da vermem gerekiyordu.

Tel örgütlerin altından geçip jiminle beraber uçurumun  yanına kurduğumuz yere gelmistim.

Yeontani yere saldığımda havlayarak sallanan jiminin dikkatini çekmişti.Yooongi ise kafasini cevirip baktiktan sonra gözlerini kapatıp uyumaya devam etmişti.Klasik yoongiydi.

Yoonginin yanına oturup direk konuşmaya başladım.

"Ķrallıktan zaarf geldi"dediğimde jimin yeontani sevmeyi bırakıp bana baktığında kafamı salladım.

Kasabamiz küçük ve yıllarca krallığın umrunda olmayan bir yerdi birden bire bana zaarf yollamaları onları da şaşırtmıştı.

"şaka yapıyor olmalısın"dedi jimin.

"bende şaka sandım ama gönderdikleri zaarfta damga vardı"

Damga her krallığa özgü olan bir şeydi.Her krallığın kullandığı farklı damga şekilleri vardı.Kim krallığın kaplan şeklinde kullanırken diğer krallıkların da farklı şekildeydi. Kullandıkları damga özel yapıldığından kimse damgaları taklit edemiyordu. 

Nerdeyse hava kararına kadar jimin ve yoongiyle takılıp son kez uyumak için hemen odama gitmiş,yarın için çantaya kıyafetlerimi  doldururken kıyafetlerin arasında yere düşen yüzükle hemen yere eğilip yüzüğü aldım.

Ormanda bulduğum bu yüzük özel bir yüzük olduğunun farkındaydım.Ne kadar zaman geçerse geçsin yüzüğü bulduğu an beynime işlenmiş adeta kazılmıştı.Her seferınde tekrarlanıp duruyordu.

Gözlerim garip bir şekilde parmağıma kaydığında yüzü yavaşça parmağımdan geçirdim.Ensemde hissetiğim nefesle hemen arkamı dönüp yüzüğü çıkardım.Yüzüğü bulduğum anda böyle ensemde garip bir nefes hissetmiştim.

Hızlanan nefeslerimle yüzüğü hemen kıyafetlerimin arasın sıkıştırdım kaybolmasını istemezdim.Çantayı da kenara koyup yatağa girip yeontana sarılarak uykuya daldım hemen.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

dead life||tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin