[猫と歌]¹

138 22 14
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                        ☆                    ☆𝒲𝖾 𝗐𝖾𝗋𝖾 𝗍𝗈𝗈 𝖼𝗅𝗈𝗌𝖾 𝗍𝗈 𝗍𝗁𝖾 𝗌𝗍𝖺𝗋𝗌    ☆            ☆                 ☆          ☆                     𝖨 𝗇𝖾𝗏𝖾𝗋 𝗄𝗇𝖾𝗐 𝗌𝗈𝗆𝖾𝖻𝗈𝖽𝗒 𝗅𝗂𝗄𝖾 𝗒𝗈𝗎    ☆            ☆      ...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                        ☆                    ☆
𝒲𝖾 𝗐𝖾𝗋𝖾 𝗍𝗈𝗈 𝖼𝗅𝗈𝗌𝖾 𝗍𝗈 𝗍𝗁𝖾 𝗌𝗍𝖺𝗋𝗌
    ☆            ☆                 ☆          ☆        
            𝖨 𝗇𝖾𝗏𝖾𝗋 𝗄𝗇𝖾𝗐 𝗌𝗈𝗆𝖾𝖻𝗈𝖽𝗒 𝗅𝗂𝗄𝖾 𝗒𝗈𝗎
    ☆            ☆               ☆            ☆

☆☆☆☆!;

uzaktan el sallayan felix ile gülümsedim ve bende ona karşılık el salladım,bir kaç dakika hızlı hızlı yürüdü ve yanıma gelip koluma girdi.

"nasılsın,hyung?"

gülümsedim ve saçlarını karıştırdım,

"iyiyim felixie,sen nasılsın?"

gülümsedi ve iyi olduğunu söyledikten sonra  yürümeye başladık beraber.

"aslında abim de gelecekti bugün okula ama coğrafya dersi var diye gelmedi.."

felix gülerek anlatınca aynı şekilde bende güldüm ve omuz silktim.

"o hep beni kandırıyor zaten, geleceğim geleceğim dedi bak! hemen sattı.." kıkırdayarak söylediğim zaman felix de bana katıldı. "katılıyorum serefsiz bir abiye sahip olduğum doğrudur."

gülerek sohbet etmiş ve böylece okula gelmiştik, ilk ders beden olduğu için geç kalmamak amacıyla hemen soyunma odasına doğru ilerledik.

"oh.." dolabıma baktığım zaman formamı göremeyince, kaşlarımı çattım.

"sorun mu var hyung?" felix üzerini giyinirken beni fark etmiş olacak ki yanıma gelmisti.

"formam yok, geçen gün buraya koyduğuma emindim halbuki.." dudak büzüp söylediğim ve kendi kendine düşünmeye başladığım zaman felix kendi dolabına gitti ve oradan yedek formasını çıkartıp bana verdi.

"al şimdilik bununla idare et,forması olmayan biri almıştır büyük ihtimalle." onu onaylayıp hızlıca giyindim ve suyumdan son bir yudum alıp, saçıma da beyaz bandanamı geçirmiştim.

"hoca gelir şimdi, çıkalım mı?"

felix beni onayladığı zaman soyunma odasından çıkıp hızla sıraya girdik. hocanın komutu ile bir kaç ısınma hareketi yaptık.

"lee minho, çok biliyorsun madem çıkıp sen bize göstersene hareketleri!"

sadece yorulduğum için bir kaç dakika yere çöktüğüm zaman bay kim'in söylediği şey ile kafamı kaldırıp o tarafa doğru baktım.

"ben mi?" ayağa hemen kalktım ve şaşkınca kendimi gösterip,hocaya baktım. sınıfta bir kaç kişi kıs kıs gülmeye başladıklarında,felix onlara kötü kötü bakmış ve susmalarını sağlamıştı.

"evet bay lee,sizden başka çok bilmiş var mı sınıfta?"

derin bir nefes alıp bıkkın bir ifadeyle yavaş yavaş hocanın yanına ilerledim.

"başla,herkes seni bekliyor."

hoca ileri gidip kollarını önünde bağlamış ve bizi izlemeye başlamıştı.

"ilk önce.."

ısınma hareketleri bittiği zaman hemen kendimi yere bırakıp sırt üzeri uzanmıştım sahaya. kalp rahatsızlığım olduğu için hemen her şeyde yoruluyordum ve eğer yorgunluğumun üzerine gitmeye çalışırsam bayılmaya kadar gidiyordu durum.

"hyung,iyi misin?" felix başımda dikildiği zaman gülümsedim ve kafamı olumlu anlamda salladım.

"iyiyim."

biraz gözlerini şüphe ile üzerimde gezdirdi ve iyi olduğumu anlayınca gülümsedi.

"iyi iş çıkarttın!"

beni mutlu etmek için söylediği şey ile gülümsedim ve "teşekkür ederim bebeğim." dedim kısaca.

***

"evet gençler bugünlük bu kadar, çıkabilirsiniz." son derste bitince derin bir nefes aldım ve çantamı sırtıma geçirip yavaş adımlar ile sınıftan çıktım. felix dördüncü derste karnım ağrıyor diyerek okuldan çıkmıştı,ben ise mecburi olarak okulda derslere girmistim.

yavas yavas ilerlerken, tanıdığım hocalara selam veriyor ve onlarda bana aynı samimiyet ile karşılık verince mutlu oluyordum.

okulun dışarısında çıktığım zaman aynı tempoda yürürken, köşe de bir kaç kedi sesi duymam ile olduğum yerde durdum ve bir kaç saniye sonra gülümsedim kendi kendime. sonrasında kedileri bulmak için seslerini dinledim ve onları gördüğüm zaman gülümsememe engel olamadan eğilip,bir tanesini kucağıma aldım.

"selam tatlı kedi!"

kedinin rengi sarımsı bir renkti ve üzerinde beyaz benekler vardı, eşsiz gözüküyordu.

"çok tatlısın.." burnunun ucunu öptüğüm zaman,kedi miyavladı ve kucağımdan inip bacağıma sürtünmeye başladı.

"ah,dur.." çantamı önüme alıp içinden sabah annemin zoruyla koyduğum yemeği çıkarttım ve kedinin önüne bıraktım. bunu sevmis olacak ki ilk önce yemeği kokladı ardından ise yemeğe başladı.

bir süre daha onu izledikten sonra ayağa kalktım ve kediye el salladıktan sonra ilerlemeye başladım.

-------------

-selam, nasılsınız??🩰💗🤭❗

-minis!!💞

circus night,hyunho!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin