a new start:🌕

21 0 0
                                    

merhaba ben arin. ailemden nefret ediyorum ve aşka asla inanmıyorum. çok vıcık vıcık geliyor. ıyy. neyse konumuz bu değil kendimi biraz daha detaylı anlatayım. ben çok soğuk biriyim dediğim gibi aşka inanmam hiç arkadaşım yok ailemden şiddet görüyorum hep değil aamaa görüyorum işte. panik atağım var ve daha 19 yaşındayım. evet üniversiteye yeni geçtim.yani üniversitenin 2. sınıfındayım. bu zamana kadar hiç arkadaşım olmadı. bu gün çok sevdiğim (!) ailemin işi yüzünden şehir değişikliliği yapıyorum. şuan ise valizim hazırlıyordum. acaba oraya gidince dışlanacak mıyım. tabi ki arin senin gibi çirkin ve panik atağı olan biriyle arkadaş olmak isterler mi sence? tch

bütün düşüncelerimi abim dediğim yaratık böldü. aileden sadece abimi seviyorum. bütün zor zamanlarımda yanımdaydı. "hey beni duyuyor musun. arin" "hı.hı ne oldu" "2 saattir sana sesleniyorum duymuyor musun beni " "pardon duymamışım. yine nasıl dışlanacağımı düşünüyordum.dalmışım öyle"derken gözümden bi damal yaş düştü galiba. abime her şeyimi anlatırım. her şeyimi... birden yanıma gelip sarıldı bana.

..................

sonunda şehire geldik. çok güzel bi şehir amaaa yine dışlanıcam. annem ve babam beni okula kayıt ettirmeye üşendiği için abimle gitmek zorunda kaldım. aslında benim için daha iyi oldu.

sonunda okula vardık. çok güzeldi ve çok büyüktü.ama dikkatimi çeken bir şey vardı. neden herkes birbirinin ailesi gibi davranıyordu ve neden abim birden bagajdan valiz çıkardı. bir dakika burda yatılı okul yazıyor... bana bunu nasıl yaparlar... aishh yeter bıktım diye geçirirken içimden omzumda hissettiğim elle irkildim. bu abimdi. özür dilermiş gibi baktı ve gözünden bir damal yaş düştü. bana sarıldı... ben de ona. 1,2 dakika boyunca böyle kaldık. en sonunda ayrıldım. "benim için üzülme. hallederim ben bi şekilde" dedim ama nasıl halledeceğimi bilmiyordum. ona son kez sarılıp içeri girdim.

herkes bana gülümseyerek baktı. ilk kez abim olmayan insanlar bana gülümsüyordu. çok garip bi his. bi kız yanıma geldi. "merhaba ben jennie, sen yeni gelen arin olmalısın. nerden biliyorsun dersen okul başkanıyım" diyip gülümsedi. çok tatlı bi kızdı. hayatım da ilk kez bi insan bana nazikçe davranıyordu. "gel seni odana götüreyim, odalarımız karşılıklı. Hyunjin diye bir çocukla kalıcaksın" dedi ve yüzünden gülümsemeyi çıkarmadı.

koridorun sonuna gelmiştik. camın kenarında oturan bi erkek ve kızı gördüm. neden bi insan bu kadar bağlanır ki birbirine. ıyy iğrenç. birbirlerine neden öyle bakıyorlar. bu duygu da ne? aşk? neyi ima ediyor? saçma sapan bi duygu. jennie denen kızın peşinden gitmeye devam ettim. tam onların oturduğu yerin yanında ki odadaydık. okulda her şey vardı. dans odası, spor salonu, havuz, daha bir çok şey...

odaya girdik. "bu senin dolabın, yerleştirebilirsin" diyip gülümsedi. ben o kadar çok gülümsemeyi seven bi insan değilim. o yüzden teşekkür anlamında eğildim. o odadan çıktı ben de eşyalarımı dizdim. bu gün dersler yoktu. cumartesi günüydü çünkü. eşyalarımı dizene kadar akşam olmuştu. üstüme pijama giydim ve kendimi yorganın içine aldım. ama uyuyamıyordum.

5 dk sonra falan kapı açıldı. nE! bi erkekle aynı odada mı kalıcaktım. utançtan arkamı döndüm. bu çocuk şey değil ya. hani sabah bi kızla oturan. demek buymuş o Hyunjin denilen çocuk. arkamda bir gölge hissetim. merakıma yenik düştüm ve arkamı döndüm. bir an irkildi, ben de aynı şekilde. 5 saniye boyunca birbirimize baktık.

"ben hyunjin" dedi. "ben de arin" dedim karşılık olarak. Neden bana gülümsüyor?

"Ee şey ben biraz geç gelsem birine söylemezsin değil mi" "hayır söylemem " diye soğuk bir cevap verdim. eğildi teşekkür anlamında.

İSİMSİZ BİR HİKAYE // HWANG HYUNJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin