& BÖLÜM 6 &

140 3 0
                                    

Arkadaşlar lütfen vote yorumlarınızı bana gönderin çünkü artık kötü yazdığımı düşünüyorum :(

multi= Kitabın videosu... 

Aklıma geldikçe Gülriz için üzülüyordum. O gün o çocuğu kucağına aldığında Poyraz'ı görmüş gibi olmuş ama sonra hemen geri gitmiş. Bunu dediğinde onu anlamıştım. Çünkü bende babamın kokusunu ve onu anımsadığımda yanımda geçmiş gibiydi. Rüzgârını hissetmiştim adeta... Çok güzel bir duyguydu benim için aslında ama Gülriz için aynısı denilemezdi. Korkmuş başta ama sonra Poyraz'ı kucağına alınca onu hissetmiş. Yeniden olması için öpmüş ama bir daha onu görememiş.

Mezarlıktan hemen çıkmıştık. Çok ağlıyordu, haykırıyordu. Özlemişti onu, benim yaram daha tazeydi ama ben bu kadar dışa vuramıyordum. Bende isterdim birisine içime dökmeyi, onun yanında haykırıp sarılma isteğimi belli etmeyi. Ama ben o olamazdım, olmamalıydım. Emin olun birisini kaybetmek çok kötü bir şey. Sanki her şeyini elinden almışlar gibi. Sadece benliğin kalmış gibi. Kalbin ve beynin çalıştıkça bu dünyada yaşamak zorundaymış gibi.

Onsuz bir hayat, ölüm gibi...

Eve bırakıp kendi evime dönmüştüm. Nasıl uyuduğumu bile bilememiştim, çünkü çok düşünceliydim o zaman. Salonda koltukta her yerim tutulmuş bir şekilde kalkmıştım. Şimdi de banyonun aynasının karşısına geçmiş kendime bakıyordum. Yüzüm ruh gibiydi, acil banyo yapıp kendime gelmem lazım. Soğuk suyu açıp altına girdim. Titreyerek kendi benliğimi yerine getirmeye çalıştım. Şampuanı avcuma bolca sıkıp saçlarımı masaj yaparak köpürttüm. Saçlarımı durulayınca lifi alıp çikolatalı duş jelini sıkıp vücudumu mis kokuya emanet ettim.

Banyo işlemi bitince havlulara sarınıp giysi odama geçtim. Bordo mini şort, kahverenginin çok açık tonlarında bir tişört alıp koltuğa bıraktım. İç çamaşır çekmecesine gidip siyah dikişsiz takımları alıp giyindim. Koltuğun üstündekileri de giyinip ayakkabı bölümüne gidip siyah bilekte biten bağcıklı botlarımı çıkarıp giydim. Aksesuar olarak siyah şapka çıkarıp koltuğa fırlattım. Siyah okul çantası gibi gözüken ama aslında gündelik deri çantamı da alıp şapkayla beraber yatak odama geçtim. Banyodan saç kurutma makinesini alıp saçlarımı kurttum ve sonra düzleştirdim. Saç işlemi bitince makyaj olarak bordo ruj ve eye liner çekip bileklik seçip taktım. Çantamın içine dünkü dosyaları yerleştirip boy aynasının karşısında kendime baktım. Gayet iyiydim. Odadan çıkıp aşağıya indim. Kahvaltı masasını görünce çantayı yere fırlatıp her zaman ki yerime geçtim. Servis tabağıma domates, peynir, zeytin, salatalık yerleştirirken çilek reçelini gördüm. Ekmek sepetinden ekmek alıp reçeli ekmekle buluşturdum. Ağzıma alınca o enfes tadı ağzımla dans ediyordu adeta. Çok güzeldi. Yemeğimi yiyip ayağa kalktım. Annem ve Şükran Teyzeyi öpüp anahtarlıktan arabanın anahtarını alıp evden çıktım. Garaja geldiğimde motoruma acıklı acıklı bakıp arabamın sürücü koltuğuna yerleştim. Her zaman ki çıkışımı yapıp gazı kökledim.

Bugün trafik yoktu. İleride kırmızı ışık yandığını görünce yavaşlayıp durdum. Yanımda bir motorun durmasıyla sürçü kişiye baktım. Can'ı görünce korna çaldım. Başını hemen bana çevirince gülüp sağ tarafın camını açtım. " Nereye böyle?" Deyince oda ciddi bir şekilde "Sence nereye Ecem ?" dedi bende böyle deyince ciddiyetle " Şirkette sorun mu var ?" deyince başını hemen salladı. Bir şey dememe kalmadan hızla ilerledi. Işıklara baktığımda yeşilin yandığını gördüm. Arkamdaki arabaların korna çalışlarını daha fazla katlanmamak için hızla trafikte ilerledim. Şirketin önünde durup güvenlik görevlisine anahtarı attım ve girişten girdim. Hemen Eda Abla yanıma gelip peşimden koşuyordu. Durup Eda Abla'nın koluna girdim. Şaşırıp " Ecem Hanım iyi misiniz?" deyince tebessüm edip " Merak etme Eda Abla iyiyim. Sadece benden büyükleri peşimden koşması doğru gelmedi." Dedim aklıma gelen şeyle ona da fikrini sordum. " Eda Abla sende bana öyle Hanım filan demesen Ablacım de Kızım de ama o kelimeyi söyleme lütfen. Olur, mu ?" deyince gülerek başını salladı. " Olur, tabi deli kızım benim." Dedi kolundan tutup asansöre girdik. Herkes bize baktığını görünce Eda Abla başını eğip gelmemizi beklemeye başladı. Bende rahatsızlıktan dolayı " Hayırdır, neden herkes bize bakıyor?" dedim. Bu dediğimden sonra herkes bakışlarını başka tarafa çevirdi. Eda Abla bana minnetle bakınca bende eline samimiyetle vurdum. Asansör durunca birlikte çıkıp odama girdik. Eda Abla " Ecem Hanım... Yani kızım bugün para bağışı yapacaktınız yetimhaneye." Deyince hemen oturduğum koltuktan kalktım ve Eda Ablaya sarıldım. " Eda Abla çok sağ ol hatırlattığın için. Şirkette önemli bir şey var mı?" dedim oda kahkaha atıp " Yok kızım merak etme. Bağışını da ben halettim. Sen gidebilirsin." Dedi bende yanaklarından öpüp çantamı alıp şirketten ayrıldım.

UÇURUMDA KURTULUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin