3 - Soyutluk

18 8 2
                                    

Mert doğacak olan Göksellerin ismini ilk doğandan son doğana şu şekilde koymuştu; Ariel, Uriel, Samael, Raphael, Sarathiel , Eleleth, Sariel, Seraphim olacaktı. Zaten isimlerin aslına pek önemi yoktu. Mert onları formsuz ve cinsiyetsiz tasarlamıştı. İlk doğduklarında hepsi birer enerji ve madde yumağı olacaktı. Kendi formlarını kendileri belirleyeceklerdi . Aynı Ariel gibi..

Mert'in yapacağı diğer şey ise tüm güneş sistemini kapsayacak başka gizli bri altuzay, bir boyut oluşturmak olacaktı. Buranın amacı Mert'in çalışmalarına rahat bir şekilde devam etmesi ve milyon belki milyar yıllar içinde yalnızlığa alışmıştı . Artık tek başına uzun yıllar geçirmek onun için normal bir şeydi.

Mert, Bu altuzayı yani boyutu oluşturmak için öncellikle  uzay-zamanı oluşturan sayısız katmandan ikisini seçti ve aralarında bir boşluk oluşturdu. Ardından bu boşluğun temel şeklini bir yarım küre olarak sabitledi ve uzayı o şekilde kilitledi.

Etrafında akan zamana odaklandı, az sonrasının geleceği için olan sayısız olasılığa , şimdiye ve geçmişi aynı anda algıladı. Tüm bunları bir topak haline getirdi.Sonra ana uzaydan aldığı zaman ve zamansal enerji topağını yoğunlaştırdı ve iradesiyle doldurdu. Ardından onu altuzaya gönderdi. Orda topak açıldı ve içindeki zamansal şeritler ve enerjiler tüm altuzayı kapladı. Böylelikle altuzayda ki zaman akmaya başladı.

 Ardından bu uzayın içini madde ve enerji ile doldurmaya başladı. Sonrada doldurduğu madde ve enerjiyi kullanarak içini düzenledi.

Düzenlemesinde, tabanı son derece dayanıklı ve mat siyah bir maddeyle kaplamıştı. İçinde, Alba Stella'nın minyatür bir versiyonu bulunuyordu ve bu yıldız, boyutun gökyüzünde parlak ve etkileyici bir şekilde tüm altuzaya ışık saçıyordu. Minyatür Alba Stella, çevresindeki siyah zemin üzerinde göz alıcı bir kontrast oluşturuyordu ve boyutun atmosferi, güneşin etrafında dans eden ışık huzmeleriyle bir kutsallık havası yaratıyordu.

Boyutun içindeki gökyüzünde yapay bir minyatür güneşin yavaşça parladığı bu boyut, derin bir kutsal ve melankolik atmosferle dolmuştu. Bu kutsal ve melankolik hava Mert'inde olukça hoşuna gitmişti. 

Yeni oluşturduğu altuzaya giren mert uzay-zamansal algılarını kullanarak burayı hisseti. Uzay oldukça sağlam ve düzenli bir yapıya sahipti . Zamanın akışı ise ana uzaydakinden 3 kat daha hızlıydı. Bu Mert'in hoşuna giden bir şeydi , bu onun burada araştırmalar ve deneylerine daha çok vakit ayırabileceği  ancak ana uzaya göre aynı vakti harcamış olacağı anlamına geliyordu.

Genel kontrollerden sonra mert ilk çalışma konusu olarak hiçlikten başladı. Mert'in yolculuğunun başladığı yerden... Öncelikle uzayda kapı şeklinde bir yırtık açtı. Ardından kenarların uzaysal konumunu sabitledi. Bu şekilde bu yırtık büyümeyecek veya küçülmeyecekti. Ardından ilk olarak elini uzaysal yırtıktan hiçliğe doğru uzattı. Elini yada kalanı geri çektiğine gördüğü tek şey kaybolan elinin içine sıkışmış olan soyut formdu. 

Mert enerji kullanarak elini uzatmayı denedi ancak sonuç aynıydı sadece enerjinin bu yok olup hiçliğe karışma ya bir miktar bile olsa dirence sahip olduğunu anlamıştı.

Mert, fiziksel formundan ayrılıp tüm ihtişamıyla soyut formunu ortaya çıkardıktan sonra soyut formun bir kısmını daha dışarı çıkardı ve hiçliği algılamaya çalıştı . Ancak bazı sorunlar ortaya çıktı. Mert'in bulunduğu zamansal akış ile bir kısmının hiçlikte aynanda bulunmasından dolayı deney boyunca Mert'in üzerinde bir tür baskı vardı. Onun için aynanda hem hiçlikteki formunun algıladığı sonsuzluk gibi geçen süre hemde altuzaydaki formunun algıladığı bir anlık süre aynı anda algılanıyordu buda merti zihinsel olarak zorluyordu. 

Mert'in aralar vererek yaptığı uzun çalışmalardan sonra mert şimdiye kadar öğrendiklerini özümsemek için bir düşüncelere dalmıştı.

Mert, düşüncelere dalmışken  uzaysal  yırtıktan sinsice çıkan varlığın etrafında garip bir enerji bulunuyordu ve belirsiz bir silüeti vardı. Varlık, hiçbir somut özellik taşımayan bir varlığa benzer; rengi ne siyahtır, ne de beyaz; daha çok varoluşun kendisinden doğan bir ışıkla doludur.

Varlık, Mert'in etrafında sürünerek yavaşça belirir, adeta hiçlikten yükselen bir sessizlik gibi. Onun varlığı, mevcudiyetin olmadığı bir boşlukla dolu gibidir, sanki yokluğun kendisiymiş gibi bir his uyandırır. Etrafa yaydığı aura, hem güçlü hem de yürek burkan bir melankoliyle doludur, adeta hiçliğin derinliklerinden gelen bir fısıltı gibi.

Mert, bu varlığın varlığını algıladığında, etrafında bir tür uzaysal çöküşün başladığını hisseder. Varlık, fiziksel dünya ile ilişkili olmamakla birlikte, etrafındaki uzay-zamanı etkileyerek bir çeşit boşluk yaratır. 

Bu boşluk hissini algılamasıyla düşüncelerinden sıyrılan mert hemen etraftaki uzayı dengelemek ve bilinmeyen varlığı geldiği yere göndermek için tüm gücünü  harcar. Varlığa uzaysal saldırılar , maddesel saldırılar , enerjisel saldırılar ... hiçbiri işe yaramaz. Tüm saldırılar varlığın formunda kaybolur ve yokluğa karışır.

"Sen Nesin ??"

"#!**%&~*"

Varlığın adeta zihinsel bir saldırı olan sesiyle karşılasan mert dayansa bile bundan etkilendi. Varlık Merte doğru ilerlemeye başladığında Mert'in yapacak bir şeyi yoktu . Sadece ona doğru yürürken bulunduğu uzay-zamanda bıraktığı tahribatı dengelemek ve düzeltmek mertin tüm gücünü harcıyordu. Eğer bunları yapmazsa bu uzay çöküşü ile karşı karşıya kalabilirdi.

Son çare olarak mert fiziksel formundan ayrıldı ve soyut formunu ortaya çıkardı. Soyut formuyla yaratığa saldıran mert iki soyut varlık arasındaki belirsiz ve değişik bir savaşa girdi. Mert ; zeka , irade, bilgi bakımından üstünde ama varlığın doğasında olan yok edici özellikler gene de mert ile başa baş karşılaşmasını sağladı. Ne kadar sürdüğü bilinmeyen bir süre sonra ideolojik ve soyut aynı zamanda yorucu bir savaşın ardından mert yaratığı yok edememişti ancak geldiği yere yollamıştı. Ama bunun mert'e bir bedeli oldu , soyut formu ağır hasar görmüştü...

Mert bu soyut yaraların iyileşmesi için bir dinlenme ve uyku haline girmeden önce bulunduğu alt uzayı tamamen kilitledi ve herhangi bir çatlak olmadığından emin oldu. Sonra ise derin bir uykuya daldı.

Evrenin Başlangıcına YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin