1 - Tekillik

30 5 0
                                    

Mert başından sonuna kadar tanık olduğu yıldız oluşumundan sonra tekrar bir aydınlanma durumuna girdi. Bu sefer madde,enerji ve bunların birbiri ile girdiği etkileşimler üzerinde anlayış kazanmıştı.

Mert, uzun yıllar boyunca evreni anlamaya çalışarak geçirdiği bir dönemden sonra ilk gezegenlerin oluşmaya başladığını fark etti. Bu olay, evrenin sürekli değişen ve dönüşen yapısını daha net bir şekilde gösteriyordu. Gezegenlerin oluşumu, yıldızların etrafında toplanan gaz ve toz bulutlarının zaman içinde bir araya gelerek yoğunlaşmasıyla gerçekleşir. Bu süreç, yeni gezegenlerin ve güneş sistemlerinin doğuşunu simgeler.


Mert, bu olayı izlerken evrenin dinamik ve evrimsel yapısını daha iyi anlamaya başladı. Gezegenlerin oluşumu, evrenin doğal döngüsünün bir parçası olarak karşısına çıktı. Bu deneyim, Mert'in evrenin derinliklerindeki bilinmeyenleri ve gizemleri hakkındaki anlayışını artırdı ve ona evrenin sonsuzluğunu ve karmaşıklığını daha derinlemesine düşünme fırsatı sundu.


Mert, yeni oluşan gezegenlerde bizzat yürümek için kendine fiziksel bir beden tasarlamaya karar verdi. Bu karar, onun evreni keşfetme ve deneyimleme isteğinin bir yansımasıydı. Artık gözlem yapmakla yetinmek yerine, bu yeni gezegenlerde doğrudan etkileşime geçmek ve deneyimlemek istiyordu. Bu karar, Mert'in evrenin farklı boyutlarını keşfetme yolculuğunda yeni bir adımı temsil ediyordu.

Çalışmalara başladığında madde ve enerji hakkında öğrendiği ve anladığı bilgileri ortaya dökerek birden fazla deneme yaptı.Ne yazık ki Sonuncusu dışında hepsinde başarısız olmuştu. Her ne kadar madde ve enerji hakkında birçok aydınlanma yaşamış ve anlayış geliştirmiş olsa da bir kendi istediği gibi bir fiziksel beden tasarlamak onun için halen zordu. Tabii kriterleri de biraz zorluydu. Yaşlanmayacak ve dayanıklığı oldukça yüksek olacak bir beden tasarlamak istiyordu. 

En sonunda zor da olsa kriterlerine uygun bir fiziksel beden yapmış idi kendisine.  Tabii ki bu beden sadece bir kaptı, onun asıl formu soyut ve belirsiz bir şeydi.


Tasarladığı bu bedeni soyut formuyla doldurdu ve kendini inceledi


 Gümüş gibi parlayan uzun beyaz saçlara sahipti, saçları sanki yıldızların ışıltısını yansıtıyordu. Beyaz gözleri, derinliklerinde bir evrenin sırlarını taşıyormuş gibi görünüyordu, bakışları bilgelik doluydu.

 Etrafına yaydığı aura ile adeta ilahi bir varlık gibiydi. Sanki uzayın sonsuzluğunu içinde taşıyor, her hareketiyle evrenin ritmini yansıtıyordu. Bedeni, galaksiler arası bir yolculuğun izlerini taşıyor gibiydi, cildi sanki yıldız tozlarıyla süslenmiş gibiydi. Mert elbette bu görünümden memnun oldu . 

Mert fiziksel bir beden tasarlamak ile meşgul iken zaman su gibi akmış, işe başladığında yeni oluşmuş olan gezegenler şimdi çoktan gelişmiş idi .Hatta birkaç tanesi aynı dünyaya benziyordu. Mert bunlardan en ilgisini çeken gezegene yeni formu ile ışınlandı. Işınlanma, uzay-zaman yetenekleri üzerinde çalışırken bulduğu bir şeydi. Gideceği yer ile kendi bulunduğu yerin arasındaki uzayı bükerek belkide milyonlarca kilometrelik bir yolu bir adımda ilerleyebiliyordu.

Gezegene ışınlandıktan sonra mert etrafını inceledi.

Bu gezegen, yoğun ve koyu yeşil bitki örtüsüyle kaplıydı. Yemyeşil ağaçlar, uzun yapraklarla dolu ormanlar oluşturuyordu. Bu bitki örtüsü, gezegenin yüzeyini tamamen kaplayarak nefes kesici bir manzara oluşturuyordu.

Gezegenin yüzeyindeki bitkilerle birlikte kertenkele benzeri canlılar da yaşam sürüyordu. Bu canlılar, ince uzun vücutları ve pullarıyla gezegenin yeşil tonlarına mükemmel şekilde uyum sağlıyordu. Renkleri genellikle kahverengi, yeşil ve sarı tonlarındaydı, böylece bitki örtüsü arasında mükemmel bir kamuflaj sağlıyorlardı.Gökyüzünde, yoğun bitki örtüsünün arasından sızan ışıklar, yeryüzünü ışıldatan bir atmosfer oluşturuyordu. 

Evrenin Başlangıcına YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin