One Night For Boxing | Taekook

ÇARŞAMBA

Oy sınırı: 10

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın oy sınırı dolduğu sürece her haftasonu bölüm gelecektir

İyi eğlencelerrr
(･ω･)ﾉ♡

________

-Jungkook sen ne dediğinin farkında mısın!? Koskoca Ringlerin Kralı Taehyung'dan bahsediyoruz. Neden kabul ettin ki!?"

-Abartma Jin eğlenceli olacak işte. Hayata biraz renk katıyorum.

-Bok rengine benziyor bu. Kazanırsan -ki umarım- ne isteyeceksin?

-Bilmiyorum daha düşünmedim. Ama düşüneceğim. Evini mi alsam?

-Abartma Jungkook evsiz bırakma bari.

-Zengin değil mi oğlum evsiz kalsa ne olacak.

-Sen iyice bir düşün istersen ben gidiyorum görüşürüz.

-Bayy.

Jin ile konuşmamızdan sonra oturduğum yerden kalkıp antrenman yapmak için ringe çıkmıştım. Büyük salonda gözlerimi gezdirip boş olan birisini arıyordum. Koltuklardan birine oturmuş, dinlenen Yoongi'yi görünce sert bir şekilde seslendim, "Min Yoongi! Al eldivenlerini buraya gel. Antrenman yapıcaz."

Yoongi derin bir nefes vererek ayağa kalkmış ve gerinmişti. Yanında duran eldivenleri alıp ellerine geçirirken bir yandan da yanıma doğru geliyordu. Kalın zincirin altından eğilerek geçip karşımda özgüvenli bir şekilde durmuştu.

-Gel bakalım Jungkookie~

... 'One hours later'...

"AAH! AAH! Tamam tamam! Bırak beni!" Bir ayağımla Yoongi'nin sırtına bastırırken diğer bacağımla sol kolunu hareket ettiremeyeceği şekilde yukarı kaldırmıştım. Ayağımın altındaki çığlıkları duyduğumda gözlerimi devirip geri çekilmiştim. "Bir daha ismimi uzatacak mısın?" demiştim Yoongi ayağa kalktığında imalı bir şekilde. Bir yandan üstünü temizlerken konuştu:
-Yok yok. Kalsın. Ben gidiyim.

Mutlu bir şekilde gülümseyerek ringden inen Yoongi'yi izliyordum. Ondan hemen sonrasında ise ben inmiştim.

Eldivenlerimi çıkarırken takım direktörümüz içeri girmiş ve tüm salona seslenmişti.

-Millet! Beni dinleyin! Biricik göz bebeğimiz Jeon Jungkook'un kabul ettiği Kim Taehyung ile haftaya olacak olan maçından dolayı motivasyon vermek maksadıyla hepinizi yemeğe götürüyorum!!

Etrafta yayılan duyurunun hemen ardından sevinç çığlıkları gelmişti. Diğerleri kendi aralarında halka kurmuş zıplarken ben ise onları tanımıyormuşçasına kafamı diğer yöne çevirmiştim.

Saat akşama doğru geliyordu. Tüm takım çok da büyük olmayan bir restoranda yemek yiyorduk. Diğerleri sohbet ederken ben yemeğimi bitirip masanın altından yarım kalan videoma devam ediyordum. Kim Taehyung'un meşhur maçlarından birini izliyordum. Nasıl dövüşüyor? Taktiği ne? Zayıflıkları neler?

Ben tamamiyle videoya odaklanmışken önüme sert bir şekilde konulan bardakla kafamı kaldırmıştım. Masadaki herkes bana bakıyordu. Ben neler olduğunu anlamaya çalışırken Jin konuştu: "Kafanı kaldır da içkini iç. Boşuna mı geldik buraya?"

İçki içmek istemiyordum ancak içmemi isteyen gözler beni zorluyordu. Telefonumu yavaşça cebime koyup ayaklandım ve inanacaklarını umarak çekingen bir şekilde "Ben bir lavaboya gideyim" demiştim. Kimsenin birşey demediğini gördüğümde masadan ayrılmıştım. Herkes tekrar kendi işine odaklandıktan sonra restoranın bahçesine atmıştım kendimi.