2. Yarabandı

11 4 14
                                    

Muğla 2006 Yaz' ı...

"Berfin yavaşya düşüşeksin." Oğlan çocuğu hemen önünde koşuşturan küçük kızın peşinden gidiyordu. "Yakayayamaş ki yakayayamaş ki, Berke beni yakayayamaş ki." Neşe içinde koşarken bir anda kendini yerde buldu küçük kız tabi hali hazırda bekleyen göz yaşlarıyla ağlamaya başlamıştı.

"Berfin !" Oğlan çocuğu düşen kızın yanına koşup eğildi. "Hii Berfin kanıyoy." Elleri ağızını kapatırken Berfin ağlamaya devam etti susmalıydı yoksa babası ikisini bulacak ve yine ikisine ceza verecekti.

"Baban duyuyucak şeşşiz ol." Küçük kız fark ettiği gerçekle aniden sustu fakat bir damla tuzlu göz yaşı yarasına damlamıştı.

"Şeni hemen annemin yanına götüycem o yayanı iyileştirir." Küçük kız kızarmış gözlerinin ardından umutla baktı oğlan çocuğuna, ardından ona uzattığı eli sıkıca tutarak ayağa kalktı. Beraber el ele sessizce oğlan çocuğunun yaşadığı eve ulaştılar çocuğun annesi kızı doğumundan bu yana ilk defa görüyordu.

"Oğlum bu hanım kız da kim ?" Berke genişçe gülümsedi. "Berfin anne aykadaşım, dizi uf oldu sen öpünce geçiyoy diye şana getiydim, hadi iyiyeştir aykadaşımı." Küçük kız, oğlanın elini bırakıp kadının yanına yürüdüğünde genç kadın gülümseyerek yerinden ayaklandı yardım dolabından pamuk, batikon ve oğlu için aldığı desenli yarabandını çıkardı.

"Otur bakalım." Gülümseyerek küçük kızı oturmaya teşvik etti, kız ısrar etmeden oturmuştu. Yaralı dizi şortunun açık bıraktığı bacağından görünürken oğlanın annesi önce yarayı ılık suyla ıslattığı bezle temizledi ardından pamuğa batikon dökerek yarayı sterilize etti en son işlem olarakta oğlunun arabalı yara bantlarından bir tane yapıştırdı.

"Aaa ayaba." Küçük kız kadının sandığının aksine arabaları sevmişti oğluyla meden bu kadar iyi anlaştığınıda anlamış oldu.

"Berke oğlum Asel' e dikkat et bir daha düşmesin babası kızabilir." Küçük kızın bacağına pansuman yapan kadın bir yandan da Tugay beyi düşünüyordu kızını bu halde görürse kocasını işten atacaktı neyse ki zeytinlikte sadece Tugay bey' in eşi Eflida hanım vardı, Eflida hanımda Leyla hanımla kocasının aksine iyi anlaşırdı.

"Babam buyda deyiy Leyla göyemez." Küçük kız yeni yeni çıkan dişlerini göstererek gülümserken Leyla ikisine de birer dilim çikolatalı ekmek uzattı, aç oldukları için hemen yemişler ardından da el ele evden ayrılmışlardı. "Hadi ayacımızın aytına gideyim." Küçük kız allem etmiş kallem etmiş kendi adını da ağacın gövdesine Berke' nin adının altına kazıtmıştı o ağaç artık ikisinin ağacıydı.

"Olur gideyim." El ele yürümeye devam ettiklerinde Berfin annesinin o naif senini duydu. "Asel, kızım." Eflida kocasının aksine sakin bir ebeveyn idi kızına karşı, tek çocuğu Berfindi her şeyini kızına adamıştı.

"Efendim anne." Kızının sesini duyan kadın yaz melteminde uçuşan elbisesinin eteklerini tutup bir kaç adım daha attı kızını sesini takip ederek bulmuştu. "Baban geliyormuş bebeğim eve dönmeliyiz." Gözleri aniden kızının bacağındaki yara bandına kaydı gerçekten tam da kocasının geldiği gün mü düşesi tutmuştu.

"Asel bacağına ne oldu ?" Küçük kız yaralı bacağına baktı. "Düştüm." Diyebildi sadece "Hemen eve dönelim ve bacağını kapatalım baban görmesin, Berke ile vedalaş." Hiç gitmek istemiyordu arkadaşının yanından onunla oyun oynamak zevkliydi, özellikle de Berkeyle beş taş oynamak en sevdiği işti.

"Şimdi dit yayın yine geyiysin baban kızmasın sakin benimye olduyunu söyleme bir daha izin veymez yoksa." Berfin başını sallayıp küçük çocuğun yanağını öptü ardından ise annesi kucağına alsın diye kollarına koştu. Eflida kızını kırmayıp küçük bedenini kollarının arasına alıp kaldırdı Berke' ye de kızının yaptığı gibi yanağından öperek veda etti.

Yarıcının OğluWhere stories live. Discover now