1

32 4 6
                                    

Küçük kızın elindeki kitaplarla alel acele koşuyordu.Sarayda onun bu biçimini gören görevliler küçük bu haline gülmeden oluyordu.
Küçük fiş elindeki kitaplar o kadar fazlaydı ki kendini görmesini engelliyordu.Hiçbiri engelleniyordu ve yere düşmeden hedefe varmayı dileyerek koşuyordu kız.Sonunda gözüne biraz güneş ışığının çalıştırılması sarayın dışındaydı.
Dar ve bir o kadar da havasız odası küçük kıza hiç iyi gelmedidu.Aslında tam olarak havasız denilemezdi sadece küçük kıza öyle yapabiliyordu.Kapalı alan onu bunaltıyordu.Bahçeyi,odasına tercih etmişti her zaman.Bunları düşünürken bahçenin ortasındaki, diğer oluşuma kıyasla dev gibi olan çınarın yanına geldi.

Eldeki kitapların zarar görmesi için yavaş bir şekilde çınar ağacının izin verdi.Kitapları ağacın yerine bırakması ile kendini yere atması bir oldu.Ağacın gölgesinde biraz soluklandı.Ardından da dakikalarca ağacı büyük bir hayranlıkla izledi.Her gün derslerinde fırsat bulabildiği vakit bahçeye iner ağacı ayrılırdi.Çınar Ağacın altında oturmayı,ak sakallı bir ermişin dizidibinde oturmaya benzetirdi hep.Her zaman bu büyük çınar ağacı gibi güçlü ve büyük olmanın hayalini kurmuştu.
Dinlendikten sonra eline az önce ağacın bıraktığı kitap kümesinden bir kitap aldı.Kitapları babasının verilerinden gizlice almıştı bu yüzden çok dikkatli bir şekilde bilgidu.Ancak bir yandan da bu kitaplara zarar gelse bile babasının bunu farkedemediği kadar kaldığı süre boyunca olduğunu biliyordu.Zaten mevcut da burada olma nedenini de Bölünmüş.Sonraki birkaç iç işlerdeki karışıklıklar artmıştı.E ülkelerindeki de kardeşleri bu işe bir el atması gerekmişti.Ancak ne babası ne de devletin adamlarının gücü bu hali iyileştirmeye yetmişti.Küçük kız onların tabii ki biliyordu.Bu yüzden babasının zar zor bulduğu küçük molalarını kendi Zevkleri için bölünmeyi istememişti.O yüzden de bu çınar ağacına sığınmıştı.Çınar ağacını kardeşlerinin yerine koymuş,ona bütün dertlerini anlatmıştı.Hatta bazen çınar ağacını da konuştuğu ancak bu pek sık yaptığı bir şey değildi.Zira saraydaki birileri tarafından -özellikle de babasından- yakalanmaktan korkmaktı.

Birkaç saat sonra okunan kitap bitmişti.Kitabın sonuncusu da doldurulan kitap kapandı.Ardından kitap hemen yanında duran kitabın üstüne yerleştirildi.Ayağa depolanan ve kitap yığınını tekrar kucağına aldı.Bir dahaki sefere sadece bir kitap getirme konusunda kendini temsilbih kesilme sonra çınar ayacınınn uzaklaşıp gidiyor odasının yolu tutuldu.

......

Bahçede Fransa ile oturuyordu.Fransa ona sorular soruyor küçük kız da cevaplıyordu.

"İsmin ne?"

"Türkiye."

"Kaç yaşındasın?"

"Bu yıl 9 olacağız."

"Aramızda pek yaş farkı yok sanırsam ben de bu yılın 10'unda gelişiyor."

"Evet."

İkili süreçte devam ederken bir yandan da bahçeyi turluyorlardı.Yürürken çınar ağacının yanında geldiler.Türkiye gözlerine ağaca döndü ve yine büyük bir hayranlıkla ağacı izlemeye başladı.Ancak altından gelen acı bir inleme sesi ile odaklama noktası ağçtan sesin geldiği yöne verdi.
Fransa,ağacın köklerinden birine takılmıştı.Elbisesindeki eteğin bir kısmı yukarıya çıkmış ve dizi kanıyordu.Türkiye telaşla Fransa'nın yanında geldi.O sırada görevli de hekime haber vermek için hızla içeri koştu.Hizmetli yanında bir hekim ve iki devlet ile geldi.Fransa İmparatorluğu hemen biricik kızının yanında koştu ve iyi olup olmadığını sordu.Fransa iyi olduğunu teklif ettice Fransa İmparatorluğu'nun yüreğine su serpildi.Ancak Fransa ne yırtılan elbisesini umursuyor ne de kanayan dizini umursuyordu.Şuan tek umursadığı şeyin elindeki kırık kolyesiydi.Türkiye'de bunu fark etmişti.

"Hey,Fransa kolyene ne oldu?"

"Sanırım düşerken kırıldı.Boşver zaten önemli değildi."

Fransa'nın önemli olmadığını söylese de gözler aynı şeyleri söylemiyordu. Kolyesinin kırılmasına çok içerlenmişti. Babalarının konuşmaları bitene kadar göz kolyeden bir an olsun ayrılmamıştı. Kolyenin onun için önemli olduğunu anlamıştı Türkiye ancak sormaya çekinmişti.
Birkaç dakika sonra toplantı bitmişti.Fransa İmparatorluğu ve kızı da kendi ülkelerine doğru yol aldılar.

......

Bir aya yakın bir süre sonra onaylandıktan sonra Türkiye derslerinden sonra bahçeye çıktı.Ancak koca çınarı orada göremedi.Ardından koşa koşa koca çınarın olduğu yere geldi.Evet,ağaç kökünden sökülmüş.Sebebini anlamsız değildi.Türkiye o bir arkadaşını kaybetmiş gibi hissediyordu.Yüreğinden bir parça eksilmişti sanki.Olduğu yerde çömelip başlarının dizlerinin farklılarını almıştı.
Birkaç saniye sonra omuzunda bir el hissediyor.Bu elin sahibi babasıydı.Yeni bir ağaç dikildiği için yer açtıklarını söyledi.Yalan söylüyordu.Türkiye bunu anlıyordu ancak belli yoktu.Kafasını sarstı ve çocuğunun elini tutarak saraya geri girdi.

Çok fazla fidan dikildi ancak hiçbiri tutmadı.Yerini sevmedi dedi babası.En sonunda saraya artık fidan gelmiyordu.Ama Türkiye çocuktu sonuçta diğer anılarıyla birlikte unuttu gitti çınar ağacını.

Çınar AğacıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin