Bir anda kendime geldim. Derin nefesler alarak şimdiki zamanı yakalamaya çalıştım. Nefes al. Nefes ver. Nefes al. Nefes ver. O kadar zor değil kızım. Sadece nfes al, ver ve sakinleş.
Bunun böyle yerli yersiz olması çok sinir bozucu. Ayrıca beni sürekli zor durumda bırakıyor. Keşke bunu kontrol etmeyi başarabilsem. Ama zamanla o da olacak. Sadece biraz zamana ihtiyacım var.
Tamamen kendime geldiğimde kimsenin bir şey fark etmemiş olmasını dileyerek sınıfa göz gezdirdim. Herkes sınıftaki edebiyat öğretmenin tahtaya yazdıklarını defterin geçiriyordu. Bunu görünce kastığımı fark etmediğim bedenim rahatladı. En azından herkesin korktuğu için yerinden bile kıpırdamaya cesaret edemediği bir öğretmenin dersindeyiz.
Etrafa bir kez daha dikkatlice bakıp kimsenin bir şey fark etmediğinden emin oldum. Elimdeki kalemi defterin üzerine koyup deftere baktığımda amacım herkes gibi tahtada yazılı olanları defterime geçirmekti ama edebiyat defterime çizdiklerim bir an duraklamama neden oldu. Her zaman olduğu gibi ruhum zaman da atladığımda orada gördüklerimi farkına olmadan çizmiştim.
Genellikle kendim istemediğim sürece gördüklerimi çizmezdim ama bazıları beni tamamen içine çekiyor. Böyle olduğunda yaptıklarımı kontrol edemiyorum ve orada boğulduğumu hissediyorum. Sanki bir el boğazıma yapışıyor ve bir yandan beni oradan atmaya çalışırken diğer yandan çıkmamı engelliyordu. Belki de zaman aslında benim oraya ait olmadığımı hissediyordu. Ama böyle, beni zorlayan görüntüler her zamana gerçekleşirdi. Bu kadar güçlü olmaları onların gerçekleşeceklerinin en büyük kanıtı. Ayrıca bu da gerçekleşecekti. Bunu ruhumda hissedebiliyordum. Bunun bu kadar güçlü olması bazen beni korkutuyor.
Neler düşünüyorum ben? Ben korkusuz bir savaşçıyım. Beni hiçbir şey korkutmamalı. Bu zamanın ta kendisi olsa bile korkmamalıyım.
Deftere çizdiklerime tekrar baktım. Sayfanın en başına sınıftaki öğretmenin tahtaya yazdıklarının yazılı olduğu birkaç satır vardı. Yarım bıraktığım yazının hemen altına az önce gördüğüm kız ve oğlanın resimlerini çizmiştim. Aynı gördüğümde ki gibi kız oğlanın göğsüne yaslanmış ağlıyordu ve oğlan kızın sesi duyulmasın diye eliyle kızın ağzını kapatmıştı.
Kız ve oğlanın çiziminin hemen altında gördüğüm büyük beyaz kurdu çizmiştim. Avının tam karşısında durduğu heybetli halini çizmiştim. Gözlerinde avını köşeye sıkıştırmanın heyecanlı parıltısı vardı. Benim gördüğüm ve buraya çizili olan resim arasında tek fark vardı. Resmi kurşun kalemle çizdiğim için kurdun kar beyaz olan tüyleri simsiyahtı...
Gördüğüm iki gencin o kurt tarafından katledileceğini biliyorum ama yapabileceğim hiçbir şey yok. Gördüğüm bu vahşetin nerede ve ne zaman olacağını bilmiyorum. Tamam dolunay zamanı olacak ama hangi dolunay? Gelecek dolunayda olabilir, aylar sonraki veya yıllar sonraki bir dolunayda. Bu benim elimi kolumu bağlıyordu işte. Bunları görüp kimseye yardım edememek yaşamaktan çok daha kötü.
***
Zil çaldığı anda sınıf hızla boşalmaya başladı. Sıranın üzerindeki defterimi ve kalemlerimi toplayıp çantama koyarken acele etmeye gerek görmedim. Zaten şu an hızlı olacak kadar kendimi iyi hissetmiyorum. Son gördüklerim beni fazlasıyla yormuştu.
Eşyalarımı toparladıktan sonra çantamın fermuarını kapatıp çantamı koluma taktım.
"Mia iyi misin?" Bu soru beni bekleyen çocukluğumun en büyük parçası olan Olivya'dan gelmişti. Olivya beni ailem kadar iyi tanırdı. Bazen beni bu kadar iyi tanıması biraz korkutucu bile oluyordu ama birisinin sizi bu kadar iyi tanıması bir yandan da çok güzel bir şeydi. Bazen de öyle zamanlar geliyordu ki keşke beni bu kadar iyi tanımasa diyorsunuz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safkan (Cehennem Avcıları Serisi 1) #Wattys2015
Fantasyİnsanları koruyan bir ırk CEHENNEM AVCILARI... Ama insanların korumak için can alıyorlar ve bu onların ilk vazifesi. Herkesin hayal ürünü olarak bildiği kan emici canavar VAMPİRLER... İnsanları onlar için önemsiz. En azından avcılar böyle diyor. Diğ...