Tiyatrodan yaklaşık 2,5 ay gibi bir sürenin ardından, bir gün memlekette hatta dedemlerin evindeyken, 11 Temmuz 2023 gecesinin bir yarısı aklıma bir şey takıldı.
Tabii evde uyanık tek kişi ben falanım. Bir ben bir de ışığının sinir bozucu bir şekilde bir tek beni etkilediği gece lambası bakışıyoruz falan. Onun dışında etrafta araba falan da olmadığından zifiri karanlıkta, dışarının sesi yani işte ağacın hışırdaması vesair o seslerle uyumaya çalışırken düşündüm, daha doğrusu fark ettim.
Gulyabani olaylarının perdesi kaldırıldıktan sonra falan Muhsine'nin TSSB'den, depresyon kaynaklı insomniadan(kesin bir fikrim olmamakla beraber, yanlışsam düzeltin lütfen) kaygı bozuklukları veya panik ataklardan muzdarip olacağını düşünüyorum
Hanımefendinin minör ya da çok daha büyük ihtimalle majör depresyon ve TSSB'ye yakalanacağını falan
Sadece şeyi düşünün: Düzenli olarak her gece rüyasında Hasan'ın gerçekten cinler tarafından öldürüldüğünü gören ve çığlıklar içinde uyanan ve gecenin geri kalanında uyanık kalan Muhsine
Çalışması gereken tüm o cin lisanı, dersler, ezberler ve diğer zırvalıklardan kurtulduktan sonraki boşluk yüzünden depresyon hastası olan ve normal hayata tekrar dönmeye çalışan Hanımefendi
Seneler sonra normal bir hayata tekrar döndükleri için en ufak şeylere tutunan ve fazla ehemmiyet gösteren Çeşmifelek ve Ruşen
Her şey olup bitip kucağında boza kasesi çocukları eğlendiren, komşulara hikayeler anlatan Muhsine evresine çabuk geçilmemiştir yani
Yani elbette üstesinden gelmiştir, bu onu düşürmüş, ezmiş ve daha da iyi kalkıp devam etmesini sağlamıştır
Yaşlı Muhsine ve Genç Muhsine'nin arasında görülen bu majör farkın sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.
Yönetmenim #1: "Hanımefendinin zaten psikolojik rahatsızlıkları vardı"
Muhsine'nin olduğunu düşünmüyorum, yani illaki vardır travmaları, anasız babasız büyümüş bir akrabada bir konu komşuda, gencecik yaşında evlendirilmiş, 3 sene sabah öğle akşam 3 öğün dayak yemiş falan
Ama zihin sağlığından şüphe ettirecek kadar bir rahatsızlık seviyesine burada varmıştır
Yönetmenim #1: "Ya da hepsi komple zır deliydi ve Hasan sadece Muhsine'nin zihninde kurduğu perili konaktan bir çıkış yoluydu"
Kocayı boşadıktan sonra çıkış yolunu zihninde bir erkekten arayacağını çok düsünmüyorum
Hasan'a güvenirken falan baya sıkıntı olmuştu
Ne diğer perilere cinlere ne de Şevki beye kulak asmamıştı
Yönetmenim #2: "Ama hasan ✨ etkileyici bir şehirli erkek ✨"
Hayıır
✨HASANIN İKİ BİRADERİ VAR✨
Ailesiz büyümüş Muhsine için bu büyük bir fırsat. Kocaman bir aile.
Muhsine'nin hayali: Güzel huzurlu bir aile
Muhsine'nin hayalini gerçekleştirmek için katlandıkları:Gecenin bir yarısı dizlerini kendine çekmiş, yüzünü ellerine gömmüş, kabuslarından dolayı sessiz sessiz ağlayan Muhsine
Ama cidden düsününce çok cuk oturuyo böyle
En ufak sese karşı tetikte olan Hasan'ın döşeğin yanında tedbir olsun diye tuttuğu tabancaya sarılıp etrafa bakması
Kabusunda Gulyabani'nin foyasını meydana çıkardıkları gün cin taifesinden birinin ya da bilmiyorum herhangi birinin Hasan'ı tekrar ama bu sefer gerçekten öldürdüklerini gören ve Hasan'ın soğuk cesedine sarılıp ağlarken(kabusta) terler içinde sıçrayan Muhsine
Korkunç abi
Ama bunu her gece yaşıyor bir de öyle düşünün
Biz bunu nasıl komedi diye oynadık-
Sorumlu hocaya bakın hocam siz bizim komedimizi beğenmediniz biz size bir avuç psikolojik sorunlu travmatik insan veriyoruz deme şeklimiz akndkakdkald
Arkadaşlar, kitabın/radyo tiyatrosunun başındaki yaşlı Muhsine ile kitap boyunca anlatılan genç Muhsine arasında gerçekten büyük bir fark var.
Muhsine dediğim gibi evliliğinde şiddet görüp boşanmış bir kadın, üstelik hem yetim hem öksüz. Dönemi düşününce bu çok zor bir kere(1913ten bahsetmiyorum bu arada) ve kendine ait bir evi olmamış hiç, güvenebileceği pek kimse de yok. Çalışmaya çalıştığı konaklarda sözlü tacize uğradığı için hep istifa etmiş. Annesinin arkadaşı diye güvendiği kadın da onu yarı yolda bıraktı.
Yani bu kadının dönem için hem iffetini koruma kaygısı hem de güven sorunları var
Tam birisine güvendi derken bir öğreniyoruz ki(biz) güvendiği adamın da ilk amacı olmasa da eylemleri diğerleriyle aynı her ne kadar sonradan telafi etmeye çalışsa da.
Bir öğreniyoruz ki geceler boyu onu taciz eden "peri" müsveddeleri çoğu evli kocaman adamlarmış
Üstelik hanımefendiyi deli gösteren tonla şeyi de ezberlemesi, zihin sağlığından şüphe duyması, gündüz nefessiz sıkı çalışması, gece baskınları yüzünden uykusuz kalması derken bedenen ve ruhen zaten fazlasıyla yıpranmıştı Muhsine.
Elinde kalan son insanı, Hasan'ı da kaybetmesi ipin inceldiği yerden kopma noktasıydı ki bu önce intihar düşüncelerinin sonra da "cin, peri" hiyerarşisinin zirvesi olan Ahu Baba/Gulyabani'ye meydan okuması ve tek başına saldırmasından belli.
Demem o ki tüm bu travmatik süreçleri atlattıktan sonra direkt olarak şen şakrak birisi olmasının mümkünatı yok.
Zaten kitabın başında evlilikleri boyuncaki Hasan ve Muhsine'nin birbirlerine bıkmadan, usanmadan sevgi ve muhabbet beslediklerinden bahsediliyor. Bu da demek oluyor ki er ya da geç Muhsine de Hasan da bunu aşacak.
Peki ya aşana kadar?
08.04.2024
![](https://img.wattpad.com/cover/342155885-288-k487820.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gulyabani Incorrect Quotes
FanficHüseyin Rahmi Gürpınar'ın Gulyabani kitabı ve ondan uyarlanan tiyatroların karakterlerinin hayali konuşmaları +Headcanonlar +Her şey