-1-

14 2 0
                                    

Sevinç nedir?

İnsan mutlu olduğunda ortaya çıkan herhangi bir duygumu?

Yoksa günlerdir uyanmasını beklediği hasta yatağındaki evladının uyandığını gören annenin yaşadığı his midir?

Bu sorunun cevabı kişiden kişiye, zamandan zamana değişirdi.

Ama şuan Jisung'un hissettiği sevincim sebebi bu örneklerden hiç biriydi. Onun sevincinin sebebi arkadaşlarının ondan gizlice hazırladıkları doğum günü sürprizini bir şekilde öğrenmesiydi.

Bu yılda unutmamışlardı.

Yaşadığı sevincin ardından lavaboya giden arkadaşının telefonunu eskisi gibi masanın üzerine koydu ve çalışmasına devam etmişti.

Lavaboda ki Felix bir süre sonra gelmiş ve oda dersine devam edip birkaç saat sonra Jisung'un evinden gitmişti.

Zaten Felix gittikten sonra Jisung'da yarın olacak sözde sürpriz doğum gününün heyecanıyla yatağına girmiş ve çok geçmeden uykuya dalmıştı.

...

Jisung, içindeki huzursuzlukla gözlerini araladı. Sebebini bilmediği bir huzursuzluk kendisini rahatsız ediyor, nefes almasını dahi zorlaştırıyordu.

Zaten güneş de yavaş yavaş doğmaya başladığı ve zaten bu hisle tekrar uyuyamayacağını bildiği için tekrar uyumaya çalışmamış ve yataktan kalkmıştı.

Belki bu his geçer düşüncesiyle kıyafetlerini çıkarıp duşa girdi. Ama  girdiği duşta içindeki huzursuzluğa bir etki etmemişti.

Tamda doğum günümde olacak iş diye geçirdi içinden.

Bu tarz durumlarda rahatlamak, içindeki bu rahatsız edici hissi geçirmek için hep o yere giderdi.

Eski köprüye.

Jisung, doğum gününde eski köprüye gideceğini hiç düşünmezdi.

Hemen köprüye gitmek için yatak odasında ki dolabın önüne geldi. Zaten yeni duştan çıktığı için üzerinde sadece havlusu vardı.

Dolabın kapağını araladı. Eline ilk gelen pantolon ve tişörtü üzerine giydi. Ardından converslerini de giyip telefonu ve anahtarı kapıp evden çıktı.

Şimdi uzun zaman sonra eski köprüye gitme vaktiydi.

Hızlı ve büyük adımlar atıyordu, Jisung. Amacı en hızlı şekilde köprüye varmaktı.

Yürürken bu kadar ince giyindiğine pişman olmuştu. Hava serin ve rüzgarlıydı kesin hasta olacaktı.

Biraz daha yürüyünce az kaldığını fark etti, Jisung. Adımlarını daha da hızlandırdı daha hızlı varabilmek için.

Merkez kesimde olmayı sevmiyordu. Uzunca bir süre ses duymak başını ağrıtırken üstüne bide arabaların, motorların, kavgacı ve gürültü yapan insanların olduğu merkez kesimde yaşamak onun için bir kabus olurdu.

Evide merkez kesimde olmadığı için zaten böyle köprülerin olduğu alanlara yürüyerek gidebiliyordu.

Biraz daha yürüdükten sonra artık amacına ulaşmıştı. Artık eski köprüdeydi.

Biraz durdu. Avuç içlerini hafif eğilip dizlerine yasladı.Rüzgar burada daha şiddetli esiyor, zaten ıslak olan saçlarını dağıtıyordu. Bu pozisyonda biraz soluklandı.

Sonra tam duruşunu düzeltecekken tamda köprünün ortadan kırıldığı yerde elinde fular bağlanmış olan bir gencin atlama pozisyonunda durduğunu gördü.

Oldukça şaşırdı. Burayı eski nesillerden kimse kullanmaz, yenilerde bilmezdi.

Genç hareketlenince ne yapacağını anladı.

İntihar edecekti.

Ne yapacağını şaşırdı. Sonra engel olması gerektiğini hatırladı, Jisung.

"Hey!" diye bağırdı gence. Eş zamanlı olarak yanınada koşuyordu.

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

yazmaya başladık işte birtane fic

aklımdaki fikiri yazıya dokemuom amk bu nasi bisi

neyse beğenin yeter

oy verin satır arası yorum yazın beni ugrastirmayin

hadi kiss kiss

FoulardHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin