21

18 1 2
                                    

Yazardan

Chan: Ne demek ağırlamak istemiyorsun?

Eun dizi izlemek varken neden onlara katlandığına anlam veremiyordu. Belkide Eun değilde Yeon katlanamıyordu. Bunu anlayan Jeongin'in gözleri şaşkınca Chan'la Yeon'un arasında gidip geliyordu. Yeon bedeni kontrol ettiğinde neden kavga etmeden duramıyordu?

Yeon: Ben sizi çağırdığımı düşünümüyorum? O polisler gittiğine göre gidebilirsiniz.

Chan çatık olan kaşlarını dahada çatmıştı. Onlara ekip olduklarını söylemeliydi ama bu salak kız buna izin vermiyordu.

Chan: Anlamıyor musun, aptal karı? Buradaki herkese bir şey anlatmam gerekli ve onu burda diyemem.

Yeon sinirlendiğini hissediyordu. "Karı mı?" dedi kısık bir sesle. "Ben karıyı gösteririm sana!" kız ondan uzun olan çocuğa yumruk yaptığı elini savuracakken sabahtan beri yalpalayan Jisung Elini tutmuştu.

Jisung: Hadi ama Eun! Bırak anlatsın. Benimde anlatmam gereken şeyler var.

Arkadan kendisine sarılan Seungmin'le şaşırmıştı Yeon. Yanlış bir zamanda kişilik değiştirmişti ve çok yanlış davranmıştı. Yinede o Yeon işte! Hiç bir sözün altında kalmaz onu sözleriyle yada vücuduyle yere gömerdi.

Yeon: Size zorbalık yapan kişilerle mi? Onlarla ölsemde konuşmam.

Yeon'un neden asabi olduğunu saklayabilen Eun için gülümsemişti, Jisung.

Jisung: Öğreneceksin Eun... Öğreneceksin.

Bakışları masumlaşırken gülümsedi, Felix. Eun'nun gözleri güzel gelmişti ona. Çocukluğundan beri gördüğü ilk masumluktu bu. Eun bir bayram gününden sonra baya değişmişti. Daha fazla somurtuyor ve arkadaşlarıyla bağını koparabilmeyi deniyordu.

Tabi o Eun değil Yeon'du. Bunu farkeden arkadaşları cadılar bayramından dolayı olan saçma kostümleriyle birbirlerine sarılarak ağlamışlardı. İşte o zaman karşılaştılar Yeon'la. Yeon onların sarılarak ağlamadına şaşırmış sadece bakıyordu dört çocuğa. Küçük değillerdi ama büyükte değillerdi. Ergenliğin verdiği duygu karışımlarıyla ağlamışlardı kzın önünde. Belki ilk o zaman acımıştı Yeon yada sadece Eun sağlamıştı.

Hyunjin: Sen benim kocamsın. Kızı yemeyi bırak.
Felix: Ha?

Hyunjin'in cümlesiyle kendini gelen Felix, uzun süredir Eun'a baktığını farketmişti ama yinede bu Hyunjin'le uğraşmayacağı anlamına gelmiyordu.

Felix: Ne oldu? Kıskandın mı?

Hyunjin yüzünü Felix'e yaklaştırırken Felix geriye doğru eğilmeye başlamıştı.

Hyunjin: Kıskandım Lix. Ne oldu utandın mı?

Felix yanaklarındaki ısıyı farkedince duraksadı. Fazla yakınlardı. Acaba "Hyunjin hasta mı?" Diye aklından geçiremedi değil.

Felix: Hasta mısın oğlum sen? Uzaklaş amına koyayım.

Omuzlarından tutularak itilen Hyunjin durgunlaşmıştı. Geldiklerinden beri onları izleyen Changbin şaşırmıştı. Buradakilerin kimliğini bilmesine rağmen yakın davranıyorlardı. Ya şuan bir kavga çıkması gerekliydi yada birbirlerine saldırmaları lakin hiç bir şey olmamıştı. Eun'la Chan anlaşmış nereye gideceklerini tartışıyorlardı. Eun ne kadar hızlı olmak istesede Chan bir o kadar yavaştı. Eh, tabi ki bu Eun'un gıcığına gidiyor ve homurdanmadan edemiyordu. Changbin soracağı soruyla Hyunjin ile Felix'e döndü.

iyi iş // StraykidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin