5=Rosa

1.7K 154 24
                                    

İyi okumalar🪄

Taehyungdan

Bakışlarımı yerde tutup bildiğim adrese doğru yürüyordum,Hoseokun evinden çıkalı yarım saat oluyordu

Onunla birkaç saat oturmuş ardından gerekli bazı otlar için ormana gitmeye karar vermiştim,buraya gelme amaçlarından biri iksirlerimi almaktı ve gelmişken sadece bu ormana özgü bitkilerden almasam olmazdı

O sarı saçlı vampiri gördükten sonra işim huzursuz olmuşdu,endişenelmiştim o günün görüntüleri tıpkı bir film şeridi gibi gözümün önünden geçmişti

Düşüncelerim beni ormanın ortasına getirmişti,bana lazım olan otlar bu bölgedeydi ama acele etsem iyi olacaktı çünkü ne kadar kendime güvensem de karanlıkta her türlü canlının ortaya çıktığı bu ormanda kalmak istemezdim

Sessizce kendimle birlikte küçük sepetime mavi orka,siyah minakya,pikapra gibi nadide bitkilerden ekledim

Arkamdan bir ses duyduğumda başımı hızlıca oraya çevirdim ve bir peri gördüm

Toprak perisiydi,çekinerek yaklaşıyordu,kahverengi - yeşıl saçları çok uzun olamayan boyuyla çok tatlı bir kızdı

"şey merhaba?"

Gülümsedim,bir periden zarar gelmezdi naif ruhlu varlıklardı onlar

"merhaba güzel peri"

Yanakları kızarmıştı,açık teni bunu hemen belli ediyordu

"şey yardıma ihtiyacın olduğunu düşündüm,galiba bir şeyler arıyorsun ama eğer rahatsiz ettiysem.."

"ah hayır aksıne bu beni çok sevindiririrdi,yarım saatir lilaka otunu arıyorum ama bulamadım"

"onu burada bulmazsın zaten daha ileriye gitmen gerekir"

"ah bunu bilmiyordum,çok teşekkürler"

"rica ederim.. hadı benimle gel"

Bu kibar ve güzel periyle birlikte zamanın nasıl geçtiğini anlamamış ve saatlerce ot toplamıştım

Yeni bir arkadaş edinmemin yanında olmasını en çok istemediğim şey olmuştu,ben zamanın farkında değilken hava kararmıştı bile

Bunu ise artik önümü göremediğime fark etmiştim

"hey Rosa nerdesin?"

Yeni arkadaşımın adı Rosaydı ve ben onu göz açımdan kaybetmişim

"burdayım"

Arkamdan gelen naif sesle birden irkildim ama belli etmedim

"seni kaybettim sandım"

"ah hayır burdayım"

"sen nerede yaşıyorsun?"

"şehirde"

"benim evim de orada,birlikte gidelim mi?"

İki kişi olmak tek olmaktan iyidir

"Gerçekten mi? Çok iyi olurdu.."

Bana yaklaştığında ormandan çıkana kadar kolunu bırakmadım,hem onu gözden kaybetmek istemiyordum hemde yanımda birinin olması içimi rahatlatıyordu

"Yardımın için çok teşekkür ederim,sen olmasaydın işim çok uzun sürecekti"

"ne demek"

Karanlık olduğu için görmüyordum ama kesin yine yanakları kızarmıştı

Ormanın çok da derinine inmediğimiz için 20 dakikaya çıktık şımdi birde eve varmak vardı

"senin evin ne tarafta Rosa?"

"Nil yıldızı mahallesinde"

"o burdan uzak kalıyor ve bence sen yoruldun,bu günlüğüne bende kalmaya ne dersin?"

Açıkçası vampirlerin avlanma saatinde onu tek başına eve yollamak istememiştim,oda önce tereddüt etse de sonra kabul etti

Evime giden kısa yol arka sokaktan geçiyordu,biz giderken karşıdan gelen vampirle Rosanın gerildiğini hissettim

Yanından geçerken perinin ayağına çelme taktı ve rosa düştü,eteğinin açıkta bıraktığı dizleri kanarken gözleri dolmuştu bile

"minik perinin canı mı yandı? Özür dilerim"

Alayla konuşması sinirimi bozarken eğilip periye yardım ettim

Ama o birden ikimizide iterek yere düşürdü,ayağa kalkıp sinirle ona döndüm

"ne yaptığını sanıyorsun sen?!"

"atarlanma aptal büyücü,yerini bil"

Şu an ona vurmayı çok isterdim ama uzatıp uğraşmaya değmezdı

Bir şey demeden geçip gidecekken kolumdan tuttu,tutuşu sertti canımı yakmıştı

"bırak beni"

"neden? siz sürtüklere karşılıksız dokunamıyor muyuz?"

Yine aynı şey,ayni kader

Yıllar önce iki soydaki kişilerin hatası yüzünden bana hakaret edilmesi ağırıma gitti

Tokadı yüzüne yapıştırdım,başı yan tarafa düşerken gözlerini hızlıca geri çevirdi

Kan kırmızı irisleri koyulaşırken ön dişlerini gösterdi,iki adım geri gittim

Tam o an arkamda birilerini hissettim,belim duvara sertçe çarpılırken tısladım,rosa çığlık attı

Canim çok yanmıştı

Önümde artik bir değil tam olarak üç vampir vardı,siktir

"buda kim?"

Kinayeli şekilde uzun siyah saçlı sordu

"akşam yemeğim..."

"bencilsin.. biz?"

Gözleriyle arkadaki korkudan yerine saplanmış periye gösterdi

"siz onu alın,tatlı bende"

Üstüne atlayacakken başka yeşıl gözlü biri beni tuttu,üçüncüleriydi

"bırakın lan beni şerefsizler!"

Karnıma bir tekme yedim

Acıdan gözlerimin dolmasına engel olamazken onlara baktım

Piçler sırıtıyordu

Diğeri hala beni tutarken ilk baştaki boynuma yöneldi,dudaklarının tenime deydiğini hissettim

Ellerini üzerime yerleştirıp dişlerini saplamak üzerken bir ses engel oldu

"ne oluyor burada?!"

O an keşke bir vampir kanımı sonuna kadar içseydi dedim

Kabuslarımından sonunda çıkan ses capcanlı önümde duruyordu

Sesin sahibi Klan lideri Jeon Jungkooktan başkası değildi...

__________________________

Herkese merhabalar

Nasılsınız?

Bayramınız nasıl geçti?

Medya🪄🧙🏻🧹

İnstaya (redreginax) bekliyorum,muck😽

Kendinize iyi bakın
Reginayla kalın 🪭

Ineffable/Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin