Tekfur Kızının Kıskançlığı

480 16 24
                                    

Yemek bitince odalarına çekilmişlerdi. Orhan babasıyla yemekte son konuşulanların özetini tartışmak için söz alacaktı ki Holofira masanın altından bacağına tırnağını kanatırcasına geçirmişti.

Tekfur kızı bu gece herzamankinden daha bi huysuzdu yemekte laf boyunca soydaş ve dindaşlarının tekfurlar tarafından ne kadar haksızlığa uğradıklarına dair imalı laflar atardı. Osman bu yemeğe Orhan ve Holofira'yı, hristiyanlara ve tekfurlarla iş yapmaya ılımlı olduklarını göstermek için çagırmıştı. Lakin tekfur kızı herkesten ketum çıkmıştı.

Doğrusunu söylemek gerekirse Holofira'da, anası Malhun'u gördü bu gece. Aynı asabiyet, aynı siyasi kelam becerisi, aynı yukarıdan bakış endam.

Etkilendi mi yoksa endişelendi mi tam kestiremiyordu.

Şimdide sedire oturmuş güzelim saçlarını yolarcasına burnundan hoflaya hoflaya soluyarak tarardı. Arada duyulmayacak rumca birşeyler sayıklardı geveleye geveleye ağzında, lakin Orhan kendine dendiğini bilirdi. Amma neden herzamanki gibi yüzüne mertçe demezdi işte orası ona muammaydı.

Holofira işi bitende onun yanına gelmek yerine hala oturduğu yerde mıhlanmış gibi ona pispis keskin bakışlar atardı. Kervanını mı yağmalamışlardı, tavuğuna mı kışt demişlerdi? Ne bu sinir!

—Neydi yemekteki o halin öyle!

— Asıl senin o halin neydi öyle! Görende seni gavur değilde müslüman sanır!

Bunu demesiyle Holofira'nın elindeki tarak yatağa doğru fırlatıldı.

Orhan eliyle savuşturdu, lakin tahtaydı eli acımıştı.

Holofira zaten sinirden köpürürdü. Bu laf bardağı taşırdı, şimdi testiyi Orhan'ın kafasında kırmak isterdi.

—Dinime küfredene bak! Seninde adamlığını duruşunu gördük.

Orhan'ın eli kaşınırdı!

— O ne biçim laf! Sen benim ne yamuğumu, namerdliğimi gördün?

Holofira sinirden bi kahkaha attı.

— Tekfur'a ne diye yalakalık ederdin? Bi isteğin bi alacağın mı vardır! Yoksa gözün mü var?

diyip bu seferde oturduğu sedirin minderini alıp Orhan'a doğru taarruza geçti.

— Almıyım ayağımın altına! Sonra Orhan Bey hanımını dövüyor dedirtme elaleme!

deyip minderle birlikte Holofira'yı yatağa serdi.

— Hahayt Orhan Bey dizini bile dövemez!

diye Türkçe deyim demeye çalıştı lakin dediğinin hiçbir anlamı yoktu. Onun bu girişimini tatlı bile buldu.

Orhan'ın sinirleri birden dağıldı, lakin öpmek için eğilse ya dudağını koparırdı, yada burnuna kafa geçirirdi.

Yada dizi öyle bir yerdeydiki, Holofira sinirinden ikisinin de geleceğini bitiriverirdi. Devlet düşü gerçek olamadan suya düşerdi.

Lakin evvel Holofira'nın sinir sebebini anlamalı sonra yediği hakaretlerden kendi sinirini dindirmeliydi. Sonra öpüp okşamanın sırası gelirdi.

Lakin karısının sinirden  ve minderin altında kalmaktan kızarmış yüzüne bakınca, ki kendiside mindere ağırlığını vermekten çekinmiyordu.

Yapılacaklar listesinde bi kaç şey bi araya sıkıştırabilinirdi. Mesela kendi sinirini bastırmayla Tekfurun kızını altında ezmeyi bi araya sıkıştırabilirdi. Holofira sinirden tepinebilir isterse tırmalıyıp kaçmaya bile çalışabilirdi. Bugüne kadar terbiye etmemişti bu küçük hırçın terbiyesizi, şimdiyse dizini dövemez olmuştu! Öyle mi ha! O dizde tekfur kızını..

OrnilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin