Deryalara Açılan Tanışma Hikayesi

13 2 0
                                    

Seni ilk defa bir kitapçıda gördüm. Kitaplara bakıyordun. Sonra beni fark ettin. Gülümsedin.

Hangi kitaptı o?

- Canistan. Yusuf Atılgan.

Sonra göz göze geldik. Gülümsedim istemeden sana.

- Çünkü çok güzeldim. Kışın ortasıydı. Aralık ayının sonu. Her yerde yılbaşı süsleri vardı. Kafamda kırmızı bir bere, boynumda ise gökyüzünü tamamlayan bir atkı takılıydı.

Yanına geldim, o kitap yarım kaldı. Asla bitmez dedim.

- Kim bitmemiş bir kitabı okumak ister ki?

Sonunu önemsemiyorum dedim sana. Yolun nereye gittiği önemli değil, önemli olan yolculuk. Gözlerinde gördüm etkilendiğini.

- Sonra beni kahve içmeye davet ettin. Kendime dedim ki;

Kızım sakın hemen kabul etme. Sonra hemen kabul ettim.

Saatlerce sohbet ettik.

- Bu kızın öyle hemen neyinden hoşlandın ki sen?

Bilmişliğinden. Dünya'da ki bütün kitapları okumuş, bütün filmleri seyretmiş, bütün şehirleri gezmiş gibi yapmasından etkilendim. Bir yere girdiği zaman, onun dışında herkesin ve her şeyin bulanıklaşıp, sonra yavaş yavaş yok olduğunu fark etmekten etkilendim.

Sen?

- Güven veriyordu bana. Yaşadığım bunca hayal kırıklığından, yalnızlıktan, umudumun boşa çıkmasından öyle yorulmuştum ki, sığınacak bir liman olmuştu bana. Gözlerine baktığımda, içime samimiyet akıyordu. Uzayın derinliklerinde oksijen bulmak gibiydi. Fanusumu çıkarıp, ilk kez nefes alıyormuşum gibi hissettim kendimi...                                   

İki Aşığın Tanışma HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin